Murat Yetkin: Sivas katliamı sadece kışkırtılmış, öfkeli şeriatçı kalabalıkların tepkisi değildi
Gazeteci Murat Yetkin, 2 Temmuz tarihli yazısında 30 yıl önce Sivas'ta yaşanan katliamı ve dönemin Türkiyesi'nin jeostratejik politikalarını içeren bir analiz yazısı yayımlandı.
Yetkin Report internet sitesinde yayınlan yazısında Murat Yetkin, aralarında birçok sanatçının da bulunduğu 33 kişinin ölümüne yol açan Sivas Katliamının Türkiye'nin o dönem içinde bulunduğu iç ve dış politikasında ayrı tutulamayacağını belirterek şunları kaydetti:
Bugün, 2 Temmuz 2023, Sivas katliamının 30’uncu yılı. Otuz yıl önce bugün Sivas’a Pir Sultan Abdal Şenlikleri için gelip Madımak Oteline yerleşen 33 sanatçı ve kanaat önderi ve 2 otel çalışanı, “Kahrolsun laiklik”, “Yaşasın şeriat” ve benzeri sloganlarla oteli ateşe veren saldırganlarca öldürüldü. Aralarında iki arkadaşım, Yarın dergisinde şiirlerini bastığımız Behçet Aysan ve karikatürist Asaf Koçak da vardı.
Sonradan ortaya çıkan gelişmeler saldırının yalnızca laiklik karşıtı, Alevi düşmanı siyasi İslamcı kalkışma olarak ele alınamayacağını gösterdi. Nitekim bu saldırıdan 3 gün sonra, 5 Temmuz’da, Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünü TİKKO militanlarının desteğiyle basan PKK militanları, kadın ve çocuklar dahil 33 köylüyü katletti. Başbağlar katliamını da sadece Sivas katliamına verilen cevap olarak okumak o süreçte Türkiye üzerinden jeostratejik planda süren kanlı bir enerji savaşının parçası olarak görmemek bizi olayın siyasi ekonomik ve tarihi perspektifinden koparır.
Sivas katliamı, 1993 yılında Uğur Mumcu suikastından PKK’nın 33 silahsız eri kurşuna dizmesine dek, Sovyetlerin yıkılmasıyla Azerbaycan petrollerinin Batı pazarlarına ulaştırılması için kanlı bir mücadele çerçevesindeki kanlı olaylar çerçevesinde görülmelidir."
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Yorumlar