İSTANBUL (AA) - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, yapay zeka ve siber güvenlik konularının ülkenin milli güvenliği ve geleceği için vazgeçilmez unsurlar halinde geldiğini belirterek, "Ülkemizin dijital geleceğini inşa etmek ve sürdürülebilir hale getirmek adına öncelikli olarak teknoloji altyapımızı daha güçlü hale getirmeliyiz." dedi.

MÜSİAD'ın düzenlediği "Siber Güç Türkiye 2024" zirvesi İstanbul'da başladı. Türkiye'nin dijital savunmadaki dönüşüm stratejisinin ele alındığı zirvenin açılışı, MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Hüseyin Avşar, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkan Vekili Yusuf Tancan, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı İsmail Doğan ve MÜSİAD Dijital Dönüşüm Sektör Kurulu Başkanı Taha Çiftci'nin katılımıyla gerçekleştirildi.

Mahmut Asmalı, açılıştaki konuşmasında, teknolojinin sadece günlük hayata değil aynı zamanda milli güvenliğe etkilerinin de büyük bir önem kazandığını belirterek, yapay zeka ve siber güvenlik konularının ülkenin milli güvenliği ve geleceği için vazgeçilmez unsurlar haline geldiğini söyledi.

Türkiye'nin milli savunma alanındaki önemli yatırımlarının vizyoner bakış açısıyla sürdürüldüğüne işaret eden Asmalı, şunları kaydetti:

"Söz konusu gelişmeler ülkemiz adına son derece önemli ve gurur verici. 2024-2028 yıllarını kapsayan ve ülkemiz açısından siber güvenlik konusunu en üst düzeyde ele alan Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı'nın geleceğimiz açısından yol gösterici olacağını düşünüyoruz. 7 Eylül'de Resmi Gazete'de yayınlanan genelgenin hemen ardından harekete geçip, siber güvenlik ve yapay zeka meselesini hem özel sektör hem sivil toplum hem de kamuyla birlikte gündeme taşımak ve devlet nezdinde yapılacak çalışmalara katkı sunmak amacıyla Siber Güç Türkiye 2024 raporumuzu hazırladık ve bu zirveyi planladık."

Asmalı, MÜSİAD olarak yerli ve milli çözümler geliştirerek Türkiye'nin siber güvenlik alanında güvenli ve güçlü bir konumda olmasını hedeflediklerini aktararak, "Siber güvenlik dijital dünyadaki tüm varlıklarımızı, kimliklerimizi ve verilerimizi korumak için kritik bir öncelik haline gelmiştir. Ülkemizin dijital geleceğini inşa etmek ve sürdürülebilir hale getirmek adına öncelikli olarak teknoloji altyapımızı daha güçlü hale getirmeliyiz. Bunun için devletimizin rehberliğinde büyük yatırımlar yapmalı ve Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı'na uygun bir yol haritasıyla ilerlemeliyiz. MÜSİAD olarak bünyemizdeki 60 bine yakın firmamızla bu yol haritasına en güçlü katkıyı sunmak adına elimizden gelen çabayı gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz." diye konuştu.

En iyi boykotun üretmek olduğunu vurgulayan Asmalı, "İHA ve SİHA'ları ürettik ve Allah'a hamdolsun hiç kimseye muhtaç olmadık. Yetişmiş insan gücümüz ve her şeyi üretecek imkanımız var. Yeter ki biz çalışalım, üretelim. Siber Güç Türkiye 2024'ün ülkemiz adına verimli sonuçlar doğuracağına inanıyoruz." dedi.

- "Siber saldırıların nereden geleceği belirsiz ve karmaşık bir hale dönüştü"

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Avşar da siber güvenliğin hayatın hemen hemen her alanında karşılarına çıktığını belirterek, "Bu bağlamda gündelik yaşantımızda, tüm sektörlerin işlemlerinde, iletişim alanında ve sosyal medya düzeyinde hepimizin içinde bulunduğu siber uzayın barındırdığı olası tehlikeler göz ardı edilemez bir noktaya gelmiştir. Günümüzde dijital bileşenler insan yaşamının en derin noktalarına kadar nüfuz etmiş durumdadır. Bu nedenle siber saldırıların nereden geleceği artık belirsiz ve karmaşık bir hale dönüşmüştür." ifadelerini kullandı.

Devletler ve kurumlar için ise siber güvenlik tehlikesinin; milli güvenlik, kamu güvenliği ve toplumsal sorunlara dönüşebilme potansiyeli taşıdığına işaret eden Avşar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sürekli değişen siber uzayın yetenekleri, olumsuz yönde değişebilmekte, yeni siber silahlar ve yeni siber saldırı türleri farklı tarzlarda ve içeriklerde karşımıza çıkabilmektedir. Bu değişim göz önünde bulundurularak gerekli güvenlik tedbirlerin alınması, yaşanmış siber saldırılardan dersler çıkarılması, vatandaşlarımızın ve çalışanlarımızın zarar görmemesi ve sistemde açıklar oluşturmaması için bilinçlendirme faaliyetlerinin aralıksız sürdürülmesi kritik önem arz etmektedir. Siber güvenlik ve yapay zeka yetenekleri gibi kritik konular günümüz savunma stratejilerinin de merkezinde yer almakta ve büyük bir önem taşımaktadır."

Avşar, Türkiye'nin savunmasını küresel tehditlere karşı güvenilir kılmak amacıyla Savunma Sanayii Başkanlığı olarak yoğun bir emek harcadıklarını vurgulayarak, güvenlik güçlerinin siber tehditlere karşı savunma düzeyini artırmak maksadıyla yerli ve özgün siber güvenlik ürünlerinin üretimine katkı sağladıklarını ve bu ürünlerin kullanımını artırmak için çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

- "Dünya üzerinde şu an yaşanan çatışmaların hepsinin birer siber boyutu da var"

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkan Vekili Tancan da yenilikçi teknolojilerin meydana getirdiği dönüşümün hayatın her alanını yeniden şekillendirdiğini aktararak, "Siber uzayda insan hayatını zorlayan gelişmeler yaşanıyor. Siber uzay, mesafeden bağımsız olarak minimum uzmanlık, teçhizat ve maliyetle, geleneksel silahların oluşturduğu etkiye benzer tahribatların oluşturulabildiği bir ortama dönüştü. Otomatize saldırı araçlarıyla, uzman olmayan insanlar bile kolayca birer siber askere dönüşebiliyor. Artık ilk merminin siber uzaydan atıldığı yeni nesil savaşlar dönemindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Sistemlerin dijital ortama taşınmasıyla birlikte terörün de siber ortama taşındığını ve kritik altyapıları hedef haline getirdiğini anlatan Tancan, şu ifadeleri kullandı:

"Dünya üzerinde şu an yaşanan çatışmaların hepsinin birer siber boyutu da var. Bu alanda kullanılan silah çeşitliliği oldukça fazla. Sahte içerikler ve dezenformasyonla etki oluşturmak ve kamuoyunu yönlendirmek bunların başında geliyor. Sosyal medya kamuoyunu şekillendirici bir güç olarak da kullanılıyor. Fiziksel silahlarla, siber unsurların birlikte kurgulandığı saldırı senaryolarına yakın zamanda hep birlikte şahit olduk. İlk nesil siber tehditler ile yeni nesil tehditler kıyas bile edilemeyecek düzeyde farklı. Siber alan artık savaşların gidişatını değiştirebilecek bir potansiyele sahip."

Tancan, çoğu ülkenin, siber savaşın hem taarruz hem de savunma boyutuyla ilgili çeşitli yasa, politika ve stratejiler oluşturduğuna değinerek, "Toplumsal düzenin korunması ve milli güvenliğin sağlanması bakımından siber uzay yeni bir egemenlik alanı haline gelmiş durumda. Bu alanda egemenliği sağlanması ise o alanda sahip olduğunuz güce bağlı." dedi.

- "İşbirlikleri sayesinde siber güvenliğimizi sağlama konusunda daha kapsamlı çözümler üretebiliriz"

TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Doğan da Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda yürüttükleri çalışmalarla Türkiye'nin tam bağımsız bir şekilde teknolojik kabiliyetleri geliştirmesini ve ulusal güvenliğini sağlamasını hedeflediklerini dile getirdi.

İçinde bulunulan dijital çağda bilgi ve verinin korunmasının ulusal güvenliğin merkezinde yer aldığını anlatan Doğan, "Teknolojik yenilikler, toplumların refahını artırırken aynı zamanda yeni tehditleri ve riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu noktada TÜBİTAK olarak üstlendiğimiz misyonun bilinciyle hareket ediyor, siber güvenlik alanında stratejik önceliklendirme çalışmalarına odaklanıyoruz." diye konuştu.

Doğan, TÜBİTAK BİLGEM Siber Güvenlik Enstitüsünün, Türkiye'nin siber güvenlik ekosisteminin güçlü bir parçası olarak milli ve yerli çözümler geliştirmek için çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, "Bu çabalar sadece bugünün tehditlerini bertaraf etmeyi değil gelecekte ortaya çıkabilecek tehditleri de öngörerek gerekli önlemleri almayı hedeflemektedir. Siber güvenlikteki önceliklendirme çalışmaları farklı paydaşlar arasında güçlü bir işbirliğini zorunlu kılmaktadır. Kamu kurumları, özel sektör, akademi ve sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan işbirlikleri sayesinde siber güvenliğimizi sağlama konusunda daha kapsamlı ve etkili çözümler üretebiliriz." dedi.

- "Yerli siber güvenlik ürünlerini yaygınlaştırmak önem taşıyor"

Taha Çiftci de MÜSİAD Dijital Dönüşüm Sektör Kurulu olarak başlangıçta Yerli Yazılım ve Siber Güç Türkiye Çalıştayı'nı gerçekleştirdiklerini ifade ederek, bu çalıştayın ardından Yerli Yazılım ve Siber Güç Türkiye Çalıştay Raporu'nun yayımlandığını söyledi.

Türkiye'nin sınırlarının karada, denizde, havada nasıl önemliyse siber alanda da o derece kıymet arz ettiğini anlatan Çiftci, "Bunu kıymetli yetkililerimiz 'siber vatan' diye isimlendiriyorlar. Siber vatanımızı korumak için gerekli tüm aksiyon planlarına uymak ve bu planlarımızı oluşturmak için de kamuyla özel sektörün kas kuvvetlerini artırarak birlikte aksiyon planı oluşturmamız gerekiyor. Yerli yazılım ekosistemini güçlendirerek daha iyi bir aksiyon planı oluşturulabilir." diye konuştu.

Çiftci, ABD merkezli bir şirketin yaptığı yazılım güncellemesinin tüm dünyada kritik sektörleri etkilediğini aktararak, bu noktada yerli siber güvenlik ürünlerini yaygınlaştırmanın önem taşıdığını dile getirdi.

Türkiye'nin girişimci sorunu olmadığına dikkati çeken Çiftci, "Ürünleşme ve markalaşma sorunu noktasında desteğe ihtiyacı var. MÜSİAD Dijital olarak Girişimcilik, Ürünleşme ve Markalaşma Zirvesi'ni icra ettik. Şimdi ise Siber Güç Türkiye zirvesiyle 18 girişimimize yer verdik." ifadesini kullandı.

Ankara'da "Öğretmen Gözüyle" fotoğraf sergisi açıldı Ankara'da "Öğretmen Gözüyle" fotoğraf sergisi açıldı

Konuşmaların ardından katılımcı kurum temsilcilerine Mahmut Asmalı tarafından günün anısına hediye takdim edildi.

Zirve kapsamında "Siber Güvenlik: Dijital Dünyanın Savunma Hattı" ve "Yapay Zeka Savaşları" oturumları da yapılacak. Siber güvenlik ve yapay zeka alanındaki girişimlerin de sunumlar yapacağı zirvede, girişimci ve yatırımcı buluşmaları masa görüşmeleri de gerçekleştirilecek.

Kaynak: aa