Politika

Özel, Erdoğan'a seslendi: Ne kadar direnirsen diren

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen CHP lideri Özgür Özel, "Biz milletin yükselen sesini duyuyoruz. Yapamıyorsan bırak biz yaparız" dedi.

Abone Ol

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, "Biz milletin yükselen sesini duyuyoruz. Yapamıyorsan bırak biz yaparız. Seçim olmuyor, ne kadar direnirsen diren önünde sonunda geçim olmadığı için seçim olacak o seçimde de bu milletin iktidarı olacak" dedi.

CHP lideri Özgür Özel, Sosyal Demokrat Belediyecilik Eşgüdüm Konseyi’nin (SODEMBEK) ilk toplantısında konuştu. Konsey, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek koordinasyonunda parti genel merkezinde toplandı.

Türkiye genelinde 14'ü büyükşehir ve 6'sı ilçe belediye başkanının oluşturduğu 20 kişilik konseye, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve diğer büyükşehir, ilçe belediye başkanları katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Özel'in açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:

"Özellikle haftasonu yurdun pek çok yerinde ciğerimiz yandı. Yangınla mücadele meselesini basit siyasi söyleme oturtmak, oradan siyasi bir rant çıkartmak zorunda olanlar milletimizin gözü önünde nasıl tepkiler aldılar nasıl milletin vicdanı bunlara itiraz etti hep birlikte gördük. Esas sorumluluğun sahipleri sorumluluklarının sınırları belli olan ve iktidar tarafından dar tutulan, bile bile belediyelerimizi karalamaya kalktı. Eğri oturup doğru konuşma zamanı. Biz hükümetin yanlışlarını söylemek, hatırlatmak 'bunlardan hükümet sorumludur' demenin ötesinde bir şey yapıyoruz. Durum ortada. Orman Bölge Müdürlüğü'nün personel araç gereç havadan müdahale konusunda, filonun zayıflığı konusunda aldığı eleştiriler ortada. İzmir'de söndürülemeyen orman yangınının gelip Türkiye'nin üçüncü büyük kentini nasıl tehdit ettiği ortada. Birileri bir iki çatı yanınca 'büyükşehir belediyesi itfaiyesini suçlar mıyız, oradan bir rant eder miyiz' onun peşinde.

"Yangın söndürme uçağı bulundurmasına izin vermiyorlar"

Yapılması gerekeni biz söyleyeceğiz ama hükümet yapılması gerekenler konusunda aynı tutumunu sürdürürse bunu milletimize şikayet edeğiz. Örneğin büyükşehir belediyelerinin ya da Türkiye Belediyeler Birliği'nin, kiralama ya da satın alma yoluyla yangın söndürme uçağı bulundurmasına izin vermiyorlar. Geçmişte İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ve çeşitli belediyelerin yangın söndürme uçakları vardı. Dediler ki, 'Orman Genel Müdürlüğü dışında yangın söndürme filosu olmayacak...' Açın önümüzü verin yetkiyi biz CHP belediyeler olarak hangi bekediye yetki sınırlarında olduğuna bakmaksızın bu konulara müdahale edebilecek filoyu kuralım.

"Yanan her metrekarenin durumunu dikkatle takip ediyoruz"

Belediyelerin itfaiye personeliyle ilgili ihtiyaçlarına cevap vermiyorlar. Norm kadroya ihtiyaç var, 'buraya bu kadar kadro veriyorum' diyor. Belediyemiz de diyor ki, örneğin; Adana Büyükşehir Belediyesi 196 kişilik bu kadroyu doldurmayı talep etmiş izin vermiyorlar. Ankara Büyükşehir Belediyesi 500 kişilik itfaiye personelini almak istediğini bildirmiş üç aydır yanıt gelmiyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi 11 aydır 88 nitelikli itfaiye personeli alımı talep yazısına cevap alamadı. Muğla Büyükşehir Belediyesi'nde 6 aydır 39 personel alımına izin verilmedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 5 ay önce 2 bin 300 itfaiye personeli almak istediği için yazı yazdı yazısına cevap verilmedi. Bursa Büyükşehir Belediyesi 300 itfaiye eri alımıyla ilgili izin talebine 2 aydır cevap alamadı. O imzaları atmayarak neyi sağlıyorsunuz, bunun kime faydası var. Sonra bizim belediyelerimizi suçluyorsunuz.

Geçen sene orman yangınlarından sonra her bir metrekarenin ağaçlandırılacağının teminatı biziz diyenler şimdi oralarda imar değişikliklerine, otel inşaatlerine izin vermekte ve otellerin yükselmesine sessiz kalmaktadırlar. Biz yanan her metrekarenin durumunu dikkatle takip ediyoruz.

''Türkiye'nin 63. sırada yer almasını içimize sindiremiyoruz"

Maalesef Paris’ten biraz yüreği buruk döndük. Uzun zaman sonra ilk kez altın madalya almadan döndük. Olimpiyatlara talip olan Türjkiye’nin 63. sırada yer almasını asla içimize sindiremiyoruz. Bunu spora yeterli desteğin verilmemesi ve daha önceki bilincin çok daha geriye düşmesin nedeniyle olduğunu düşünüyoruz. İstanbul 2026 olimpiyatlarını düzenlemeye talip. Bugünden tezi yok  yarına kalmadan Türkiye Cumhuriyeti’nin olimpiyatlara sporcu yetiştirmeyi, altın madalya sayısını nasıl artırmaya çalışacağına dair acil eylem planına ihtiyaç vardır. Buradan çağrımız iktidaradaır. Bugün ise CHP’li belediyelerin bundan sonraki süreçte de olimpiyatlara nasıl sporcu yetiştireceği gündeminde olacak.

Filistin ziyareti: "Filistin'in sesini dünyaya duyuracağız"

Geçtiğimiz pazar günü Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Daha önce Filistin’e gitme ile ilgili bir talebimiz vardı bu talebimizi tekrar edecek olduğumzuda Abbas, 'CHP’nin Filistin’in sesini batıya duyuran bir pencere olduğunun farkındayız. Sizin Filistin’den bir gün bekleme değil geleceğiniz günü belirleme ve bizim de sizi karşılama sorumluluğumuz var. Burası CHP’nin ve Türkiye’nin ikinci memleketidir’ dedi. Ben sağlığım en kısa sürede el verdiği sürece bu ay sona ermeden gerekli hazırlıklarımızı yapacağız ve oraya güçlü bir heyetle gideceğiz, Filistin’in sesini dünyaya duyuracağız hazırlıklarımız yapıp gidebilmeyi istiyoruz.

"Eczacılar iflasın eşiğinde"

Eczacılar yılladır büyük zorluklar yaşıyor. Yaşatabilmek için yaşamaları lazım bunu görmezden geliyorlar. Bugün Türkiye’de Euro kuru 37 TL’den hesaplanırken 17 TL’den hesaplanan gelirleri ile mücadele etmek zorundalar ve hepsine halk sağlığına katkı için nefeslerinin sonuna kadar direnmeye çalışırken şimdide Hazine ve Maliye Bakanlığı entegrasyon yapılmayan cihazlar yüzünden ve yazın ortasında fiş denetimi yaparak ağır cezalar yazıyor. Hiçbir eczacı meslektaşım vergi denetiminden kaçmaz. Türkiye’nin en iyi vergi ödeyen meslek grubu eczacılardır. Ama elektronik cihazların birbiri ile yapacağı entegrasyonu koca koca  firmalar yapmamışlar. Entegrasyon eksikliğinden eczacılara katlanamayacakları vergi cezaları kesiyorlar. Bu adalet değil, hak değil. 6 ay süre tanımıyorlar. Bu seslerin duyulmasını istiyorlar. Eczacılar iflasın eşiğindeyken bu yaptığınız işe bizim köyde bu vakitte insanı yılan sokmaz derler.

"Bütün emekliler asgari ücret alabilirdi"

Son sözüm Erdoğan’a. 660 milyar yandaşların borcunu silmeye para bulup emekliye 33 milyar TL verdim diyen Erdoğan’a söylüyoruz. 100 milyar ile bütün emekliler asgari ücret alabilirdi. Bir o kadar parayla asgari ücrete enflasyon zammı yapılabilirdi. Rize’de kendi memleketinde 17 TL çay fiyatı açıkladın, maliyetinin 19 TL olduğunu akrabalarına sorsan söylüyorlar. Bugün 1 kilo çaya iki ekmek alınamıyor. Geçen sene 8 TL 25 kuruş olan buğdaya 9 TL 25 kuruş fiyat vererek buğday üreticisini perişan ettiniz. Burdur’da fasülye tarlasına girdim 8 TL. Burdur pazarında fasülye 80 TL, üreten perişan, tüketen perişan. Bu aradaki 72 TL'nin vebali boynuna. O fasülye İstanbul’da 100 TL Muğla’da 120 TL. Bunların tamamına çare bulmanın imkanı da var kaynağı da ama kimden yana olduğuna karar vermek lazım. 45 tane zengin müteahhitten yana mı olacaksın milyonlarca emekliden, emekçiden, çiftçiden yana mı olacaksın, parayı üreticiye mi bulacaksın yoksa fıstık gibi kazanıp yan gelen yatanların vergi borcunu mu sileceksin?