Ölümün en acısı…
Süreyya ORAL Her ölüm acıdır.. Beklenmedik günlerde gelen ve de gençleri alan ölüm ise en acısıdır… Biz genç yaşta ölümlerin olduğu olayları sadece deprem ve yangın felaketlerinde...
Süreyya ORAL
Her ölüm acıdır.. Beklenmedik günlerde gelen ve de gençleri alan ölüm ise en acısıdır… Biz genç yaşta ölümlerin olduğu olayları sadece deprem ve yangın felaketlerinde meydana gelir diye biliriz…
Ama bu ölüm onlardan çok farklı ve iki çocuğu uykuda yakalıyor…Olay ise çok ilginç.
1969 sonu veya 70’lerin başı.. Soğuk bir kış günü.. Şimdiki demir sanayi daha oluşmamış, çevrede irili ufaklı gecekondu tipi yerlerde irili ufaklı tamirhaneler var…Bir tamir hane sahibi sabah işyerini açtığında küçücük dükkanının ortasında duran Amerikan araba içinde kendi çırağı ve onun arkadaşının cesediyle karşılaşıyor… Olayı hemen karakola bildiriyor…Biz de emniyetten aldığımız istihbarat üzerine olay yerine gidiyoruz.. Emniyet kayıtlarına şüpheli ölüm diye girdiğinden dikkatimizi daha çok çekiyor..
Olay yerine geldiğimizde ancak içeri de bir arabanın olabileceği küçük bir dükkanla karşılaşıyoruz… O günün koşullarına göre lüks bir Amerikan arabası.. Arabanın motoru hala çalışıyor.. Biri şoför koltuğunda diğeri onun yanında iki gencecik çırak.. Torpido gözünün altında sadece 45 lik plakların çalınabildiği bir pikap ve ondan gelen müzik sesi…
Ufak bir incelemeden sonra polisler olayın nasıl olduğunu çözüyor.. Dükkanın kapalı kapıları ardında çalışan bir araba, onun açık kaloriferi gençlerin egzoz gazından zehirlendiklerini gün gibi ortaya koyuyor…
Gençlerin gece arabanın havasına kanıp tamirhane de kaldıkları plağı açarak müzik dinledikleri ve soğuktan üşümemek içinde arabayı çalıştırıp kaloriferi açtıkları anlaşılıyor.. Dükkandan dışarı çıkamayan egzoz gazının kalorifer sistemi nedeniyle aracın içine dolduğu ve gençlerin gazdan zehirlendikleri ortaya çıkıyor….Her ölüm kötü ve zamansızdır ama bu da çok erken gelen bir ölüm…