Naz Akman
2024 yılında asgari ücretli, işçi, emekli ve çiftçinin geçinmekte zorlandığını belirten Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan, orman işçileri ve TİGEM işçilerinin mali ve sosyal haklarını artırmak, çalışma şartlarını düzeltmek, sosyal yardımlar ve morallerini yükseltmek amacıyla mücadele ettiklerini ifade ederek bu anlamda yeni yıldan beklentilerini açıkladı.
Aslan, “2022 Aralık-2024 Aralık dönemi enflasyonu yaklaşık yüzde 140. 2024’te yaşadığımız geçim sıkıntısını 2025’te yaşamak istemiyoruz. Gelir adaleti sağlanamadığı gibi vergi adaleti de sağlanabilmiş değil. Orman ve TİGEM çalışanı arkadaşlarımızın bordrolarına bakıldığında, vergi mağduriyeti çok net görünüyor. Doğrudan ve dolaylı vergiler üzerinden bakıldığında maaşlarımızın yüzde 45’i vergiye gidiyor” diyerek 2025-2026 yıllarını kapsayan toplu iş sözleşmesi sürecine işaret etti.
“Gelirde ve vergide adaleti sağlamak gerek”
Aslan, geçtiğimiz yıl yaşanan artan gider-yetmeyen gelir, düşmeyen enflasyon-yükselmeyen maaş gerginliğinin yeni yılda da devam etmemesi için öncelikli olarak vergide adaletin sağlanması gerektiğini söyledi.
Aslan, “Enflasyonist ortam en çok kamu işçilerini vurdu. Memurlara yapılan seyyanen zam işçilere yapılamadı. Memur enflasyon karşısında bir nebze korunmaya alınırken işçi enflasyonun ağır yükü altında ezildi. Kamu işçileri için koruyucu nitelikte olan iki unsurun oluşması gerekiyor; sabitlenmiş vergi ve desteklenmiş seyyanen zam. 2024 yılında yapamadığımızı 2025 yılında yapmamız gerekiyor. Yılın ikinci ayından itibaren yüzde 20’lik dilimden vergi kesiliyor. Yani maaş, yüzde 5 düzeyinde azalıyor. Yılın ikinci altı ayında ise yüzde 27’den vergi ödüyorsunuz. Maaşta yüzde 12 düzeyinde bir düşüş gerçekleşiyor. Maaş, vergi matrah ve oranları nedeniyle tam anlamıyla kuşa dönüyor. İşçi, ‘geliri düşük ve sabit, vergisi yüksek ve artan oranlı emekçi’ tanımından kurtulmalı. Bunun için de hem gelirde hem vergide adaleti sağlamak gerek. Ya da işçilerin de maaşlarında da emsal düzeydeki kamu görevlisi maaşlarına benzer istisna ve muafiyetler sağlansın” talebinde bulundu.
“Emeklinin yaşam maliyeti artıyor, maaşı azalıyor”
Asgari ücretle bağı olmayan üç cephenin asgari ücreti belirlediğini söyleyen Aslan, asgari ücretin gerçek muhataplarının işin göbeğinde olması gerektiğini belirtti. Söz konusu ekonomik tabloya bağlı olarak emekli olma isteğinin de azaldığını ifade eden Aslan, “Emekli olanın, yaşam maliyeti artıyor maaş miktarı azalıyor. İnsanlar emekli olmaktan korkuyor. Sistem olarak emekliye iyi bir yaşam standardı vermiyorsunuz. Bu işin emekli tarafıydı, bir de emekli olanın yerine istihdam etmede de sıkıntı yaşanıyor. Emekli bağlama oranlarını yükseltmek, emekli olma yılları arasındaki farkı sıfırlamak gerekiyor, kişi ne zaman emekli olacaksa kıdemine göre maaşını almalı. Devlet memuru ocak ayında da emekli olsa mart ayında da emekli olsa maaşı aynı. Sosyal Güvenlik Kurumu’nda eşitlik var diyebilir miyiz? Ormanlarımızı koruyan ateş savaşçılarının sosyal güvenlik konusundaki mağduriyetlerinden birisi de fiili hizmet zammı konusu yani ‘yıpranma tazminatı’dır. Bu konudaki adaletsizlik hem can sıkıyor hem can yakıyor. Unvana dayalı yıpranma tazminatı konusunda adım atılmasını bekliyoruz” dedi.
“Devlet kurnaz olmakla değil adil olmakla yükümlü”
Aslan, enflasyon farkı verilen her durumun maaşın enflasyon karşısında eridiğinin itirafı olduğunu belirterek, çevre ve orman konusunda kapsamlı düzenlemeler talep etti. Aslan, “Harçları, vergileri ve mal ve hizmet fiyat artışlarını geçmiş yıla göre hesaplayıp, kamu işçisinin maaşını gelecek yılın enflasyonuna göre belirleme teklifi, tüccar kurnazlığı yapmaktır. Devlet, tüccarlığa da kurnazlığa da itibar etmez. Çünkü, Devlet kurnaz olmakla değil adil olmakla yükümlüdür. Sendikal hayat noktasında daha özgürleştirici bir anayasa istiyoruz. Grev hakkını, toplu sözleşme hakkını daha güçlü kılan, uluslararası entegrasyonu daha mümkün kılan, dünyaya yön veren sendikal hakları yeni anayasada görmek istiyoruz” sözlerine yer verdi.