Bakan Kurum, Adıyaman'da İl Koordinasyon Toplantısı'na katıldı Bakan Kurum, Adıyaman'da İl Koordinasyon Toplantısı'na katıldı

Azat Özkahraman/ Muş
Ülkelerin gelişmişlik düzeyini gösteren konuların başında gelen sağlık ve sağlığa ulaşma, bölgeden bölgeye, şehirden şehire değişkenlik gösteriyor. Türkiye’de, sağlık tesisleri ve doktor sayısı, batıdan doğuya doğru gittikçe azalıyor. Geçtiğimiz yıl 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler, hastanelerin önemi ortaya çıkardı. 
Resmi verilere göre, 400 binden fazla insanın yaşadığı Muş, sağlık açısından içler acısı durumda. Deprem fay hattı üzerinde bulunan Muş’ta halk, sadece deprem nedeniyle değil en ufak sağlık sorununda bile başka şehirlere gitmek zorunda kalmaya isyan ediyor. İlçelerden il merkezine gitmek zorunda kalan vatandaşlar, burada istediklerini alamadıkları zaman Malatya, Erzurum, Van vb. şehirlere gitmek zorunda kalıyor. 
Muşlular, yaşanacak benzer bir depreme illerinin hiç hazır olmadığını, sağlık hizmetlerinin tümden yetersiz kaldığını, özellikle Malazgirt ilçesinde 7 yılı aşkın süredir yapımı devam eden ve bir türlü bitmeyen devlet hastanesinin de bu durumun en büyük göstergesi olduğunun altını çizdiler. 
Öner Ergün“Malazgirt Devlet Hastanesi inşaatı tam bir muamma”
Malazgirt Deva Partisi İlçe Başkanı Öner Ergün, Muş’un sağlık sistemi açısından hiçbir şekilde depreme hazırlıklı olmadığını, özellikle Malazgirt ilçesinde hem doktor hem de hastane eksiği olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:  
“Sağlık personellerinin sürekli barınacakları lojman ihtiyacı karşılanmamakta. Bunun dışında kiralık ev de bulamadıkları için çoğu ili terk etmenin yollarını arıyor. Malazgirt Devlet Hastanesi inşaatı konusu da tam bir muamma. 7 yıl önce sözü verilen ve yapımına başlanan hastane, maalesef tamamlanmadı. Birileri devamlı şehir hastaneleri ile övünürken, bizim hastanemizi görmezden geliyorlar. Daha bir sene önce ağır bir deprem geçirdik. Allah korusun aynı deprem burada olsa bizler ne yapacağız? Sağlık sorunlarımız için çoğu kez başka şehirlere gidip gelmek zorunda kalıyoruz. Hastanelere gidip gelirken sıkıntılar yaşıyoruz, durumu olan var olmayan var. Bu sorunun bir an önce çözülmesi lazım. Hatta yakın arkadaşımın oğlu hastaydı ve 11 yıl eşinden ailesinden ayrı yaşadığı için tayinini İstanbul’a aldırdı. Çünkü burada sağlık hizmeti sıfır. Hastanemizde tomografi olmadığı için, pandemi döneminde aynı ambulans içinde iki hasta ambulansla Malazgirt’ten, Bulanık Devlet Hastanesi’ne tomografi çekilmeye giderken yarı yolda kaza yaptılar, 2 hastamız vefat etti. Bu olay üzerinden o kadar zaman geçti hâlâ hastanemizde tomografi yok. Halen hastalarımız tomografi için başka illere ilçelere gitmek zorunda kalıyor.” 
Yusuf İslam Kuşman“Birçok insan için ciddi mağduriyetler oluşuyor”
Muş’un sağlık hizmetleri konusunda büyük sorun yaşadığını, halkın çoğunun uzunca bir süredir bu konudan şikâyetçi olduğunu aktaran, hayatının neredeyse tamamını Muş’ta geçiren Yusuf İslam Kuşman konunun çözüme ulaşması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Gerek hasta-doktor ilişkisi, gerek ekipman ve personel yeterliliği konusunda ciddi sorunlar var. Annem Muş'taki yetersizlikten ötürü tedavisi için Van'a gitmek zorunda kaldı. Ne yazık ki, birçok insan bu yüzden Elâzığ, Malatya, Diyarbakır ve Van gibi sağlık imkânları daha geniş şehirlere gitmek zorunda kalıyor ve bölgedeki düşük sosyo-ekonomik koşullar göz önüne alındığında birçok insan için ciddi mağduriyetler oluşuyor. Biliyorsunuz geçen sene ülkemiz de büyük bir deprem felaketi yaşadık, Allah korusun öyle bir deprem burada yaşansa, bunun altından kimse kalkamaz ki dediğim gibi şu anda bile sistem yetersiz.
Malazgirt ilçesinde kaç yıldır bir hastane inşaatını bitiremediler. Ne yani yarın burada deprem olsa anında mı bitecek hastane?  Vatandaş ne yapacak, nerede tedavi görecek? Yıllar önce Muş’a eğitim ve araştırma hastanesi yapılacağına dair bir vaat verilmiş olsa da yapımına kısa süre önce başlandı. Ne zaman hizmet verecek hale geleceği de muamma... Malazgirt’teki hastane inşaatının bu kadar uzun sürmesi de merkezde yapılacak hastane konusunda olumsuz fikirler veriyor. Siyasete en yabancı insan bile hastane yerine bir saray bile inşa edilmek istenseydi bunun çoktan inşa edilmiş olacağının bilincinde. Bu sorunların çözümü için en başta halkın taleplerini seçim hokkabazlığına alet etmeyen bir devlet aklının oluşması gerekiyor. Böyle bir anlayışın oluşması halinde mevcut sorunların çözülmesi kolay hale gelecektir.”
Yavuz Tektimur“Bir gün yollarda öleceğiz”
Hastanelerden sıra almak için gece yarısından itibaren sıraya girdiğini söyleyen Yavuz Tektimur, Muşun sağlık hizmetleri açısından çok eksik olduğunu ve hiçbir şekilde bir depreme hazırlıklı olmadığını belirtti. Yılda en az 6 defa farklı illerde hastaneye gitmek zorunda kaldığını aktaran Tektimur, şunları anlattı: 
“Muş’ta doğdum, büyüdüm. 34 yaşındayım. Muş’taki sağlık hizmetleri yetersizdir. Burada araç-gereç yetersizliğin yanı sıra doktor yetersizliği de var. Deprem konusu gerçekten durum içler acısı... Biz en ufak hastalık için bile başka şehirlere gitmek zorunda kalıyoruz. Allah korusun öyle bir felakette de bizleri başka şehirlere mi götürecekler? Hastaneler oldukça yetersiz, doktor yok. Örnek vermek gerekirse kadın doğum, gastroenteroloji, cildiye gibi bölümlere sıra almak için gece yarısından itibaren hastaneye gitmek gerekiyor. Buna rağmen, belli bir sayıdan sonra hastalar muayene olmadan geri dönüyorlar. Hastam olduğu zaman genellikle başka illere gidiyorum. Annem meme kanseri, yılda en az 6 defa Erzurum gidiyorum. Babam KOAH hastası onu da belli aralıklarla Elâzığ’a götürüyorum. Sadece bu değil en ufak bir hastalıkta teşhis konulmadığı için il dışına gidiyoruz. Kısacası bir gün yollarda öleceğiz.
Muş’ta bir araştırma hastanesinin yapılacağı söylenmişti. Fakat biz, ‘en azından kendi adıma söyleyeyim’ bunun yapılmayacağını biliyordum. Bize donanımlı bir devlet hastanesini bile layık görmeyenler, bize araştırma hastanesini de yapmaz. Bunlar seçim vaatleridir. Bir Erzurum’a bakın, orada 2015 yılında 11 hastane vardı. O hastanelerden biri biz de olsaydı ne olurdu? Kime ne zararı dokunurdu? Coğrafya desen aynı coğrafyadayız, iklim desen aynı iklimi yaşıyoruz. Hatta duyduğum kadarıyla Aziziye Hastanesi gibi bazı hastaneler, fazlalıktan dolayı kapanmış. Yanı başımızdaki ilde hal bu iken, bize bir araştırma hastanesini layık görmüyorlar. Anlayacağınız, bizim gibi illerde sağlık hizmetlerinin yetersiz olmasının temelinde bilinçli bir siyasi politika yatmaktadır. Malazgirt meselesine gelecek olursak, durumları bizden farklı değil. Söylediklerim Malazgirt için de geçerli. Hani Malazgirt Anadolu’ya kapıların açıldığı yerdi. Malazgirt dünyanın farklı bir yerinde olsaydı, ‘Marka’ olurdu. Oysa şu anki hali bir köyü andırıyor. Şimdi ben size soruyorum, bilinçli bir politika değilse bize reva görülenin nedeni nedir?” 

Editör: Ramazan Atabey