Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre aralık ayında yıllık enflasyon yüzde 44,38 olarak açıklandı. TÜFE ise kasımda aylık bazda yüzde 1,03 artış gösterdi. Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise TÜFE Aralık 2024'te bir önceki aya göre yüzde 2,34 arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 83,40 olarak hesaplandı. Asgari ücret zammının ardından milyonlarca memurun merakla beklediği kamudaki zam oranı da TÜİK verilerinin ardından açıklandı. Buna göre; memur ve emeklisine yüzde 11,54, SGK ve Bağ-Kur emeklisine ise yüzde 15,75’lik bir maaş artışı yapılacak.
“Zam değil, enflasyon düzeltmesi”
Kamu Birliği Konfederasyonu, Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde düzenlediği basın açıklaması ile “Zamdan söz edebilmek için mevcut durumun çoğalması, şartların iyileşmesi, alım gücünün artmış olması gerekmektedir. Oysa kamu çalışanlarının maaşlarında sayısal olarak artış olsa da alım gücü azalmış, her geçen gün kamu çalışanlarının alım gücü düşmüştür. Yeniden değerleme oranının yüzde 43,93 olduğu, asgari ücretin -bizce de yeterli olmasa da- yüzde 30 artırıldığı bir durumda kamu çalışanlarının maaşlarında yapılan yüzde 11,54’lük artışı asla ama asla kabul etmiyoruz. Kamu çalışanlarına, yapılacak bir yasal düzenleme ile en az yüzde 30 refah payı verilmek suretiyle toplamda yeniden değerleme oranı kadar bir artış yapılması gerekmektedir. Bu bir zam değil, bu olsa olsa cüz-i bir miktarda enflasyon düzeltmesidir” denildi.
Açlık-yoksulluk sınırı değil insani yaşam endeksi
Kamu Birliği Konfederasyonu Genel Başkanı Osman Kaya tarafından yapılan açıklamada, kamuoyunda yerleşen “açlık ve yoksulluk sınırı” kavramlarının kabul edilemeyeceği, bunun yerine “insani yaşam endeksi” ifadesinin kullanılması gerektiği belirtilerek, “7 dönem imzalanan toplu sözleşmede, nerdeyse hiçbirinde gerçekleşen enflasyon üzerinde bir anlaşmaya imza atılamamış, enflasyon altında kalan maaş zammı sonrası aradaki fark 6 ay gecikmeli olarak maaşlara yansıtılmıştır. İşte bu yüzden biz buna zam değil enflasyon düzeltmesi diyoruz. Kamuoyunda da bunun böyle bilinmesini ve telaffuz edilmesini arzu ediyoruz. Açlık ve yoksulluk sınırını kabul etmiyoruz. Hangi çağda, nerede yaşıyoruz ki memurlar, emekçiler, üreten insanlar açlık ve yoksullukla sınanıyor? Memurlar devleti temsil eden, devletin büyüklüğünün ve gücünün ete kemiğe bürünmüş halidir. Bizler memurlarımızı açlık sınırında, yoksulluk sınırının altında çalıştırarak mı büyüklüğümüzü göstereceğiz? Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek amacı taşıyan açlık ve yoksulluk sınırı gibi kavramların artık kamuoyunun gündeminden çıkmasını, bunun yerini insani yaşam endeksinin almasını istiyoruz. Kamu çalışanlarının insani yaşam endeksi doğrultusunda bir ücret alması için yetkilileri harekete geçmeye davet ediyoruz” dedi.
Kamu çalışanlarının talepleri
Kaya ayrıca ilave ödemelerin kök maaşa eklenmesini, memura ikramiye verilmesini, büyükşehir tazminatının ödenmesini, birinci dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek göstergenin verilmesini de talep ettiklerini belirtti. Kaya, taleplerini kısaca “Kamuya alımlar ile görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında mülakatların kaldırılmasını talep ediyoruz. Mobbing Kanunu çıkarılmasını, sözleşmeli personelin kadroya geçme süresinin 3+1’den 1+1’e indirilmesini ve becayiş hakkı verilmesini talep ediyoruz. Banka maaş promosyon sözleşmelerinin Cumhurbaşkanlığı veya görevlendireceği bakanlık tarafından tek elden yapılmasını ve kurumlar arasındaki adaletin sağlanmasını ayrıca şef, müdür yardımcısı ve müdür kadrolarında görev yapan orta düzey yönetici personele ‘görev ve makam tazminatı’ verilmesini talep ediyoruz” sözleriyle özetledi.