Genel

Nazlıaka: 6284’ün budanmasına izin vermeyeceğiz, kazanılmış haklarımızı kaybetmeyeceğiz

Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka’yı ziyaret etti

Abone Ol

CEMRE POLAT/ANKARA- Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyeleri Nursun Erel ve Güray Soysal, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı, Kadın Kolları Genel Başkanı ve 26. Dönem Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’yı makamında ziyaret etti. 
Kadınların hak mücadeleleri, kadın gazetecilerin sahadaki temsil sorunu ve İstanbul Sözleşmesi’nin geçerliliğinin yeniden gündeme getirilmesi gibi başlıklar üzerine konuşulan görüşmede, Nazlıaka gazetecilerin sorularını yanıtladı. 
Yeniden Refah Partisi ve HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakı’na katılmak için 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun yürürlükten kaldırılmasını şart koşmasının ardından konunun belirsizlik içinde beklemeye alındığını aktaran Nazlıaka, “6284’ün budanmasına izin vermeyeceğiz, kazanılmış haklarımızı kaybetmeyeceğiz” diye konuştu.
Nazlıaka, “6284’ün yürürlükten kaldırılması teklifi halen masada duruyor, süreç donmuş durumda”
Yasanın iptalinin tekrar gündeme gelmesi durumunda her türlü tehlikeye karşı tetikte olduklarını kaydeden Nazlıaka, “HÜDA PAR ve Yeniden Refah’ın bu konunun peşini bırakmayacağını, konunun şu an soğumaya bırakıldığını düşünüyorum. O yüzden tüm basın açıklamalarımızda ‘6284’ün budanmasına izin vermeyeceğiz, kazanılmış haklarımızı kaybetmeyeceğiz’ diyerek onları geri püskürtmeye çalışıyoruz. Yasa halen masada duruyor ama şu an için uyumaya bıraktılar” sözlerini aktardı.
İstanbul sözleşmesinin mecliste tekrar tartışmaya açılması için çalışmalar yürüttüklerini aktaran Başkan, “Sözleşmenin kaldırılmasından bu yana şüpheli ölümlerle birlikte 2 bine yakın kadın katledildi. İktidar, çıkar gruplarının, cemaatlerin, tarikatların isteği doğrultusunda bir algı süreci yönetiyor. Sözleşme, topluma iktidar tarafından şeytanlaştırılarak yansıtılıyor. LGBTİ+ haklarını ön plana çıkararak bir nefret söylemi oluşturdular. Oysaki İstanbul Sözleşmesi her türlü ayrımcılığa karşı, sadece kadınların değil erkeklerin de haklarını savunan bir sözleşme.
Burada İstanbul Sözleşmesi’nin 12. Maddesi gereği bir çağrı merkezimiz bulunuyor. 7/24 faaliyet gösteren ücretsiz psikolojik destek, hukuki destek vermek, şiddet mağduru kadınların barınma ihtiyacının karşılamak, çocuklarına burs imkânı sağlamak için 150’den fazla kurumla sözleşmemiz var. Barolar, tabip odaları, ticaret odaları; çocuklara burs, şiddet mağduru kadınlara da iş imkânı yaratıyor. 
Kimi yerlerde şiddet mağduru kadının kimlik bilgilerinin değiştirilmesinden başka bir şehre güven içinde transfer edilmesi, evinin kurulması, çocuklarına eğitim imkânı sunulmasına kadar her şeyiyle ilgilenip onlara yeni bir hayat kuruyoruz” sözlerini aktardı. 
Ayrıca yaklaşan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için çeşitli çalışma hazırlıkları içinde olduklarını aktaran Nazlıaka, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün şiddetle mücadele amacıyla devreye soktuğu sözleşmeyi somutlaştırarak belediyelerimize bir tutum belgesi olarak imzalatacağız” diyerek duyurdu.
Kadın gazetecilerin meslekte birçok sorunla karşı karşıya kaldığını aktaran Gazeteci Nursun Erel, “Türkiye’de toplam 15 bin 148 basın kartlı gazeteci var. Bunların sadece 4’te biri kadınlardan oluşuyor. Polisler, sahada çalışan genç kadınlara basın kartı sorarak sahadan uzaklaştırılıyorlar. Basın kartının yokluğu gazeteci kadınlar üzerinde bir şiddet unsuru doğuruyor. Bu konuların gündeme alındığı bir söyleşi düzenlemek istiyoruz” diyerek Nazlıaka’yı Gazeteciler Cemiyeti’nde kadın gazetecilerin hak mücadelelerine ilişkin bir söyleşi düzenlemeye davet etti. 
“Basın sektöründe kadın bakışının eksikliği sorun yaratıyor”
Söyleşi için randevu sözü veren Nazlıaka ise konuya dair bazı değerlendirmelerde bulundu. Çoğu alanda olduğu gibi medyada da kadınların görünmez kılınmaya çalışıldığının altını çizen başkan, “Basında kadın bakış açısının eksik olmasının bazı sorunlar yarattığını düşünüyorum. Medya, topluma mesaj veren en güçlü organların başında geliyor fakat yasama, yürütme, yargı ve 4’üncü güç olan medyada eksiklikler var. Yasama baypas edilmiş durumda, yürütme tek kişinin iki dudağı arasına sıkıştı, yargı ise katillerin sırtını sıvazlayan, takım elbise giyenlere iyi hal indirimi veren, cezalandırıcı değil cesaretlendirici rol üstlenen bir tavır içerisinde. Yine de basın, ülkemizin en entelektüel kesimini ifade ediyor” diye konuştu.