Eğitim

Nilüfer Apartmanı davası | Soruşturma izni verilmemesi kararına itiraz!

6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 56 kişinin yaşamını yitirdiği Nilüfer Apartmanı'yla ilgili 9 kamu görevlisi hakkında soruşturma izni vermeyen Hatay Valiliği'nin kararına, aileler itiraz etti.

Abone Ol

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Hatay'ın Antakya ilçesi Odabaşı Mahallesi'nde yıkılan Nilüfer Apartmanı'nda 56 kişi yaşamını yitirdi. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, Nilüfer Apartmanı'nın yıkılmasıyla ilgili eski belediye başkanı ve 8 kamu görevlisi için İçişleri Bakanlığı'ndan soruşturma izni istedi. Bakanlık, 15 Nisan 2024 tarihinde ihmali ve sorumluluğu bulunan kişiler hakkında işlem yapılmasına karar verdi.

ANKA Haber Ajansı'ndan Mehmet Oflaz'ın haberine göre, Hatay Vali Yardımcısı Bekir Sıtkı Dağ imzalı kararda, 9 kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verilmedi. Soruşturma izni verilmemesi kararına karşı Nilüfer Apartmanı'nda yaşamını yitirenlerin aileleri ve avukatları, Adana Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı'na itiraz etti.

İtiraz dilekçesinde; Hatay Valiliği tarafından hazırlanan ön inceleme raporu ve diğer raporların taraflarına tebliğ edilmediği belirtilerek, "Yapılan bu eksik ve hatalı tebligat işlemi; müvekkilin ve tarafımızın iş bu itiraz dilekçesini hazırlarken savunma hakkının kısıtlanmasına ve sınırlanmasına neden olmuştur. Bu kapsamda savunma hakkı ihlali içeren söz konusu kararın iptali gerekmektedir" denildi. 

KTÜ'nün hazırladığı bilirkişi raporundaki eksikliklere vurgu yapıldı

Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine Nilüfer Apartmanı soruşturması kapsamında Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda belediye görevlileri ve diğer kamu görevlileri hakkında bilimsel bir değerlendirme yapılmadığı vurgulanan dilekçede, şu ifadelere yer verildi:

"Bu nedenle söz konusu bilirkişi raporunun esas alınması ile hazırlanan Hatay Valiliği kararı açık bir şekilde hukuka aykırı niteliktedir. Ayrıca söz konusu raporda 'Belediye Kontrol Birimi' hakkında bilirkişi raporunun son kısmında malzeme yetersizliği nedeniyle kusur tespiti yapılmıştır. Bu kapsamda davalı idarenin eksik ve bilimsel olmayan yöntemlerle hazırlanan bilirkişi raporuna dayanması açık bir şekilde söz konusu kararın kaldırılması gerektiğini göstermektedir. Ayrıca eksik ve hatalı bir şekilde hazırlanan söz konusu bilirkişi raporunda dahi soruşturma izni istenen kamu görevlileri hakkında malzeme yetersizliği nedeniyle kusur tespit edilmiş ancak Hatay Valiliği; bu tespitleri görmezden gelerek soruşturma izni vermemeye karar vermiştir.

Yukarıda bahsedilen KTÜ tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda bulunan en büyük eksiklik yeterince zemin analizi yapılmamış olunmasıdır. Şüpheli kamu görevlilerinin izni ve onayı ile imara açılan ve sonra Nilüfer Apartmanı'nın inşa edildiği söz konusu arazi; eski bir tarım arazisidir.

Bu kapsamda söz konusu arazinin imara açılmaması gerektiği ve imara açılsa bile kat izninin en fazla iki olması gerektiği ilgili mevzuat uyarınca zorunluluk durumundadır. Buna rağmen Hatay Valiliği söz konusu dosya kapsamında yüzeysel bir değerlendirme yapmış ve söz konusu arazinin
imara açılması konusunda kusurları bulunan kamu görevlileri hakkında bir değerlendirme dahi yapmamıştır. Dolayısıyla zeminde sıvılaşma olma ihtimalinin yüksek olduğu bir binanın zeminin yeterince araştırılmadan söz konusu kararın verilmesi açık bir şekilde davalı idarenin kararının iptal edilmesi gerektiğini göstermektedir."

"Kamu görevlilerin yargılanması ve ifadelerine başvurulması büyük önem arz etmektedir"

Dilekçede, Nilüfer Apartmanı müteahhidi olan ve tutuklu olarak yargılanan Murat Fuatoğlu'nun binanın inşaatına başlandığı yıl olan 2012 yılında belediye meclis üyesi olarak çalıştığına ve imar komisyonu üyeliği yaptığına dikkat çekilerek, "Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması bakımından soruşturma izni verilmeyen kamu görevlilerin yargılanması ve ifadelerine başvurulması büyük önem arz etmektedir. Bu bakımdan davalı idarenin soruşturma izni verilmemesi yönündeki kararı hali hazırda süren yargılamada maddi gerçeklerin ortaya çıkarılmasını engelleyecek nitelikte olmuştur. Bu kapsamda söz konusu kararın iptali ile kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmesi gerekmektedir" denildi. 

Dilekçenin devamında, özetle şunlar kaydedildi:

"Soruşturma izni verilmeyen kamu görevlilerin işlediği suçların olası kastla işlenmiş olması ihtimali, dosyada 56 maktul ve yakınlarının bulunması ve söz konusu apartman hakkında bir yargılamanın devam ediyor olması dikkate alındığında; kamu görevlileri hakkında davalı idarenin bu şekilde karar verme yetkisi bulunmamaktadır.

Şöyle ki; kamu görevlilerin işlediği iddia edilen suçlar Ceza Muhakemesi Kanununda ve Devlet Memurları Kanununda yer alan ve soruşturma izni gerektirmeyen nitelik ve ağırlıkta suçlardır. Bu kapsamda davalı idare tarafından verilen bu karar açık bir şekilde kanuna aykırı niteliktedir. Davalı idarenin vermiş olduğu söz konusu karar usul bakımından da hukuka aykırı olup; bu yönlerden de davalı idarenin soruşturma izni verilmemesi yönündeki kararının bozulması gerekmektedir."

AİHM'in 13'üncü maddesi hatırlatıldı

Hatay Valiliği'nin söz konusu kararıyla yaşam hakkının ihlal edildiğine dikkat çekilen dilekçede, "Avrupa İnsan Haklar Mahkemesinin 13. maddesinde Yaşam Hakkı nedeniyle yaşanan hak ihlallerinin etkin bir şekilde soruşturulmasının sözleşme imzacısı devletlere tanımıştır. Bu
kapsamda 56 kişinin hayatını kaybettiği Nilüfer Apartmanı soruşturmasında kamu görevlilerinin yargılanmaması açık bir şekilde Yaşam Hakkı ihlalinin etkin bir şekilde soruşturulmaması ve bu kapsamda yaşam hakkının imzacı devlet tarafından ihlal edileceği anlamına gelecektir" denildi.