Trump'ın "sus payı" davasında ceza tarihi ertelendi Trump'ın "sus payı" davasında ceza tarihi ertelendi
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İttifak'ın ordularındaki askeri etkinliği azaltmadan, iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerine uygun hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Haber Merkezi-Stoltenberg, ABD merkezli German Marshall Fund tarafından Brüksel’de düzenlenen İklim ve Güvenlik konulu etkinlikte konuştu.Genel Sekreter, iklim değişikliğiyle mücadelenin ve "yeşil enerji"ye geçişi güvence altına almanın müttefiklerin güvenliği için önemini vurguladı. Stoltenberg, NATO'nun askeri etkinliğinden taviz vermeden, silahlı kuvvetlerin güçlü olduğu kadar aynı zamanda "yeşil" de olması gerektiğini savundu. Halihazırda muharebe tanklarının, gemilerinin, uçaklarının "iklim dostu" olmadığına, oldukça fazla fosil yakıt tükettiklerine işaret eden Stoltenberg, "Küresel net sıfır emisyona ulaşacaksak, askeri faaliyetlerden kaynaklanan oldukça önemli emisyonları da azaltmamız gerekiyor. Dolayısıyla teknolojiyi geliştirmemiz gerekiyor." dedi.Stoltenberg, NATO'nun bu anlamda doğru yolda ilerlediğini belirterek, Kanada'da iklim değişikliği konusunda bir merkez bulunduğunu, inovasyon fonuna sahip olunduğunu ve askeri kapasiteyi olumsuz etkilemeden emisyonları azaltmanın yollarını bulmak için araştırmaların ve analizlerin arttığını anlattı.Ukrayna'daki savaşın, enerji güvenliği ve iklim değişikliğiyle mücadelenin ne kadar yakından bağlantılı olduğunu gösterdiğini vurgulayan Stoltenberg, Rus petrolü ve doğalgazına bağlılığını azaltıp yenilenebilir enerjiye yatırım yapmanın önemini vurguladı.Stoltenberg, bunu yaparken müttefikleri Çin gibi ülkelere ham madde bağımlılığı geliştirmemeleri konusunda uyardı.NATO Genel Sekreteri, AB ve ABD ile NATO'nun özgün ham maddeleri nasıl üretecekleri, hangi teknolojileri kullanacakları konusunda işbirliği yapması gerektiğini vurguladı.Geçen seneki NATO Zirvesi'nde kabul edilen Stratejik Konsept belgesinde NATO, iklim değişikliğini ilk kez müttefiklerin güvenliği üzerinde derin etkiye sahip, dönemin tanımlayıcı sorunu olarak tanımlamıştı.