Kızının satranca olan ilgisi üzerine satranç sporuna başlayan ve ulusal hakem olan Seval Çiftçi ve 30 kupa ile 85 madalyaya sahibi kızı Zeynep Çiftçi, ana kız 10 yıl içinde gösterdikleri başarıyla ilham veren hikayelerini anlatıyorlar
NAZ AKMAN/ANKARA- Kişisel gelişimdeki önemi, okul/ iş başarısına olan katkısı ile önemli bir spor dalı olan satranç, kritik etme ve analitik düşünme yeteneği ile soyut düşünme yetisi kazandırma yanı sıra karar alma mekanizmasını ve çok yönlü düşünme becerisini geliştirmek gibi sayısız artı değer kazandırıyor. Satrancın akademik performans ile doğrudan bağlantılı olması müfredatta yer almasına ve çocukların erken yaşlarda bu sporla tanıştırılmasına yönelik önemli çalışmalar yürütülüyor. Çocukların odaklanma, konsantrasyon, hafıza, motivasyon, planlama konularında beceri kazanmasını sağlayan satranç sporu, ülkemizde son yıllarda Türkiye Satranç Federasyonu’nun özel çabalarıyla önemli bir gelişme kaydetti. Nitekim buna bağlı olarak gerek sporcu sayısında gerekse uluslararası müsabakalarda Türk sporcuların göstermiş olduğu başarı oranlarında da artışlar yaşandı. Seval ve Zeynep Çiftçi, bu olumlu gelişmelerin somut birer örneği. Çiftçi ailesi ayrıca, satrançta da anne kız ruhunu ve dayanışmasını gösteren ilham veren bir ikili. Kızı Zeynep’in henüz altı yaşında anaokulunda tanıştığı satranca ilgi duyması ancak kurslara katılabilmek için gerekli olan okuma yazma bilme şartını yaşından dolayı henüz yerine getirememesi üzerine kolları sıvayan anne Seval Çiftçi, “Bu kadar heveslenmişken onu kırmamak ve destek olmak için kursa kızımla beraber katılabileceğimi, harfleri, okuma yazmayı ve satrançtaki figürleri ona öğretebileceğimi söyledim, böylelikle ikimiz de satranca başlamış olduk” diyerek 10 yıl önce Kocaeli’nde başlayan hikayelerini anlatıyor. Aynı zamanda hemşirelik mesleğini de sürdüren Seval Çiftçi kısa süre içinde oyuncu olarak dereceler alsa da hakemlik alanında kendini geliştirerek ulusal hakem olmayı başararak beş yılda 60’a yakın müsabakada hakemlik yaptı. Kızı Zeynep Çiftçi ise ulusal ve uluslararası düzeyde şampiyonluklarıyla henüz 17 yaşında 30 kupa ile 85 madalyaya sahip oldu. [caption id="attachment_330045" align="alignright" width="468"] Seval Çiftçi[/caption] Seval Çiftçi, “Zeynep’i hiç yenemedim” Şimdiye kadar resmi müsabakalarda kızını yenemediğini söyleyen anne Seval Çiftçi, “Satranca ilk başladığımız yıllarda Kocaeli’nde kadınlar satranç şampiyonasında ilk kez rakip olarak karşı karşıya geldik. Kızım çok heyecanlıydı fakat ben zaten yenileceğimi bildiğimden daha rahattım, nitekim sekiz yaşında karşımda oturan bu küçük kızıma karşı ilk kez yenildim. Bu yenilginin ardından evde oynadığımız maçlar haricinde resmi olarak Zeynep’i hiç yenemedim. Dört kişilik ailemizin üç ferdi profesyonel ve amatör olarak satranç oynuyor. Oğlumun da il düzeyinde başarıları var. Üçümüzün de beraber bir müsabakada oynama hayali var” dedi. “Hayaline ortak olup aynı yolda yürümek istiyorum” Kızıyla beraber olabilmek için hakemlik yolunda ilerlediğini söyleyen Çiftçi, bu yolda ulusal hakem olmayı başardığını ilerde ise uluslararası hakem olmayı planladığını ve kızını her alanda desteklemeyi istediğini belirtti. Çiftçi, “Satranca oyuncu olarak devam etmek yerine hakemlik fikri daha fazla ilgimi çekti. Ulusal müsabakalara hakemlik etmek için gerekli adımları tamamladım, sıra uluslararası hakemlikte. Yurt dışındaki turnuvalarında ona ebeveyn olarak eşlik ediyorum fakat hakem olarak yanında olmayı çok isterim. Türkiye’deki turnuvalara kızımla beraber gidiyoruz, o oyuncu ben hakem olarak aynı salonları paylaşıyoruz. Onun hayaline ortak olup aynı yolda yürümek istiyorum” diyerek satrancın önemine değiniyor. Çiftçi şöyle konuşuyor: Avrupa şampiyonu oldu “Zeynep anaokulunda satranca başladı. Üstün zekalı çocuklara yönelik bir okula bursu olarak kabul aldı. Satrançta da yıllara göre istikrarlı bir şekilde başarılar elde etti. 2020 yılında milli takıma girdi, son olarak Rodos’ta düzenlenen Dünya Okullar Satranç Şampiyonası’nda ikinci, Arnavutluk’taki Avrupa Yaş Grupları Şampiyonası’nda da Avrupa şampiyonu oldu. Bu başarıları satranca borçluyuz. Yaşıtlarına göre her zaman bir sıfır öndeydi, daha analitik, sorgulayıcı, disiplinliydi. Annesi olarak benim de satranca hakim olmam aramızdaki iletişimi bağı daha fazla kuvvetli hale getirdi. Onunla sadece bir anne olarak değil aynı zamanda bir hocası gibi iletişim kurabiliyoruz. Bunların ebeveyn ve çocuklar arasındaki sağlıklı ilişki için oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.” [caption id="attachment_330044" align="alignright" width="501"] Zeynep Çiftçi[/caption] Zeynep Çiftçi, “İlk kez 6 yaşında annemle beraber ders almaya başladım” Zeynep Çiftçi ise satranca başlama hikayesini, “Satranca Kocaeli’nde anaokulundayken başladım. İlk kez orada satrançla tanıştım. Taşların hareketlerinin farklı farklı olması çok ilgimi çekmişti. Birkaç dersten sonra çok sevmeye başladım hatta diğer dersler bitse de bir an önce satranç dersi olsa diye sabırsızlanıyordum. Evde anne ve babama da satranç öğretmek istedim. Beni her zaman destekledikleri için buna da hayır demediler. Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde yaşıyorduk. Yaşadığımız yerde satranç kursu yoktu. Ailem okuldan rica etti, bana ders vermeyi kabul ettiler. İlk kez 6 yaşında annemle beraber ders almaya başladım” sözleriyle anlatıyor. “Anneme de satranç öğrettim, beraber yarıştık” 7 yaşında Kocaeli İl Birinciliğinde ikinci olduğunu söyleyen Çiftçi, “Annem, kardeşim ve öğretmenimle Antalya’ya Türkiye Şampiyonası’na gittik. Çok büyük bir salondu kalbim yerinden çıkacak gibi çok hızlı çarpıyordu. Orada oynamak çok güzel ve eğlenceliydi. İlk kez orada gördüğüm insanlarla arkadaş oldum, birkaçıyla hala görüşüyoruz. Bütün yıl birbirimizi görmesek de Antalya’da bir araya gelince sanki bir yıl geçmemiş gibi oluyor. Küçükken satranç çalışmak sıkıcı olabiliyordu, annem hep yanımdaydı, ona da anlatıyordum. Annem soruları tahtaya yazar ben çözerdim. Birlikte çok eğleniyorduk. Anneme satranç öğretmiştim. Kısa süre içinde ilk kez annemle Kocaeli Kadınlar İl Birinciliğinde beraber yarıştık, çok heyecanlıydım. Evde oynarken bazen kazanmasına izin veriyordum ama resmi turnuvalarda beni yenmesine izin vermedim” dedi. “Sorduklarında Türk’üm demek çok gurur verici bir duygu” 17 yaşında 30 kupa ile 85 madalyaya sahip olmasına rağmen madalya almak için kıyasıya mücadele ettiğini dile getiren Çiftçi, “Kupa ve madalya kazanmak çok güzel bir duygu hala çok heyecanlanıyorum. Satranç sayesinde ülkemizin birçok iline gittim. Hatta yurt dışına çıktım. Bulgaristan, Yunanistan, Arnavutluk gibi bazı Avrupa ülkelerine gittim. Oralarda Türk olarak oynamak, sorduklarında Türk’üm demek çok gurur verici bir duygu. Bugüne kadar 85 madalya 30 da kupa kazandım. Bunların içinde Türkiye Yaş Grupları Şampiyonluğu ve Avrupa Okul Sporları şampiyonluğu kupaları beni en çok heyecanlandıranlar. Gelecekte de satranca devam etmek ve Kadın Büyük Usta olmak istiyorum. Satranç hayatımın her anında olsun istiyorum. LGS’ye hazırlanırken satrancı bırakmadım, üniversite sınavına hazırlanırken de bırakmayı düşünmüyorum. Satranç çalışmak, satranç kitapları okumak, oyunları analiz etmek beni çok mutlu ediyor. Kaliteli zaman geçirmek isteyen herkes satranç oynamalı” ifadelerini kullandı.
Editör: Ahmet Ertüm