Haber Merkezi - TİP milletvekili Can Atalay'ın tahliye ve hakkındaki yargılamanın durdurulması istemi, geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesi'nin de gündemine gelmişti. AYM, Atalay'ın seçilme hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı yönlerinden hak ihlali olduğuna hükmetti. Geçtiğimiz hafta İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ulaşan dosya, mahkeme tarafından karara bağlanması için Yargıtay'a gönderdi.
Yargıtay'dan bir ilk
İşte bu kararın üzerine Yargıtay'dan beklenmedik bir hamle geldi. Yargıtay, Can Atalay hakkında ihlal kararıyla yetkisini aştığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
MHP'li Feti Yıldız'dan açıklama gecikmedi
MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, sosyal medya hesabından Yargıtay'ın AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasıyla ilgili bir açıklama yaptı.
Yıldız şu ifadeleri kullandı:
Ceza kanunlarının yorum tekeli ceza hakimlerine bırakılmıştır. Hakim yargı faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Hakim, soruna ölçülü duygusallıktan uzak ve soğukkanlı yaklaşarak gerek metne bağlı dar yorumla,
gerekse kanun koyucu'nun iradesini ortaya koyan amaca yönelik yorumla, meseleyi çözmeye ve doğru sonuca ulaşmaya çalışır.
AYM kararları gücünü, bir başka hukuki merciin denetiminden geçmeyecek olmasından, herkesi bağlayıcı olmasından değil, yetkin ve tutarlı hukuki gerekçelerden almalıdır. Hukuk kuralı uygulayıcının elinde değişmemelidir. Hakimler ne diyorlarsa anayasa odur denebilir mi?
Kuvvetler ayrılığı ilkesi çeşitli şekillerde zedelenebilir. Bunlardan biri de yargısal aktivizmdir.
Yargısal aktivizm, bazen yasama organının etkisizleşmesine, bazen yasama kararlarının iptaline, bazen yargının yasama organının yerine geçmesi olarak karşımıza çıkar. Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı kontrol mekanizmasının bulunmaması önemli bir eksikliktir.
Hukuk normu koymanın, muhakeme meselesi değildir. Anayasa Mahkemesi yargısal aktivizm de bulunamaz.
Yasama organın yerine geçerek norm da ihdas edemez, mevcut olan normu da görmezden gelemez, anayasayı yeniden yorumlayamaz.
Suç ve ceza politikasını belirlemek, Anayasa Mahkemesi kararlarında sıkça ifade edildiği gibi kanun koyucunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirindedir.