Kültür-Sanat

Orkuncan İzan: “Oyunculukta şansın peşinde gezdim”

“Güzel Günler” dizisiyle tanınan oyuncu Orkuncan İzan, bugünlerde Turgay Korkmaz ile beraber rol aldığı “Misket” oyunuyla gündemde. Oyunculuğa Ankara’da başlayan genç oyuncu, İstanbul'da izlediği oyunların kariyerini şekillendirdiğini belirtti. Rol arkadaşlarından beslendiğini söyleyen İzan, bunun sahnede çok güzel bir sonuç verdiğinden de bahsetti.

Abone Ol

Haber: Deniz Ali Tatar

Oyunculuğa Ankara’da başlayan ve kariyer yolculuğuna dizi, film ve tiyatro projeleriyle devam eden genç oyuncu Orkuncan İzan, Binnur Kaya ile rol aldığı “Güzel Günler” dizisiyle izleyicinin gönlünde taht kurdu. Geçtiğimiz sezon ilgiyle izleyen dizinin yanı sıra, Turgay Korkmaz ile rol aldıkları “Misket” oyunuyla da gündemde olan İzan, oyunculuk kariyerindeki en önemli dönemeçleri 24 Saat’e anlatı. Ankara’da yaşadığı dönemlerde İstanbul’a gidip oyun izlemenin kariyer geleceğine yol gösterdiğini söyleyen İzan, oyunculuk kariyeri için bir plan kurduğunu ve şansın peşinde gezdiğini söyledi. “Güzel Günler” dizisinin setini bir okul gibi gördüğünü söyleyen İzan, deneyimli oyuncularla çalışmanın zevkini de anlattı. Turgay Korkmaz’la beraber oynadıkları “Misket” oyununun sahnelerde izleyiciyle buluştuğunu da söyleyen İzan, oyuna dair merak edilenleri de paylaştı.

“Sadri Alışık Ödülleri'nde aday gösterildikten sonra bambaşka bir şey oldu”

Bulunduğu her dizi, film ya da tiyatro çalışmasında bir ‘Ankaralı’ sanatçı ile karşılaştığını söyleyen İzan, kariyer yolcuğunu şu şekilde anlattı: “Herkesin yolu geçmiş bir şekilde Ankara’dan. Benim yolculuğum da Ankara’da başladı. Çekingen ve içe dönük bir çocuktum, ailem buna bir çözüm olacağını düşünüp sık sık çocuk tiyatrolarına götürdüler, bir defasında beni zorla sahneye çıkarmışlardı. Ne yaptığımı hatırlamıyorum ama o hissi hatırlıyorum büyüleyiciydi. Sonrasında hep tiyatroya karşı ilgim ve hevesim vardı. Ama asıl süreç, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne kaydolmamla başladı. Orada da demek ki bir ışık gördüler ve Bahadır Tokmak hemen bir rol teklif etti. Ama benim için o zamanlarda tiyatro, hafta sonu ilgilendiğim bir hobi gibiydi. Üniversite sınavı sonucunda da, Hacettepe’de Arkeoloji bölümünü kazanmıştım. Tam da bu zamanlarda, oyundaki rolümle Sadri Alışık Ödülleri'nde 'Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu Adayı' gösterildim. Bu haberle birlikte oyunculuk hobi olmaktan çıkıp meslek haline geldi. Hepsi bir arada gidemeyince, Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nü 2013 yılında bırakıp Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’ne geçiş yaptım. Konservatuvar okurken de, ara ara İstanbul’da sahnelenen oyunları seyrettim. O dönem Ankara’da Devlet Tiyatrosu’nun yanında çok az seçenek vardı. O yüzden tatillerde İstanbul’a gidip oyun izlemek, orda neler yapıldığını görmek gelecek için bir yol gösterici oldu. Mezun olduktan sonra da İstanbul’a yerleştiğimde oyunculuk anlamında ne yapmam gerektiğini az çok biliyordum."

İzan, sözlerine şu şekilde devam etti: "Tiyatroya başlarken, bir oyunun iyi olup olmadığını süreçte anlarız diye düşündüm. İçime sinen bir oyun çıkınca, İstanbul’da mesleğime bir şekilde başlamış oldum. Bu noktada 'Misket' oyunu şansım oldu. İstanbul’da da kulaktan kulağa yayılmaya başladı ve herkes bir anda Ankara’dan gelmiş yeni mezun iki oyuncunun oyununu izlemeye başladı. Bu sayede başka projelerden teklif gelmeye başladı ve ‘audition’ görüşmelerine girmeye başladım. Ama ben bu süreci şans olarak görmüyorum, çünkü daha İstanbul’a taşınmadan Ankara’da ben bu sürecin planını kurmuştum, bu planın tutmasında şansım da yardım etti ama ben de bu şansın peşinde gezdim.”

Tiyatro sahnesinden sonra dizi setlerinde daha farklı bir süreci gözlemlediğini ve bunu bilerek bu sürece girdiğini söyleyen İzan: “Tiyatrodan sonra dizide oyunculuğun farklı olacağının bilinciyle gittim ilk setime. Bu noktada menajerim Rabia Sultan Düzenli de çok yardımcı oldu. Rabia beni mezuniyet oyunumda seyretmişti ve o günden beri beraber çalışıyoruz. Kamera önünü ve set ortamını deneyimlemem için birkaç bölümlük konuk oyuncu olarak dizilere gitmemi sağladı. Temelde her ikisinde de oyunculuk birbirinden farklı değil, sadece teknik farklar var.  Tiyatro sahnesinde karakterin içinde yanan ateşi tutabiliyorsun ama sahnede yaptığın şey, kamerada bazen çok büyük ve fazla görünüyor, daha az hareketle o ateşi yakabilmek önemli bu noktada” dedi.

“Güzel Günler'de canlandırabileceğime inandığım rol, harika bir kadro ile birleşti"

“Güzel Günler” dizisinde canlandırdığı Feyyaz karakteriyle kariyerinde bambaşka bir süreç başladığını söyleyen İzan: “Güzel Günler’in senaryosu geldiğinde ve oynama ihtimalim doğduğunda inanılmaz bir heyecan yaşadım. Çok sevdiğim ve oynamanın keyifli olacağı bir rol hayal bir kadro ile birleşti. Binnur Kaya, Ecem Erkek ve Yıldıray Şahinler’le ağırlıklı sahnelerimin olması bu heyecanımın bonusu oldu aslında. Okuma provasından 2 hafta sonra sete çıkabildik ve o iki hafta oyuncu heyecandan yerimde duramıyordum. Ben Güzel Günler’i ilk dizi setim gibi gördüm bu yüzden ve yönetmenimiz Osman Taşçı’ya 'Hocam yanlış bir şey yaparsam beni uyar' ürkekliğiyle oynadım ilk bölümlerde. Fakat hem kuvvetli oyunlarla bir arada olmak, bir de üstüne birbirimizi sevmemizle kurulan aile ortamı bu acemiliği çabuk atlatmamı sağladı. Çok iyi oyuncularla beraber yola çıkarken, onlara çok güvendim ve zaten birbirimizden beslenerek o sahnelerin altından kalktık” dedi. 

Dizi sürecinin bir yandan bir okul gibi olduğundan da bahseden İzan, süreci şu şekilde anlattı: “Kendimden çok şey kattım Feyyaz’a. Ben onun doğduğu yerde doğup, onun yaşadıklarını yaşasaydım nasıl biri olursam o oldu Feyyaz. Yani içimden çıkan duygularla oynadım Feyyaz’ı. yönetmenimizle güzel bir iş birliği içine girdik. Ve karakter de izleyiciye çok samimi geldi. Biz 3 bölüm önceden çektik diziyi ve sonra yayına girdi. Ne çektiğimi biliyordum ama, izlerken çok şaşırdım çünkü bambaşka ve daha hoşuma giden bir şey gördüm. Diziyi izleye izleye aslında geliştirdim kendimi ve çok iyi bir öğreti süreciydi."

“Güzel Günler” dizisinin ardından daha çok tanınmaya başladığını söyleyen İzan, “Dizinin faktörünü çok net bir şekilde gördüm, sokakta daha çok tanınmaya ve dizi hakkında konuşmaya başladık izleyenlerle. En çok şaşırdığım, bunun tiyatroya katkısının olması oldu. Ben olacağını hiç düşünmezken, diziden görüp oyunu izlemeye gelen çok insan oldu. Çok hoşuma gidiyor bu durum, biraz da mahcup oluyorum bana gülerek o samimiyetle bakan insanlara, Feyyaz’ı çok seviyorlar sarılmak istiyorlar ama ben Feyyaz kadar iyi biri miyim emin değilim” dedi.

"Misket", doğru zamanda doğru yerde geldi  

Misket oyunu için 2019 yılında çalışmaya başladıklarını ama sahneye pandemi nedeniyle 2021 yılında çıktıklarını söyleyen İzan, oyunun yazarı ve rol arkadaşı Turgay Korkmaz ile çıktıkları yolculuğu şu şekilde anlattı: “Turgay ile, Bilkent Üniversitesi’nden dönem arkadaşıyız. Beraber İstanbul’a taşındık ve uzun süre ev arkadaşlığı yaptık. Bu süreçte ‘Misket’ üzerine sürekli konuşuyorduk ve oyunu şekillendiriyorduk. Yönetmenimiz Kayhan Berkin ile sahnede provaya başladığımızı söylediğimiz noktadan önce, biz oyunu oynuyor gibiydik. O yüzden çok hızlı ve rahat bir prova süreci geçirdik. Geriye aslında dekor ve sahne geçişleri gibi detaylar kaldığı noktada sahnedeydik. Karşısındaki oyuncudan çok beslenen bir oyuncuyum. Bazen sahnede Turgay, başka bir duyguda olup başka bir şey yapıyor. O duygu bende bir şey uyandırıyor ve ben de ona bir karşılık verince bambaşka duygularla farklı bir şey de ortaya çıkabiliyor.”

Oyunda bir ‘kuir’ bir aşk hikayesine tanık olunduğunu söyleyen İzan, ‘Ersin’ karakterini canlandırırken çok eğlendiğini söyledi. İzan: “Oyundaki aşkta; bir tarafın çaresizliği ve kendini reddedişini, bir tarafın da kabullenerek hayata farklı bir bakışla baktığını görüyoruz. Ersin bu noktada hayata ‘rengarenk misketlerin içindeki gökkuşağı’ndan bakıyor. İki arkadaş arasındaki ‘aşk’ çatışması ve kavuşamayan aşıklar aslında. Ankara’daki pavyonlarda köçeklik yapan iki dansçı, hikâyenin ana temelinde. Aralarında büyük bir aşk var, bir dostluk aşka dönüşüyor” dedi. Kuir temalı birçok film ve tiyatro oyunu olduğunu ve ‘Misket’ in farklı bir bakış açısıyla bu konuda bir hikayesi olduğunu söyleyen İzan.  Bu tarz hikayelere sahip ve acı çekmiş çok insan var. İnşallah ‘Misket’i izleyip bu acıya sahip olanlara da oyunumuz bir nebze de olsa pansuman olmuştur” dedi.

Son olarak vizyona giren “Atatürk” filminde de rol alan ve Yunus Nadi’ye hayat veren İzan, ikinci filmin 5 Ocak’ta vizyona gireceğini müjdeledi. İzan, “Atatürk projesinde yer almak, bundan 30 yıl sonra da ‘iyi ki yapmışım’ diyeceğim bir şey olacak." dedi. Ayrıca çekimlerine yeni başlanan “İnci Taneleri” dizisinde de rol alacağını müjdeleyen İzan, heyecanlı olduğunu belirtti.