Gazeteci Hrant Dink'in katili Ogün Samast'ın şartlı tahliye edilmesi üzerine farklı partilerden milletvekilleri olaya tepki gösterdi. TBMM Genel Kurulu’nu yöneten HEDEP’li Meclis Başkanvekili Önder, “Kardeşim, kardeşimiz Hrant Dink'in hatırası önünde bir kez daha saygı ve mahcubiyetle eğiliyorum. Ne yapayım” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Hrant Dink'i vur emrini kimin verdiğinin hala bilinmediğini vurguladı. Günaydın şöyle konuştu:

“Hepimiz Hrant Dink'in o yağmurlu İstanbul gününde sokakta yatarken ayaklarının altındaki yırtık ayakkabısından tanıyoruz. Hepimiz o Hrant Dink’i diasporanın ayırma çabalarına rağmen Ermeni vatandaşlarımız ile Türk vatandaşlarımız arasındaki ayrımı ortadan kaldırmaya yönelik çabalarından anlıyoruz. Şimdi, Ogün Samast 16 yıl sonra serbest bırakıldı. Esas soru şudur: Hrant Dink'i vur emrini kim verdi? Hâlâ bilmiyoruz. Ona kim yardımcı oldu? İstanbul Valiliği'ne çağırıp da kim tehdit etti? Kim ona koruma vermedi? Hâlâ aydınlanabilmiş değildir.

Dolayısıyla, cezaevinde geçirdiği günleri uyumlu geçirmek, iyi hâlli olmak, topluma da uyacağına ilişkin izlenim vermek üzerinden… Bir insanı 900 kilometre gelerek kafasına ateş edip öldüren bir insan şu an itibarıyla aramızda dolaşıyor. Ona o emri verenler hâlâ suçlanabilmiş değil, hâlâ bir ceza alabilmiş değil. Daha da önemlisi bir katil, iyi hâl ve topluma uyum nedeniyle serbest bırakılırken Türkiye'de on binlerce düşünce suçlusu cezaevinde iyi hâlli olmadıkları ve topluma da uyum sağlayamadıkları gerekçesiyle demek ki cezaevinde tutulmaya devam ediliyor. Buna herhâlde 'adalet', buna herhâlde 'yargı' demek mümkün değil. Ve evet, gerçekten bu düzeni değiştirmek gerekiyor."

"Hala davayı bitirmediler"
HEDEP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Samast’ın iyi hal koşullarını yerine getirdiği gerekçesiyle şartlı tahliye edilmesini “vahim bir haber” olarak nitelendirerek şunları söyledi:

Malatya'da 4,9 büyüklüğünde deprem Malatya'da 4,9 büyüklüğünde deprem

“Her gün burada 30 yılını dolduran, 15 yılını dolduran, 20 yılını dolduran siyasi mahpusların, yüzlerce tutuklunun, ayrı ayrı infazlarını uzatan akıl, zihniyet, iktidar katillerin iyi hâlli olduğu için tahliyesine karar vermiş. Bugün katilleri serbest bırakan zihniyet ve siyaset aynı zamanda siyasetçileri ve düşünce suçlularını da içeride tutmaya devam ediyor. Yüksekdağ, Demirtaş, Kışanak, Tuncel, Ayla Akat, Osman Kavala, Can Atalay dört duvar arasında tutuluyor. Ama Ogün Samast’a gülerek bayrak önünde poz verdirenler işlerini tamamladılar, Hrant Dink’i katlettirdiler, hâlâ davayı bitirmediler, arkasındaki güçleri ortaya çıkarmadılar; Sevgili Hrant'ın şimdi, eminim, kemikleri sızlıyordur.

Arkadaşımızdı, canımızdı, işte bu ülkede bir Ermeni vardı ve bu ülkede barıştan yanaydı; katlettiler ve şimdi katili paşa paşa dışarıda elini kolunu sallayacak; hakikaten çok can yakıcı bir durum yani yeni öğrendiğim için bu etki altındayım. Bu ülkede katillere yer var ama demokratlara, demokrasiye, düşünce ve ifade özgürlüğüne yer yok. Bu düzeni değiştireceğiz, mutlaka değiştireceğiz.”

"Kararı yadırgıyoruz"
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin de tahliye kararı haberini şaşkınlıkla takip ettiklerini söyledi.

Sincan Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu'nda alınmış bir kararı paylaşan Şahin, "Kararda eline silah almamış ama bir yerlere inanmış olmaktan dolayı, üyelikten dolayı bir ceza almış bir mahkûm, denetimli serbestlikten de yararlandırılmamış, koşullu salıverme hükümlerinden de yararlandırılmamış. Gerekçe ne? Toplumla bütünleşmeye hazır olmadığı gerekçesi sunulmuş, tekrar suç işleme ve başkasına zarar verme riskinin olduğu gerekçesi gözetilmiş" dedi.

Yaşanan adaletsizliği itiraz ettiklerini dile getiren Şahin, "Burada eline silah almamış olan insanlara toplumla bütünleşmeme riski olduğu gerekçesi sunulup, topluma zarar verme riski olduğu gerekçesi sunulup, eline silah almış Türkiye'de toplumsal barışı bozmaya yönelik bir eylem gerçekleştirmiş ve bir cinayet işlemiş olan birisinin toplumla bütünleşmeye hazır olduğu gerekçesiyle salıverilmiş olmasını da yadırgadığımızı, bu adaletsizliğe, bu hukuksuzluğa da itiraz ettiğimizi buradan belirtmek istiyorum" diye konuştu.

"Yargı sistemimizin acı sonucu"
DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, AKP'lileri Hrant Dink'in katlinin de içinde bulunduğu süreci hatırlamaya davet etti, “O sürecin nasıl bir siyaset, seçilmiş iktidara karşı yönetilen bir süreç olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Bugün cezaevlerinde birçok kadın, çocuk varken, birçok mefluç hâlde, hasta hâlde yatan hasta varken çeşitli sebeple tahliye ettirilmeyip Ogün Samast'ın tahliyesini de yargı sistemimizin çok acı bir sonucu olarak hatırlatmak gerekiyor” dedi.

14 Mayıs sonrası oluşan Meclis’in 12 Temmuz 2023’te, bir torba yasa içerisinde 12’nci maddede yapılan düzenlemeyle şartlı salıverme imkânlarını kimin lehine, hangi sonuçlar üreteceğini tartışmadan sonuçlandırdığını söyleyen Ekmen, “O gün burada Komisyon sıralarına şu soruyu sormuştuk: Bu madde neden Adalet Komisyonuna gitmedi? Adalet Komisyonunun AK Partili üyeleri bırakınız muhalefeti, bu maddeyi neden yeterince tartışmadı. Bugün Ogün Samast’ın tahliyesinde 12 Temmuz'da bu Mecliste çıkan kanunun etkisi yoksa dahi Ogün Samast’a benzeyen, -onu bilmiyoruz, incelemek lazım- birçok suçlunun bu şartlı salıverme yasası nedeniyle bugün sokakta aramızda olduğunu ve Türkiye’yi maalesef İçişleri Bakanının her gün açıklamaya doyamadığı bir suç ve operasyon ülkesine çevirdiğini bir kere daha hatırlatmak istiyorum” dedi.

"Karanlık devam ediyor"
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı da, “Rakel Dink’in bir sözü vardı, cenaze töreninde söylemişti 'Bir bebekten katil yaratan karanlık' demişti; beni çok etkilemişti o söz. Görünen o ki bir bebekten katil yaratan karanlık devam ediyor. O dönemin koşullarında Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı var ve Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarına karşı da işlenmiş bir cinayetti aslında. Dolayısıyla, bugün de Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının olması ve bu salıvermenin o iktidar döneminde olması bence Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşların şapkalarını önüne koyup düşünmelerini gerektiren bir durum” şeklinde konuştu.

Editör: Ahmet Çağatay Bayraktar