Ordu ve tarikat kelimeleri yan yana gelirse ne olur?

24 Ocak’ta katledilen Gazeteci Uğur Mumcu, 8 Mayıs 1987 tarihli yazısında, “Silahlı Kuvvetler hepimizindir. Harp Okulları, Silahlı Kuvvetleri’mize subay yetiştiren temel kaynaktır. Bu temel kaynağın her türlü siyasal koşullardan uzak tutulması gerekir” ifadelerini kullanır. Tartışma Atatürkçülük ve İnkılap Tarihi kitabı ve derslerindeki bazı ifadelerdir. Bir siyasal ideolojiye göre kaleme alındığı tartışmaları üzerine köşesine taşır Gazeteci Uğur Mumcu bu yazıyı… 

Abone Ol

Kıvanç El

36 yıl önceki tartışmalardan gelelim günümüze. Tuzla Piyade Okulu’nda bazı teğmenlerin yakalarına Atatürk fotoğrafı asmamaları ile başlayan tartışmalar, asker içerisindeki tarikat ve cemaat yapılanmalarını yeniden tartışmaya açtı. Okulda 3 grup içerisinde üstünlük sağlama gayreti olduğu ve tartışmaların da bu nedenle yaşandığı kaydediliyor…

“Atatürk fotoğrafını takmam” gerginliği üzerine Kara Kuvvetleri Komutanlığı idari soruşturma başlattı. Yakasına Atatürk takmayan teğmenlere tepki gösterenlerin ihracı istendi. Süreç herkesin malumu. 

Tuzla’da belli tarikat ve cemaatler arasında tartışmaların bir süredir devam ettiği kaydediliyor. Okulda “Nurcular” içerisinde yer aldığı belirtilen “Kurdoğlu grubu” ile Menzil cemaatine yakın bazı öğrenciler arasında güç mücadeleleri olduğu iddiaları var.

Bu iki grubun dışında okulda Atatürkçü-Milliyetçi bir grubun da var olduğu ve tüm bu cemaat yapılanmasına mensup öğrencilerle çekişme içerisinde olduğu kaydediliyor. Cemaat mensupları tarafından bu öğrenciler “cuntacı” olarak nitelendiriliyor.

“10Haber” adlı internet sitesi Tuzla Piyade Okulu öğrencilerinin konuşmalarının olduğu belirtilen bir video da yayınladı. Bu videoda, bir öğrenciye nurcu cemaat mensuplarınca sohbet daveti yapıldığı iddia ediliyor.

Gazeteci Tolga Şardan da Atatürk fotoğrafını yakasına takmayan öğrencilerin SADAT ile ilişkileri olduğu iddiasını köşesine taşıdı.

Öğrencilerin daha önceki birçok tartışmayı üstlerine taşıdığı ancak bu üstlerin de cemaat mensubu olduğu öne sürülen öğrencilere dair hiçbir yaptırım uygulamadığı da iddialardan biri…

Ortada birçok iddia var. Tarikat ve cemaat iddiaları ciddi. Milli Savunma Bakanlığı tartışmalar üzerine bir açıklama yaptı. Ancak ne gariptir ki; bakanlık tarikat ve cemaat iddialarına dair metne tek cümle koymadı. Açıklamada okulda kavga ve tartışmaların bir disiplinsizlik sorunu olduğuna dair ifadelere yer verilmekle yetinildi. Bakanlık açıklamasında adı geçen kişilerin geçici olarak görevden uzaklaştırıldığı açıklandı. Hükümet kanadında da tarikat ve cemaat iddialarına karşın sessizlik korunuyor.


Bu açıklamadan bir gün sonra MSB yeni bir bilgilendirme daha yaptı ve bu bilgilendirmede ilk kez, o da gazetecilerin ısrarlı soruları üzerine, tarikat iddialarına yanıt verildi. MSB kaynakları, “Anayasaya ve mevzuata aykırı bir faaliyet tespit edilirse kimseye ayrıcalık tanınmadan gereği yapılacaktır” demekle yetindi. 

Dönem dönem askerde tarikat yapılanması ve cemaat iddiaları gündeme geliyor… 2 yıl önce “cübbeli amiral” konusunu da hatırlatmakta fayda var. Amiral Mehmet Sarı’nın askerde sarıklı olarak paylaşılan fotoğrafı kışlada tarikat tartışmalarını açmıştı. Daha sonra emekli edilen sarıklı amiralin de bugün tartışmalarla gündeme gelen “Kurdoğlu cemaatine” mensup olduğu ortaya çıkmıştı.

Ordu içerisinde tarikat, cemaat, cunta vesaire her türlü yapılanma ne olursa olsun 100 yıllık cumhuriyet tarihinde ne tür tehlikelere yol açtı ortada. Birçok örnek varken hala bu yapılarla “ne de olsa bana yakın” denilerek mücadele edilmemesi gelecekteki felaketlere bugünden yol açmak, “suça ortak olmak”tır. Tüm bu iddiaların üzerine ciddiyetle gidilmesi ülke gençlerinin en önemli gündemi ve beklentisi olmalı.