TBMM Genel Kurulu’nda Öğretmenlik Mesleği Kanun Teklifi’nin 2. bölümü üzerindeki görüşmeler başladı.

İkinci bölüm üzerine söz alan muhalefet milletvekilleri teklifte yer alan Milli Eğitim Akademisi kurulmasına ilişkin düzenlemeye tepki gösterdi. Düzenleme ile 4 yıllık lisans eğitiminin ardından öğretmenlerin 3 ya da 4 dönem daha akademide eğitim alması öngörülüyor.

"İktidar bu yöntemle kadrolaşma yoluna mı gitmek istiyor?"

Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, şunları söyledi:

"Öğretmenlik mesleğinin itibarı açısından bu düzenleme son derece önemli bir fırsat içeriyordu ancak iktidar çoğulcu bir yaklaşımla hareket etmeyi tercih etmedi. Biz bugüne kadar eğitimin ideolojik olarak ele alınmasından geçmiş dönemlerde acılar yaşamış bir ülkeyiz. Milli Eğitim Akademisi kurulması öngörülüyor. Öğretmen adaylarının mesleğe hazırlanması amaçlanıyor. Peki soruyorum; ücretli öğretmenliği kaldıracak mısınız? Bu uygulama üzerinden alacağınız öğretmenlerimiz akademi eğitiminden geçmeden mi eğitim verecek? Mülakat için de bu çelişki var. Öğretmenleri mülakatlardan geçiriyorsunuz ama aynı eğitimi verecek olan ücretli öğretmenleri mülakata almıyorsunuz. 'Nitelikli öğretmenlik' kavramı için önce öğretmenlik mesleğini saygın bir şekilde tanımlamamız gerekiyor. Birden fazla öğretmenlik tanımlamasının olduğu yerde nitelikli öğretmenden bahsedemeyiz. Akademi bir disiplin sopası olarak öğretmenlerimizin üzerinde durabilecek. Öğretmen adaylarını mesleğe hazırlamak için akademi kurulacaksa fakülteler ne iş yapacak? Evet, mesleki gelişim, zamanın koşullarına uygun olarak öğretmenlerimizin kendilerini yenilemesi için akademi kurulabilir ama bir fakülte mezununun öğretmen olmak için tekrar akademiye gitmesini doğru bulmuyoruz. Kaygı duyulan şey; iktidar bu yöntemle kadrolaşma yoluna mı gitmek istiyor?"

"Öğretmenler keyfiliğe karşı savunmasız kalacaktır"

İYİ Parti İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar ise şunları söyledi:

"Kanun ‘Milli Eğitim Akademisi’nin kurulmasına hizmet etmektedir. İktidarın kendi zihniyetine uygun öğretmen yetiştirmek için akademinin kurulmasında nasıl ısrarcı olduğu görülmektedir. Öğretmenlik en fazla itibar kaybeden mesleklerden biriyken bu düzenlemeyle öğretmenler sürekli şikayet, şiddet ve soruşturma tehdidi altında kalacaklardır.  Öğretmenler keyfiliğe karşı savunmasız kalacaktır. Tasarruf tedbirlerine rağmen aslında hiç aciliyeti olmayan akademide öğretmenlere ders verecek olan bu akademisyenler akademi binasında eğitim verince eğitim daha mı kaliteli olacak? Bir öğretmen adayının atanabilmesi için beş yıl lisans eğitiminden sonra KPSS'de yüksek puan alması gerekiyor. Sonra 3-4 dönem akademi eğitimi alacak. İlinde akademi olmayanlar için barınma sorunun nelere sebep olacağını düşünüyor musunuz? Harçlık diyebileceğimiz ücretlerin reva görülmesi öğretmenlerin mesleki gelişimine nasıl bir katkı sağlayacak? Öğretmenin itibarı için çıkılan yolda onları yoksulluk sınırın altına mahkum eden bir sistemdir." 

"Öğretmenlerin hiçbir talebi, sorunu bu kanunda yok"

DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu ise şunları söyledi:

"Öğretmenlerimiz 'biz eğitim fakültesini neden okuduk' diyorlar. Kendi kurduğunuz fakültelere güvenmiyor musunuz? Öğretmenler fakültelerin ardından önce KPSS'ye giriyor ardından mülakata tabi tutuluyorlar bir de akademiye gidecekler. Yani öğretmenler öğretmen olabilmek için bir engelli koşuya maruz kalacaklar. Akdemi ile kendi ideolojilerine uygun öğretmen yetiştirmek ve ideolojilerine uygun olmayan öğretmenleri elemek istiyorlar. Akademi bitince de iş bitmiyor, 3 yıl boyunca sözleşmeli öğretmen olarak çalışacaklar. Bunun sonunda atabilirlerse atanacaklar.  Okullarda bir öğün yemek verilmesi gerekiyor. İstanbul'da servis ücreti 40 bin liralara dayandı. Üç kuruş parası olanlar çocuğum iyi eğitim alsın diye özel okula gönderiyor. Öğretmenlerin hiçbir talebi, sorunu bu kanunda yok."

"Öğretmenliği bitirme kanunu demek daha doğru"

CHP Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan de şunları söyledi:

“Velilerin çocuklarını okula gönderirken üç temel isteği var; temizlik, güvenlik, iyi bir eğitim. Şu an eğitim sistemimizde bunların hiçbiri yok. Bu kanunda ancak 'öğretmenliği bitirme kanunu' demek daha doğru olur. Öğretmenlerin yetiştirilmesinden istihdamına, göreve atanma, sosyal haklar ve emekliliğe kadar kapsayıcı olmadığını söyleyebiliriz. Sorunların çözülmesi beklenirken bu kanunla okulların iktidarın kendilerine koşulsuz itaat edecek, sorgulamayacak partizan öğretmenler yetiştirme telaşında olduklarını gördük. Bu kanunla öğretmenin aldığı eğitimi yok sayıyorsunuz. Bugün bir milyon öğretmenin öğretmenlik haklarını elinden alıyorsunuz. Emeği yok sayıyor, Cumhuriyet tarihinin en büyük emek hırsızlığını yapıyorsunuz. Bu kanun teklifinde 'mezunsun ama öğretmen değilsin' diyorsunuz. Milli Eğitim Akademisi kurarak Bakan’a da sonsuz bir yetki veriyor, öğretmenlik mesleğinin itibarını yerle bir ediyorsunuz. Bu teklif, öğretmenleri atama sorunundan hile ile kaçma ve sizin gibi düşünmeyen öğretmenlerin sesini kısma teklifidir."

CHP'den MEB'e tepki: İktidar çocukları unutmuş! CHP'den MEB'e tepki: İktidar çocukları unutmuş!

Editör: Nur Yıldız