Kültür-Sanat

Muhammet Mağ: Hat sanatı Türklerindir

Abone Ol

Türk çağdaş hat sanatının öncülerinden Muhammet Mağ ile gelenek ve yenilik arasında Türk modern hat sanatı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Hat sanatının sınırlarını zorlayarak yeni bir soluk getiren Mağ, eserleriyle bu kadim sanatın evrensel potansiyelini genç kuşaklara aktarmayı hedefliyor. Hat sanatının İslam dünyasınca kutsandığını ve belli normların dışına çıkamadığını aktaran Mağ, eserlerinde hem geleneksel Türk motiflerini hem de çağdaş temaları ustalıkla işliyor. Mağ, “Hat sanatı İslamiyet’in karşılığı olarak görülüyor ama aydınların verdiği anekdotlar bunun bir Türk sanatı olduğunu ortaya koyuyor” diyor.

CEMRE POLAT/ANKARA- Türk modernleşmesinin estetik yolculuğunda, çağdaş hat sanatının öncülerinden Muhammet Mağ ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Hattat Hasan Çelebi'den Talik Yazıyı icazet alarak geleneği modern bir bakış açısıyla yeniden yorumlayan Mağ, Türk çağdaş hat sanatının önde gelen isimlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Hat sanatını sadece bir zanaat olarak değil aynı zamanda bir ifade biçimi olarak gören sanatçı gelenekle bağını korurken bağımsız bir duruş sergiliyor. Örneğin, Kuran ve İncil'den iki farklı duayı aynı eserde bir araya getirerek geleneksel algıları sorguluyor ve sanatın evrenselliğini vurguluyor. 
Sanatın sınırlarını genişleterek çağdaş dünyanın dinamikleriyle buluşturan sanatçı, konuya dair fikirlerini ve çalışmalarının ayrıntılarını 24 Saat Gazetesi’ne anlattı…
MAĞ, “HAT SANATINI MABETTEN ÇIKARTIP YAŞAM ALANLARINA ÇEKMEMİZ GEREKİYOR”
Farklı yorumların ve bakış açılarının sanatın dinamizmini koruduğunu vurgulayan Mağ, “Kendimi hattat ve ressam olarak tanımlıyorum. Talik Yazı hattında Türkiye’nin duayeni Hasan Çelebi’den hat icazetim mevcut. Hat ve tezhip sanatını aynı anda kullanarak sanat otoritelerine kabul ettiren tek kişiyim. Aynı zamanda hat sanatına bir sorumluluk yüklemek istiyorum. Artık aynı Besmeleyi aynı Elif’i yazmasınlar. Yaşadığımız çağ bunu kabul etmiyor. Kesinlikle bunları reddetmiyoruz, onların sayesinde bugün çağdaşlığı kabul edebiliyoruz ama nasıl ki beyinler ve zihinler değişiyorsa hat sanatını artık mabetten çıkartıp yaşam alanlarına çekmemiz gerekiyor” sözlerini aktardı.
“SANAT, KENDİNİ YENİLER”
Türk hat sanatının geleneksel köklerini korurken aynı zamanda çağdaş sanatın evrensel dilini yansıtan Mağ, eserlerinin fikir aşamasını şu sözlerle anlattı: "Değişimi ve dönüşümü benimseyemezseniz evrensel ve özgür bir sanat icra edemezsiniz. Sanat bir ifade biçimidir ve ifade biçimi güçlü olan, iyi bir sanatçıdır." 
Hat sanatını modern bir bakış açısıyla yeni kuşaklara ve zamanlara taşıyan sanatkâr, eserleriyle bu sanatın olanaklarını genişletmeyi amaçladığını ifade etti. Türk-İslam sanatlarının iki büyük damarı olan hat ve tezhibi bir araya getirerek birden fazla yazı çeşidini tek bir alanda buluşturan sanatçı, gelenekle bağını koruyarak hat sanatına yeni bir derinlik ve çeşitlilik katmayı amaçladığını ifade etti. Eserlerini özgün bir bakış açısıyla yarattığını söyleyen sanatçı, “Geleneğe bağlıyız ama bağımlı değiliz” diye konuştu.
“KURAN VE İNCİL’İ BİR ARAYA GETİRDİM”
Son çalışmalarından “Hiç” koleksiyonuyla insanın doğumundan ölümüne kadar geçen aşamaları anlatan sanatçı, “İnsanın bir hiç oluşuna gönderme yaparak kendi donelerimle insanlara bir mesaj vermek istedim. Hat, ‘çizgi’ demektir ama muhafazakâr ve dini bir sembol olarak algılanıyor” diyerek Batılılaşma ile modernleşmenin eş anlama gelmediğini vurguladı. 
Genellikle dinî bir ikon olarak kabul edilen ve geleneksel yapısının değiştirilmesi hoş görülmeyen hat sanatında farklı bir üslup yaratan sanatçı, “Bir tablomda hem Kuran’dan hem İncil’den iki duayı bir arada kullandım. Cesaret isteyen bir iş yaptığımı düşünüyorum. Sanatçılar, sözlerini eserleriyle aktarırlar” dedi.
“SANAT, DİN GİBİ UNSURLARDAN AYRIŞTIRILMADIĞI SÜRECE SINIRLARA MAHKÛM OLUR”
Muhammet Mağ, hat sanatını plastik sanatlardan çıkararak bir sorumluluk yüklediğini belirtti. Mağ, “Din faktörü ve batı-doğu çatışması Arap coğrafyasının hat sanatına bıraktığı kelimeler olabilir ama bu dili sanat haline getiren Türklerdir. Dünyada ise Türklerin ismi anılmazken hat ve tezhip, İslamik kaligrafi, Arabik kaligrafi olarak tanımlanıyor. Aydınların verdiği anekdotlar bunun bir Türk sanatı olduğunu ortaya koyuyor. Hat, Türk sanatıdır. Din, kişinin özelidir, yaşayış biçimidir. 
Sanat, din gibi unsurlardan ayrıştırılmadığı sürece sınırlara mahkûm olur. Hat sanatını çizgi olarak gördüğünüzde size çok enteresan bir alan sunar. Bu coğrafyada hat, entelektüel olmayan muhafazakâr insanların yaptığı bir şey gibi görülüyor, bunu reddediyorum. Hat sanatı İslamiyet’in karşılığı olarak görülüyor. Hattın bir zanaat çerçevesine sokulmasına karşı çıkıyorum” dedi.
MUHAMMET MAĞ KİMDİR?
1976 yılında Erzurum’un Ilıca ilçesinde doğdu. 1996-1998 yılları arasında Ressam Haluk Güçlü ’den resim dersi aldı. Atatürk Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesi Tezhip Bölümü'nü birincilikle bitirdi.
2000-2001 yılları arasında Erzurum’da kendi kurduğu Fasl-ı Gül Sanat Evi’nde Hat, Tezhip, Minyatür dersleri verdi. Erzurum Sanat Evinde Sanat Müdürlüğü ve Sanat Yönetmenliği yaptı.
2003-2013 yılları arasında Hattat Hasan Çelebi'den Talik yazı meşk ederek bu yazı dalından hem icazet hem de yurt dışında eğitim vermesi için İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) özel diplomasını aldı.
Bursa'da Bab-ı Nun Gelenekli Sanatlar Atölyesi kurucu üyeliği ve tezhip eğitmenliği yaptı. 2011 yılında eğitimini tamamlayarak yetiştirdiği talebelerine eğitimini devretti. Diyarbakır'da açılan Geleneksel Sanatlar Okulu sanat danışmanlığı ve tezhip eğitmenliği yaptı. İstanbul'da kurulan "İstanbul Kültür Sanat Meclisi"nde müdür olarak vazife aldı. 
2011 Winter Universiade Erzurum Kış Oyunlarında "Kadim Şehrin Sanatkarları” projesiyle aktif rol aldı. 2011-2012 yılında "Gelenekten Geleceğe Türkiye Buluşmaları 1 ve 2" Projesini gerçekleştirdi. İstanbul Tophane’de, Kumbaracı 4 sanat galerisi kurucu ve yönetim kurulu üyeliği yaptı. 2012-2016 yılları arasında Ankara Keçiören Belediyesi Estergon Kalesi Kültür Merkezi'nde İslam Sanatları Nakışhanelerini kurdu, tezhip eğitmeni ve başkanın sanat danışmanı olarak görev aldı.
Semerkant yayın grubuna, Silsilename ve 45 eserlik özel koleksiyon hazırladı. Erzurum Valiliği Esma-ül Hüsna koleksiyonu sanat danışmanı ve proje koordinatörlüğü yaptı. Aşkale ilçesinde merhume annesinin adına “Merzuke Mağ” resim atölyesini kurdu. Hulusi Efendi Vakfı özel koleksiyonu danışmanlığı ile 80 eserlik koleksiyon hazırladı. DemArt İslam sanatları Galerisi kurucu ve sanat danışmanlığını da üstlenen Mağ, 2017’de Eskader Klasik Türk Sanatları dalında özel ödülüne layık görüldü.
2018’de TİKA iş birliği ile “İslam Medeniyet Hazineleri” sanat danışmanlığı ve proje koordinatörlüğü yaptı. Erzurum Çat Belediyesi İslam Sanatları Müzesi kuruculuğu ve sanat danışmanlığı görevlerini üstlendi.
Hat ve tezhip sanatını aynı anda icra eden nadir sanatkarlardan biri olan sanatçının yurt içi ve yurt dışında birçok özel koleksiyonda eserleri bulunuyor. Üsküdar'daki atölyesinde talebe yetiştirmeye ve eser üretmeye devam ediyor.