CEMRE POLAT
ANKARA- Deneme, öykü, şiir ve çeşitli çeviri kitaplarıyla tanınan Mehmet Memdoğlu ile imza gününde bir araya geldik. “Düşler Ülkesi”, “Yırtık Ayakkabı”, “Radde”, “Ben Kimim” ve son kitabı “Atiye Mektup” gibi birçok esere imza atan yazarla kitaplarına konu olan “Anadolu Kültürü”, “Yazmak ve Kendini Bulmak” başlıkları üzerine bir geniş söyleşi gerçekleştirdik. Yazarlık serüveninin başlangıcından itibaren yazmaya ve okumaya tutkun olduğunu ifade eden Mehmet Feti Ceylan, “Memdoğlu” mahlasının manasını şöyle anlatıyor:
“Lakap takmak Anadolu’da çok yaygındır. Büyükbabamın adı Mehmet Ali’ydi. Ona çok benzediğim için çocukluğumda bana ‘Memdali’ diye hitap ederlerdi. Biz de kitapları yazarken dedemizin adını yaşatmak için Mehmet Memdoğlu mahlasını kullandık.”
Elâzığ doğumlu olan Mehmet Memdoğlu, hâlihazırda TRT Genel Müdürlüğü’nde Yayın Denetmeni olarak görevine devam ediyor. “İşim gereği sürekli yazıyor ve okuyorum ama bireysel olarak yazmak, benim için kendimi aramaktır” diyor. Yazarlık serüvenini ise şöyle anlatıyor:
“Okumak ayrıcalıktır ama yazmak bir sanattır”
“Okula gittiğimi hatırladığım dönemden beri yazıyorum. Okumak ayrıcalıktır ama yazmak bir sanattır. Yazmadan okuyamazsınız. Yazıyorsanız varsınız, varsanız düşünebiliyorsunuz; düşünüyorsanız da okumak zorundasınız. Hepsi birbiriyle bağlantılıdır.
İlk çalışmalarıma derleme kitaplarla başlamıştım. Derleme kitapların ardından öykü, şiir ve çeviri kitaplarım çıktı. İlki 2019’da çıkan 3 şiir kitabı, 2 öykü, 2 Osmanlı Türkçesinden çeviri ve Kürtçe kaleme aldığım, yaşadığım coğrafyanın kültürünü yansıtan ‘Kültür Köprüsü’ adında bir çalışmam var.
Yazmayı, okumayı seviyorum. İnsanlara ulaşmanın en güzel yanı yazmaktır. Şiirle veya öyküyle muhatabınıza dokunabiliyorsanız başarmışsınız demektir…”
“Kitap kokusu almadan yetişen bir nesil kendisinden mahrum kalır”
Günümüzde değişen okuma kültürüyle gençlerin kitaplardan uzak kaldığını ifade eden yazar, özellikle çocuklara okuma sevgisi aşılamaya çalıştıklarının altını çiziyor. İmza günü vesilesiyle gençlerle tanıştığını, onlardan “okuma” sözü aldığını ifade eden Memdoğlu, “Kitap kokusu almadan yetişen bir nesil kendisinden de mahrum kalır. Bizim amacımız gençleri kitapla buluşturmak. Çocukların kitaba dokunmasını istiyoruz. Her şeyde olduğu gibi ne yazık ki kitapta da içerik değil etiket para ediyor. Bu bir handikap. Kitaba değer veren kitabın kalınlığı veya etiketi değil, kitabın muhtevasıdır. Amacımız burada gençlerle kitabı buluşturmak” diyor.
Gerçek hikayelerden uyarlanan, kültür hazinesinin geleceğe taşınmasını amaçlayan son kitabı “Atiye Mektup”tan bahseden yazar, “İlk öykü kitabımız ‘Yırtık Ayakkabı’ ve son kitabımız ‘Atiye Mektup’ kitabında farklı bir metot izledik. Öykülerimizin tamamı yaşanmış, gerçek hikayelerdir. Bu yaşanmışlıkların ana konusunu bozmadan ufak kurgularla ve didaktik bir kalemle, okuyucuyu sorgulatan, eğitmeye çalışan bir yol takip ettik. Aslında her kitabımızda insanı hedeflediğimiz için hepsinde sevgi ve doğa vardır. İnsanımıza ulaşacak bir dil kullanmaya çalışıyoruz” diye anlattı.