Ne ekersen onu biçersin

Bir şişe suya 100 TL, lahmacuna 1000 TL yazar, bir porsiyon balık için 4 bin TL fiyat koyarsan, halkın olması gereken sahilleri paralı hale getirirsen elbette sinek avlarsın, sezon sonlanmadan kepenk indirirsin.

Abone Ol

Şükrü Karaman

Yıllardır sürdü bu soygun Bodrum, Marmaris, Çeşme, Ayvalık, Antalya ve diğer tatil kentlerinde. Artık insanlar uyandı, o paraları vermiyor. Bir avuç tuzu kuru varsılın dışında cep boşaltan mekanlara adımını atmıyor.

Geliri artmayan, her geçen gün yoksullaşan milyonlar yıllardır değerinin üzerinde çok para ödedi lüks lokantalara, eğlence mekanlarına, plajlara. Artık halk uyandı. Yok artık öyle fahiş fiyatla insanları kazıklamak.

Türk işletmecilere göre hayli ucuz olan Yunanistan adaları tatilcinin gözdesi. Zira oralarda yeme içme sektöründe fiyatlar,Türkiye’nin yarı ederinde . Kapıda vize uygulaması ile yerli turist rotasını Yunan adalarına çeviriyor, akın ediyor.
Ayvalık’ta bir esnaf Midilli’ye gitmek için kuyrukta bekleyenleri çekip , “Biz Cunda esnafı olarak sinek avlayalım, millet milli sermayeyi Yunanlıların cebine doldursun” diye sosyal medyada yakınmış. Güzel kardeşim sen 10 TL’lik bir şişe suya 100 TL ister, bir şişe biraya 500 TL, bir porsiyon balığa 4000 TL yazarsan vatandaş da soluğu daha ucuz olan Yunan adalarında alır. Niye kazıklanacağını bile bile sana gelsin.

Herkes her şeyin farkında artık. Yıllardır o işletmelere değerinin üzerinde çok para ödediler. Cebi dolu olan da artık sana gelmez. İndirimli fiyatlar bile ateş pahası. Elbette öncelik yerli işletmeciyi korumak, gözetmek. Lakin her şeyin de belli tutarı var. Sen kalkar “daha çok para kazanayım” der, aç gözlülük yaparsan sonunda ektiğini biçer, sinek avlarsın. Tatil sezonu bitmeden ekenden kepenk indirirsin.

Bodrum ve Antalya Kaleiçi esnafı müşteri azlığından isyan etmiş. Yüksek fiyatların tüm işletmecileri kapsamadığını, normal fiyattan hizmet veren esnafın olduğunu açıklamışlar. O vakit tümünün üzerine yapışan “Aşırı pahalı” algısını gidermek de kendilerine düşer.

Sadece Antalya, Bodrum, Çeşme değil, hemen hemen deniz kıyısı kentlerde de aşırı pahalılık söz konusu. Ünye’de bir avuç dondurmayı 50 TL’den satan işyeri mevcut. Maliyetinin üzerine belli kar oranı koysan bu para etmez.
Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon’da yerli ve yabancı turistin bol olduğu yaz mevsiminde yeme içme sektöründe fiyatlar doruğa ulaşıyor. Nasıl olsa biri olmazsa diğer alacak veya yiyecek anlayışı yaygın esnafta. Her ne kadar Ege ve Akdeniz gibi olmasa da Karadeniz’de de fiyatlar cep yakıyor.

Kuşkusuz halkın bir numaralı sorunu olan yüksek enflasyon hayat pahalılığını tetikliyor. Türk lirası yabancı paralar karşısında sürekli değer yitiriyor. Bazı esnaf da bu durumu fırsata çeviriyor. Olan da yerli turiste oluyor.
Fahiş fiyatı oluşturanlara karşı sıkı denetim yapılsa, göz açtırılmazsa bu kadar meydanı boş bulamayacaklar. Ancak ne yerel yönetimlerin ne de merkezi yönetimlerin umurunda değil. İsteyen istediği fiyattan satıyor. Ne soran var ne karışan.

“Çok kazanayım, kısa yoldan köşeyi döneyim” zihniyetinde olanlar sonunda duvara tosladı. Müşteri yokluğundan bağırmaya başladı. Çekirge bir sıçrar iki sıçrar. Hani derler ya; ne ekersen onu biçersin. Esnaf ahlakına uyan, işini düzgün yapan esnafa sözümüz yok. Halk onları iyi tanıyor, alışverişini oradan yapıyor.