Mülteciler arananlar listesinde
Utku ŞENSOY İstiklal caddesinde Pazar günü yaşanan alçak saldırı, teröre karşı tek yumruk ve tek yürek olarak birlik içinde hareket etmemiz gerektiği gerçeğini bir kez dah...
Utku ŞENSOY
İstiklal caddesinde Pazar günü yaşanan alçak saldırı, teröre karşı tek yumruk ve tek yürek olarak birlik içinde hareket etmemiz gerektiği gerçeğini bir kez daha acı biçimde yüzümüze çarptı. Bu patlama, sınır güvenliğiyle birlikte yıllardır ağırladığımız zorunlu misafirlerimiz düzensiz göçmen tartışmalarını da alevlendirdi. Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü, UNHCR resmi verilerine göre, Türkiye, 3 milyon 600 binden fazlası Suriyeli olmak üzere 4 milyon civarında kayıtlı göçmenle, dünyada en çok mülteciyi ağırlayan ülke konumunda. Bu kadar misafiri olanın haliyle derdi de çok olur.
Çatışma, şiddet ve zulüm nedeniyle zorla yerlerinden, yurtlarından olan insanların sayısı küresel çapta rekor düzeylere ulaşırken, düzensiz göçle mücadele Avrupa Birliği’nin de en önemli sorunlarının başında geliyor. Kontrolsüz göç konusunda sınırlarını güçlendiren Birlik, “ülke içine sızanlara” karşı katı önlemler için düğmeye bastı. Fransa, hakkında sınır dışı kararı olan göçmenleri "arananlar listesine" koymaya imkan verecek bir yasa çıkarmaya hazırlanıyor. Hükümetin Ulusal Meclis'e 2023 yılı başında sunmayı planladığı Göç Yasası'nda, “Fransız topraklarını terk etme zorunluluğu” bulunan kişilerin adlarının arananlar listesine eklenmesinin de yer alacağı ifade ediliyor.
Dünyanın zengin ülkeleri 80-90 bin göçmeni sınır dışı etmek için aykırı önlemleri bile almaktan imtina etmezken, ekonomik sıkıntılarımızı daha derinleştirme pahasına milyonlarca mülteciyi ülkemizde barındırmaya devam ederek bu alanda dünya rekoru kırma ısrarını anlamakta zorlanıyoruz.
***
IRKÇI SALDIRI
Bunca insan hareketi ve göçler haliyle o ülkede yaşayanların tepkisine neden oluyor, yerel halkın ırkçı söylemlere sarılmasına neden oluyor. Fransa Parlamentosu’nda siyah milletvekili Carlos Bilongo’nun kürsüde konuşurken aşırı sağcı Ulusal Birlik sıralarından “Afrika’ya geri dön” sözlerinin yükselmesi ülkede ırkçılık tartışmalarını alevlendirip tansiyonu bir anda yükseltti.
Kongo kökenli 31 yaşındaki siyah milletvekilinin Afrikalı göçmenlerle ilgili konuşması sırasında yaşanan olay, “Fransa Parlamentosu için utanç verici” olarak nitelendirildi.
Liderliği baba Le Pen’den önce kızı Marine Le Pen’e son olarak Jordan Bardella’ya geçen ırkçı söylemlerle güç kazanan aşırı sağcı Ulusal Birlik partisi, son seçimlerde oy oranını artırarak mecliste 89 sandalye kazanmıştı.
Öğrenci olarak bulunduğum, Fransa'daki yoğun göç dalgasının yaşandığı 70'li yılların sonunda petrol krizi ve ekonomik durgunluğun popüler hale getirdiği aşırı sağın liderliğini alan baba Jean-Marie Le Pen’in 1972 yılında Ulusal Cephe adıyla kurduğu parti, 80’li yıllarda büyük bir ivme kazandı. Baba Le Pen partiyi 2011’de kızı Marine Le Pen’e devretmesinin ardından, aşırı sağ politikalara yönelik tepkiler nedeniyle partisine “Nazi” suçlaması yapılan Marine Le Pen, 2018 yılında partinin adını Ulusal Birlik olarak değiştirmişti.
***
ALMANYA’DA HALK SOKAĞA İNDİ
Dünya genelinde artan enerji fiyatları geçim sıkıntısı yaşayan ülkeleri yabancı ve göçmenlere karşı daha da sert tedbirler almaya zorlarken, zengin Batıda durum pek de farklı değil. Yüksek enerji fiyatlarının tetiklediği pahalılık, zengin ve refah seviyesi yüksek ülkelerde bile halkın tepkisine neden oluyor, hükumetleri sallıyor. Son olarak, Almanya’da halk, elektrik, ısınma ve kira ücretlerine üst sınır konulmasını ve maaşların yükseltilmesi talebiyle protesto yürüyüşü gerçekleştirdi.
Adil gelir dağılımı sağlanması yönünde slogan atan protestocular, fosil yakıtlardan daha hızlı şekilde uzaklaşılması istenen pankartlar taşıdı. Berlin’deki belediye binası önünde toplanan binlerce protestocu, bu enerji krizinde kazançlarını arttıran büyük şirketlere ve yüksek gelirlilere ek vergiler getirilmesini, böylece ihtiyacı olan insanlarla destek olunmasını talep etti.
***
ATİNA’YA BALANS AYARI
Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib, Yunanistan’daki resmi temasları sırasında, Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında, Yunanistan’ın Türkiye ile iyi komşuluk içinde olması gerektiğini belirterek, "Türkiye benzersiz bir komşudur, farkında olmalısınız, bir NATO müttefiki ve bölgede önemli bir aktördür" dedi.
Her ne kadar, Temmuz ayından buyana Avrupa Birliği dönem başkanlığını Çek Cumhuriyeti yürütse ve bu görevi 1 Ocak 2023'de İsveç’e devredecek olsa da bu sözlere salt Belçika Dışişleri Bakanlığı’nın görüşü olarak bakmamak gerek. Zira Belçika, AB’nin başkenti olması hasebiyle zaman zaman bu tür açıklamalarla lokomotif ülkeler Almanya ve Fransa’nın dışında, Birliğin ortak görüşünü “gayrı resmi biçimde” yansıttığı olmuştur.
Dolayısıyla bu açıklamayı, son zamanlarda Türkiye düşmanlığında çıtayı iyice yükseltip gerilimi sürekli arttıran taraf olan Yunanistan’ın tansiyonu düşürmesi şeklinde bir uyarı olarak görebiliriz. Dahası, Atina’daki bu sözlere Birliğin, “Ankara’ya karşı daha dikkatli ol” şeklinde “balans ayarı” olarak değerlendirebiliriz.