Müsrif bir toplum mu olduk?

Orhan GÜRDİL Dünyanın pek çok ülkesinde ekonomik kriz toplumların yaşamını zorlaştırırken, açlıkla mücadele eden pek çok ülkede ölüm vakaları her gün artmaktadır. Yiyecek...

Abone Ol
Orhan GÜRDİL Dünyanın pek çok ülkesinde ekonomik kriz toplumların yaşamını zorlaştırırken, açlıkla mücadele eden pek çok ülkede ölüm vakaları her gün artmaktadır. Yiyecek bir lokma ekmek, içecek bir bardak temiz suya hasret bazı geri kalmış ülkelerde yaşayanların yurtlarını terk ederek ölüm pahasına aradıkları şey, huzurlu yaşam; gerekli beslenme ve sağlıklı günlerdir. İklim değişikliği, doğal afetler; enerji sıkıntısı, aylardan beri süren Ukrayna-Rusya savaşı bir yana, geri kalmış ülkelerden gruplar halinde gelen mültecilerle mücadele eden ülkelerde de gıda sıkıntısı başlamıştır. Almanya'da, Belçika’da, Fransa’da pek çok raf boşaltılmıştır. Bütün bu zorluklar bir tarafa, Türkiye her konuda yaşanabilir, güvenli bir ülke olarak dikkat çekmektedir. “Kadı kızında da kusur olur” derlermiş atalarımız. Evet, toplum olarak bizim büyük hatamız var. Benim araştırmalarıma göre müsrif bir toplum olduk. 1999 yılının Ağustos ayında bir tur gemisine katılıp Almanya’ya gittiğimiz zaman, marketlerin sebze meyve sera alanında 2 patlıcanın, 2 domatesin, 2 dilim karpuzun poşetle sarılmış kutular içinde satıldığını görünce şaşırmıştık. Ama onların yıllar önce uyguladıkları bu pazarlama sistemi, nihayet ülkemizde de uygulanmaya başlanmıştır. Özellikle kavun, karpuz, dilim dilim poşetleyip satılmaya başlandı. İki kişi olduğumuz ve tüm karpuz buzdolabının sığmayacağı için, bu meyveyi ancak dışarıda yemek yediğimiz lokantalarda yiyorduk. Gıda ötesinde su, ısı; enerji konularında da oldukça cömert davrandığımız ortaya çıkmıştır. 2022 israf raporuna göre: Türkiye, milli gelirlerinin yaklaşık yüzde 15’ini israf etmektedir. Bunun rakamsal karşılığı, 1 trilyon 81 milyar liraya denk gelmektedir. Türkiye'de bir yılda sarf edilen gıda, 147 Titanik Gemisi ağırlığına eşdeğerdir. (Titanik adlı, “batmaz” denilen süper lüks yolcu gemisi, 15 Nisan 1912 yılında buzdağına çarparak batmış, 1514 kişi hayatını kaybetmiştir.) Birleşmiş Milletler Gıda İsraf Endeksi raporuna göre, Türkiye'de yılda kişi başı 93 kg, toplamda 7,7 milyon ton gıda israf edilmektedir. Üretilen meyve sebzelerin en az yüzde 25-30’u daha sofraya ulaşmadan çöpe atılmaktadır. Müsriflik sadece gıdalarda değil. Su konusunda da hiç ölçülü davranmadığınız ortaya çıkarılmıştır. Ülkemizde konutlarda toplam su kaybının bedeli, yaklaşık 13 milyar liradır. Isı, elektrik konusunda da bütçemizi ve ülke enerjisi ihtiyacını düşünmediğimiz ortaya çıkarılmıştır. Sadece prize takılı boş fişler, Türkiye’deki toplam elektriğin yüzde 5’ini tüketmektedir. Böylece her ay 60 milyon boşa gitmektedir. Gerekli tedbirler ve önlemler alınırsa, 1 milyon 272 bin konut, 600 yataklı 15 bin 447 hastane, 16 derslikli, 163 bin 841 ilkokul ve ortaokul, 218 bin 445 km otoyol yapılabilir. 2 milyon 162 bin işletmeye 500’er bin TL kredi verilebilirdi. Makarna, en çok tüketilen gıda maddesi Sebze ve meyvenin ötesinde pek çok gıda maddesinin dudak uçuklatan artan fiyatları, değil az gelirli aileleri; orta sınıf aileleri bile alımda zorlamaktadır. Toplumun en çok kullandığı patates bile başını alıp giderken makarna, mutfakların menülerinin baş tacı olmuştur. Geride bıraktığımız 25 Ekim Dünya Makarna Günü nedeniyle, çok sevilen; kolay pişen, yemesi rahat, her yaşın besini olan makarnanın pandemi günlerinde satışı ve pişirme oranı yüzde 25 artarak son yılların en çok tüketilen gıda maddesi olmuştur. Lezzet uzmanlarına göre bir kaşık makarna, bir dilim ekmeğe eş değermiş. Makarna ülkemizde en çok üretilen gıda maddelerinden biridir.