Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu görüşmelerine katılmak üzere ABD'ye gitti. ABD uçuşu öncesinde basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, Türkiye hakkında hazırlanan 2022 raporunu kabul eden Avrupa Parlamentosu (AP) hakkında da açıklamalarda yapmıştı. Erdoğan, "Avrupa Birliği, Türkiye'den kopmanın gayreti içerisinde. AB'nin Türkiye'den kopuş hamleleri yaptığı bu dönem içerisinde değerlendirmelerimizi yaparız. Bu değerlendirmelerden sonra AB ile gerekirse yolları ayırabiliriz" demişti.
Erdoğan'ın AB çıkışı hakkında, gazeteci-yazar Murat Yetkin, "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin Avrupa Birliğiyle yolları ayırma ihtimalinden söz etmesine AB saflarından “Gitme kal, istediğini verelim” diyen olmadı şimdiye kadar" yorumunu yaptı. Yetkin, Erdoğan'ın BM çalışmaları için ABD'yi gitmesini ve beklenen görüşmeleri şu şekilde değerlendirdi; "BM çalışmaları sırasında yapılacak ikili görüşmelerde AB liderlerinin Erdoğan’a “Türkiye’siz olmaz” mesajı vereceği beklentisi var belki de Cumhurbaşkanımız ve yakın çevresinde. Erdoğan’ın ikili görüşme programında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis öne çıkıyor. ABD Başkanı Joe Biden ile görüşme ise henüz programda görüğnmüyor. Tabii Batıdan aynı anda hem para isteyip hem ayar vermeye çalışmak gibi bir zorluğu var Erdoğan’ın. Son NATO Zirvesine giderken de İsveç’in üyeliği için koşullar listesine son anda AB ile üyelik müzakerelerini canlandırma koşulunu eklemiş bu da Türkiye’de Gümrük Birliğinin yenileneceği ve vize alma zorluklarının çözüleceği ümitlerini canlandırmıştı. İş iki ay içinde AB ile yolu ayırma tehdidine dönüştü. Allah aşkına, Cumhurbaşkanına AB’de Türkiye’yi Birlikte zaten istemeyen çevrelerin yıllardır ipleri koparanın Türkiye olmasını beklediğini söyleyen yok mu? Yol ayırma tehdidi ciddidir T24’te Cansu Çamlıbel’e konuşan CHP’nin -kendini parti içi hırgürden uzak tutmayı başaran- yeni dış politika sesi Namık Tan, “Erdoğan AB masasından kalkamaz, Avrupalılar o sözleri ciddiye almaz” demiş. Oysa bence Erdoğan’ın AB’yle yolları ayırma tehdidinde gayet ciddi bir başka yan var: Türkiye Cumhurbaşkanı giderek sert çıkışları boşlukta yankılanıp sönen bir konuma geliyor. Hakan Fidan, İbrahim Kalın ve yeni Milli Güvenlik Danışmanı Çağatay Kılıç bu gidişi görecek bilgi birikimi ve yeteneklere fazlasıyla sahip, görmüyor, uyarmıyorlar mı? Bu gidişle Türkiye Rusya’nın Ukrayna savaşındaki eşsiz konumunu da yitirebilir. Bakın, Rusya ikna edilemedikçe Ukrayna’nın tahıl ihracatına Rusya’nın NATO üyesi ülkelerin karasularına girip savaş potansiyeli çıkarmadan engelleyemeyeceği yollar bulunmaya başladı bile. Nehir gemileriyle Tuna üzerinden Hırvatistan’ın Akdeniz limanlarına ulaşmaktan söz etmiyorum sadece; taşıma kapasitesi sınırlıdır. Ama Ukrayna limanlarından, NATO üyesi Romanya, Bulgaristan ve Türkiye sahillerinden İstanbul Boğazına ulaşıp Akdeniz’e açılma yolu işlemeye başladı bile."Yazının devamı için tıklayabilirsiniz.