Filmin konusu ise şu şekilde: 50'li yaşlarında hayatını yeniden düzenlemeye çalışan bir kadının hikayesi Suna. Hiçbir geliri yok. Evi olan ve halen yerel bir tersanede çalışan 70 yaşında dul bir adamla evlenmiştir. Hikaye, güzel hayallerle gerçekleşeceği umulan bir evliliğin, mutsuz bir evliliğe, erkek şiddetinin ve cinsel tacizin yaşattığı hayal kırıklıklarına uzanan sürecini işliyor. İnsan ilişkilerinin zorluklarına ve karmaşıklığına rağmen Suna'nın karakterleri umutla yaşamaya çabalıyor.
Ödüllü film “Suna” 18 Ağustos’ta vizyona giriyor
Haber Merkezi - Yönetmenliğini Çiğdem Sezgin’in üstlendiği ve senaryosunu da kendisinin yazdığı “Suna” filmi, 18 Ağustos’ta Başka Sinema ile vizyona giriyor. Başrollerini Nurcan Eren, Tarık Pabuççuoğlu ve Fırat Tanış’ın paylaştığı Suna, kadının yoksulluğu, kadına yönelik şiddet ve evlilik içi tacizi konu alıyor. Filmde ayrıca Erdem Akakçe, Erol Babaoğlu, Ezgi Çoşkun ve Fuat Onan gibi isimler de rol alıyor.
Geçtiğimiz yıl, 29. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde “Seyirci Özel Ödülü”nü kazanan Suna, Ayvalık Uluslararası Film Festivali'nde ve 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde de “Özel Gösterim” yapmıştı. 34.Ankara Film Festivali’nin Ana Yarışma bölümleriyle festival yolculuğunu sürdüren yapım, Moskova Film Festivali, Tatova Film Festivali, Manaki Brothers Film Festivali, Varna Love is Folly Film Festivali ve Mostra de Valencia Film Festivali’nin de seçkilerinde yer aldı. Türkiye'de Gezici Festival kapsamında Ankara, Sinop ve Kastamonu'da da gösterim yapan film, 42. İstanbul Film Festivali ile İzmir Film ve Müzik Festivali'nde yarışmıştı.
Suna, Türk, İspanyol, Bulgaristan ortak yapımı olarak Türkiye’de çekildi. Çiğdem Sezgin’in senaryosunu da yazarak beyaz perdeye aktardığı filmin çekimleri, kış aylarında Karadeniz’in kıyısında bir köyde gerçekleştirildi. Post prodüksiyonu İspanya'da yapılan Suna’nın görsel süpervizörü Bulgar görüntü yönetmeni Christo Bakalov. Film müziği olarak ise, İsviçre'de yaşayan keman virtüözü Prof. Dr. Kemal Afşin’in “Chant du Berger du Mont Ararat” adlı eseri kullanıldı. Suna’nın yalnızlığına kuşlar, kederine ise Karadeniz’in dalgaları eşlik etti.
Yorumlar