Murat GÜRGEN Ankaragücü’nün Türkiye’ye tanıttığı Mehmet Umut Nayir… Gençlerbirliği’nin evlatları Arda Güler ile İrfan Can Kahveci… Yıldızı Ankara Demirspor ve Keçiörengücü’nde parlayan Barış Alper Yılmaz… Avrupa Şampiyonası elemelerinde A Milli Takım iki maçta 6 puanı cebine koyarak önemli virajı geride bıraktı. Kuşkusuz, o kritik maçlara damga vuran isimler ise Ankara çıkışlı futbolculardı. Cuma gecesi Letonya maçında 90 dakika geride kalmış, deplasmanda 2-1 önde bulunan ay yıldızlılar hakemin son düdüğünü beklemeye başlamıştı. Saatler 90+4’ü gösterirken büyük şok yaşandı. Letonya golü buldu, durum 2-2 oldu. Ama biz “bitti” demeden, bitmeyecekti elbette. Sadece bir dakika sonra, 90+5’te Barış Alper Yılmaz ortaladı, İrfan Can Kahveci fileleri havalandırdı. Riga’daki büyük coşku artık Ankara havalarıydı. Dört gün sonrasında, bu kez Samsun’da kuruldu sahne. Gruptan yükselme yarışında, en büyük rakipti Galler. A Milliler iyi başladı ama atılan iki gol VAR’a takıldı. 70’inci dakika 0-0 geçilince stres artsa da bizim çocuklar tabii ki yine başaracaktı. Mehmet Umut Nayir’in bir maç önce burnu kırılmıştı. Önce maskesini fırlatıp attı, ardından iki dev stoperin arasında yükselip kafayla gol vuruşunu çaktı. Ve dakika 80, genç yıldız Arda Güler… Ceza alanının köşesinden kalenin çatalına giden plasesiyle, rakip kaleciye de şapka çıkarttırdı. Letonya ve Galler maçları, hem Türk futbolunun hem de yıldızlarımızın Ankara’daki hocalarının gurur geceleriydi. Peki bu topraklar bu çocukları yetiştirirken, kentin futbol takımları niçin başarısız, niçin hedefe uzak? Sahi niçin ülkenin başkentinde yıllardır milli maç oynanmaz? Cevaplanması gerçekten zor sorular…