CHP Genel Başkanı Özgür Özel, beş kişinin şehit olduğu, 22 kişinin yaralandığı terör saldırısı sonrası TUSAŞ'ı ziyaret etti. Özel'e CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Genel Başkan Yardımcıları Gökçe Gökçen, Murat Bakan ve Yankı Bağcıoğlu, Kahramankazan Belediye Başkanı Selim Çırpanoğlu ve Ankara İl Başkanı Ümit Erkol eşlik etti.

MHP, il genel meclisi üyeleriyle bir araya geldi MHP, il genel meclisi üyeleriyle bir araya geldi

Özel, ziyaret sonrası basın açıklaması yaparak gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özel şunları söyledi:

"Büyük bir acı yaşadık, büyük bir üzüntü yaşadık. TUSAŞ'ta olay yaşandığında hem genel müdürümüze, yönetim kurulu başkanımıza ulaşmaya çalışıp, ulaştığımızda da hem geçmiş olsun ve başsağlığı dileklerimizi iletmek istediğimizi ve burayı ziyaret etmek istediğimiz söylemiştik. Tabi hem delillerin toplanması hem halen daha tuzaklı olabilecek patlayıcılardan dolayı dün Sayın Meclis Başkanı'nın ziyaretine kadar bu olanaklı değildi. Meclis Başkanımızın ziyaretinden sonra biz de talebimizi yeniledik ve bugün biraz önce genel sekreterimiz, genel başkan yardımcılarımız, gölge kabinedeki ilgili bakanlarımız, Meclis’teki ilgili komisyondaki milletvekillerimiz ve Kahramankazan Belediye Başkanımız ve il başkanımızla birlikte TUSAŞ’a bir taziye ve geçmiş olsun ziyaretinde bulunduk. Öncelikle dün cenazelerine katıldığımız beş şehidimize Allah’tan bir kez daha rahmet acılı ailelerine bir kez daha sabır diliyorum. 22 yaralımızdan 14'ü taburcu oldu, 8'inin sağlık durumlarını tedavi gördükleri hastanelerde yakından takip ediyoruz. Onların da şifa ile taburcu olmaları için hem elden gelenin yapıldığına şahitlik ediyoruz hem de dua ediyoruz."

"Bu hedef boşuna seçilmedi"

Özel, "Böylesine kritik bir kurumun hedef alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu şöyle yanıtladı:

"İçeriden ya da dışarıdan bu belki yakın zamanda öğrenilemeyecek ama orta vadede ve uzun vadede birlikte öğreneceğiz, bu hedef boşuna seçilmedi. Bu hedef Türkiye’ye kendi uçağınızı yapıyorsanız, kendi uçak motorunuzu yapmak için bir azminiz varsa ve ülke olarak bunun arkasında duruyorsanız 'Ayağınızı denk alın' diyen bir dış kuvvet söylüyorsa, biz o dış kuvvete diyoruz ki; 'Bizi yıldıramazsınız. Bu hedeflerden Türkiye’yi geriye bırakamazsınız.' İçeride birileri burayı, bu stratejik hedefi seçerek ülkeye istikamet vermek veya bir takım olayların gelişimine engel olmak ya da yön çizmek istiyorsa buna teslim olmamak, bunlara verilecek en iyi cevaptır. Terörü kim, ne amaçla kullanıyorsa, ne amaçla yapıyorsa, kimden ve nereden geliyorsa lanetliyoruz. Bunu çok açık ve net şekilde ifade etmek gerekir. Bütün vatandaşlarımıza şunu söyleyeceğim; biz pazar gününe bir Yaşam Hakkı mitingi koymuştuk. Ölen kadınlar, bebekler, çocuklar, yanan ormanlar, katledilen canlarla ilgili. Bu hain saldırı yaşandıktan sonra dün o gündemle toplandık ve bir karar vereceğiz mitingi iptal edecek miyiz, etmeyecek miyiz diye. Dedik ki etmeyeceğiz. Zaten biz bunları yapmayalım diye, zaten biz cesaretimizi kaybedelim diye. Biz sinersek toplum sinsin diye yapıyorlar bunları. O yüzden belki müzik çalmayacağız, teröre ve her türlü şiddete karşı yaşam hakkını savunmaya devam edeceğiz. Vatandaşlarımıza şunu söylüyoruz; elbette kişisel endişeler, yakınlarımızın güvenlik endişeleri son derece haklı ve insani endişeler. Ama terör bu endişeleri, bu korkuyu yönetmek istiyor. Terörden medet umanlar bunu yapmak istiyorlar. O yüzden çok açık bir şekilde biz korkmuyoruz, sinmeyeceğiz. Biz pazar günü saat 14.30'da Beşiktaş Meydan'da olacağız ve hem teröre hem her türlü şiddete meydan okumak için oradayız. Tüm İstanbulluları, İstanbul’a erişim mesafesinde olan herkesi de bu kararlılıkla mitinge bekliyoruz. O mitingi siyasi bir miting olmaktan çok korkuya karşı meydan okuma mitingi olarak görüyoruz.

"Öcalan'ı buraya getirme fikrinin sahibi Sayın Bahçeli'dir. Bizim öyle bir fikrimiz yok"

Özel, "Siz Diyarbakır'dayken basına kapalı bir toplantıda 'Şu an iktidarın karşısında olmak belki bize belki oy kazandırmaz ancak biz tarihin doğru tarafında olmuş oluruz' dediğiniz iddia edildi" sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Arkadaşlar öyle bir şey yok. Öyle 'İktidarın karşısında olmak' der miyim ben ana muhalefet partisi lideriyim ve iktidarın karşısındayım. Onları yenmek, iktidardan indirmek için gün sayıyorum, dakikalar sayıyorum. Böyle bir şey demem. O kapalı toplantıdan kötü niyetle yazılmıştır demiyorum. Benzer bir cümle oldu. Şöyle söyleyeyim, iktidarın karşısında değil. 'Eğer biz Türkiye'ye barış getirecek, terörü bitirecek bir sürecin karşısında kısa vadeli beklentilerle durursak tarih önünde yanlış yapmış oluruz' dedik. Niye iktidarın karşısında olmayayım? Kaya gibi karşısındayız. Bu iktidarın karşısında durmaktan, ama onu aktaran arkadaş şu anda sırf iktidara muhalefet etmek için bu sürecin karşısında gibi aktarılırsa daha doğru olurmuş. Bizim karşısında durmadığımız şey; barış umududur, karşısında durmadığımız şey net olarak terörün bitmesi, silahların bırakılması umududur. Bu başka bir şey iktidarın karşısında durmak başka bir şey. Ayrıca şunu da söyleyeyim, yöntem olarak da oradan oraya bir parti siyasi yankesicilik umuduyla 'Özgür Özel ülke vadetti.' Bir kelime sonra şunu söylüyorum. 'Bu ülkeyi Türklerle birlikte Kürtlerin de 86 milyonun kendini ait hissettiği bir ülke yapalım. Size devleti tam olarak benim gibi sahiplenmeyi teklif ediyorum' demek toprak teklif etmek demek midir? Teklif ettiğimiz devlet Türkiye Cumhuriyeti devletini 86 milyon olarak sahiplenmek. Buna kim karşı çıkabilir? 'Abdullah Öcalan’ın fikri.' O fikir Sayın Bahçeli’nin fikri. Biz dedik ki; 'Meclis odaklılık ve ne yapılacaksa Meclis karar verecek.' Sayın Bahçeli kendine özgü, çok tartışmalı bir şey söyledi. Ve bizim pozisyonumuz şu, çok net. 'Biz şehit ailelerinin ve gazilerin de yüzüne bakamayacağımız hiçbir sürecin içinde olmayız' dedik. Bu çok net. Biz barışı destekliyoruz, silah bırakmayı destekliyoruz. Ama eğer Abdullah Öcalan'ı buraya getirme fikrinin sahibi Sayın Bahçeli'dir. Ona sorulması lazım. Bizim öyle bir fikrimiz yok. Ama biz 'Tüm aktörlerin sözü kıymetlidir' diyoruz. Öcalan konuşacak diye illa o kürsüye gelmek zorunda değil. Öcalan bulunduğu yerden, imkân verilir, o çağrısını yapar. Bu kadar basit bir meseleyi bir parti siyasi yankesicilik yapacak, CHP'yi yıpratacak diye bu algı oyunlarına kimse alet olmasın. Bizim duruşumuz, pozisyonumuz nettir."

Editör: Nur Yıldız