Küresel ekonomide ülkelerin stratejik hamlelerini belirlemede önemli bir güç olmaya başlayan yapay zeka (Artificial intelligence/AI) uygulamaları ve uygulamaların sağlamış olduğu hizmetler ile makine öğrenmesi teknolojilerine yönelik ihtiyaç her geçen gün katlanarak artış gösteriyor. Eğitimden sağlığa, güvenlikten savunmaya, üretimden tüketime hemen hemen her alanda gereksinim duyulan yapay zeka teknolojileri kullanımı ülkemizde de pek çok alanda stratejik faydalar sunuyor. Yapay zeka kullanımı, madencilik şirketlerinin çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik performanslarını artırıyor, sorumlu yatırım ilkelerine önem veren ESG yatırımcıları için cazip olduğu için şirketler operasyonel verimliliklerini artırmak için yapay zekaya proaktif yatırımlarda bulunuyor.
Yapay zeka uygulamaları, bilgi, teknoloji, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektiren zorlu ve riskli alanlarda hayati önem taşıyor. Yapay zeka çözümlerinin benimsenerek dönüştürüldüğü madencilik sektöründe kullanılan teknolojiler alanda devrim yaratacak nitelikte gelişmelere yol açıyor. Kilometrelerce karelik büyüklükteki maden işletmelerinde güvenli çalışma ve faaliyetleri verimli şekilde yürütme konusunda yapay zekâ teknolojilerinden oldukça faydalanılıyor. Jeolojik veri analitiği, üretim verimliliği, ekipman optimizasyonu, çalışan güvenliği gibi pek çok alanda kullanılan yapay zeka özellikle büyük veri ve nesnelerin interneti gibi yeni teknolojiler, madencilik şirketlerine çarpıcı fırsatlar sunuyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de madencilik sektörünü kökten değiştirme potansiyeline sahip olan yapay zeka çözümleri, verimlilikten sürdürülebilirliğe, iş güvenliğinden keşif süreçlerine kadar madencilik yaşam döngüsünün birçok aşamasında inovatif çözümler sağlıyor.
Kazaların minimize edilmesi ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesinde yapay zeka
Ülkemizde Uşak-Kışladağ ve İzmir-Efemçukuru işletmelerinde uygulanan akıllı teknolojiler madencilik alanında yapay zekanın kullanımına örnek gösterilebilecek en önemli yerler arasında. Her iki işletmede kullanılan AI çözümleri, maden operasyonlarının daha güvenli ve etkin gerçekleştirilmesini, iş kurallarına uyulmasını sağlayarak iş kazalarının önlenmesini, büyük veri ve raporlama sistemleri ile yeni yönetim sistemleri sağlanmasını ve böylelikle rekabet gücünün artırılmasını hedefliyor. Bu sayede madenciler, sahalardan gelen gerçek zamanlı verilerle operasyonlarını çok daha verimli bir şekilde yönetebiliyor.
Giyilebilir teknoloji, otonom araçlar, takip sistemleri, akıllı teknolojiler, robotlar, sensör ve kameralar ile üretimde verimlilik, enerjide tasarruf, kaynaklarda ise etkin kullanımın sağlanabildiği yapay zekanın özellikle iş güvenliğinde kazaların minimize edilmesi ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi konusunda önemli kolaylıklar sunduğunu belirten Altın Madencileri Derneği Başkanı ve TÜPRAG Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, yer altı ve yer üstünde kullanılan sistemler hakkında detaylı bilgiler verdi.
Yılmaz, “Dijital dönüşümün gücüne inanıyoruz”
Teknolojinin üretim sistemlerine entegre edilmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, “Doğal kaynaklarımızı en sürdürülebilir şekilde insanlığın kullanıma kazandırma yolculuğumuzda dijital dönüşümün gücüne inanıyoruz. Hemen hemen her sektörde uygulanan konvansiyonel üretim teknikleri Endüstri 4.0 ile günümüzde yerini hızla bilgi teknolojileri ve operasyon teknolojilerine bırakıyor. Yapay zeka tüm sektörlerde hızlı bir şekilde kullanılıyor. Dijital dönüşüme ayak uyduran sektörlerden biri olan madencilik alanında da akıllı madencilik sistemleri ivme kazanıyor. Teknolojiyle harmanlanan akıllı madencilik uygulamaları ile tüm paydaşlarımız için değer yaratma amacıyla çalışmalarımızı sürdürürken, ülkemizdeki teknoloji girişimlerini de destekliyoruz” dedi.
Yapay zekanın madencilik alanındaki en önemli kazanımlarından biri olan verilerin toplanması ve işlenmesi sürecine değinen Yılmaz, “Yapay zeka çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik performansını artırmak isteyen şirketler için önemli imkanlar sunuyor. Sorumlu yatırım ilkelerine önem veren ESG yatırımcıları için cazip hale geliyor. Madencilik alanında önemli bir aşama olan verilerin toplanması ve işlenmesinde gerçek zamanlı analizler kayıpları minimize edebiliyor. Büyük boyutlu veriler artık ortak alanlarda depolanabiliyor. Bu verilerden yapay zeka ile doğru yerde, doğru hedefleri oluşturabilmek amacıyla yararlanılabiliyor. Teknoloji ile maden sahası içinde herhangi bir bölümdeki olası aksamalar veya olası kırılmaları önceden tespit edip olası kırılma noktalarında bazı iş kazalarının önüne geçilebiliyor. Ön görücü bakım sistemleri de çalışma koşullarının izlenmesini aşınma ve yıpranmaların zamanında fark edilmesini sağlıyor” dedi.
Yer altında dijital takip
Yer altı ekiplerinin yapay zeka uygulamaları sayesinde anlık olarak takip edilebildiğini de ekleyen Yılmaz, “Daha önce mekanik olarak konumunu takip ettiğimiz yer altı ekiplerimizi şimdi dijital olarak izleyebiliyoruz. Bu iş güvenliği alanında yapay zekanın sağlamış olduğu en önemli kazanımlardan biri. Olası bir maden ocağı boşaltma anında yine bu teknolojileri kullanarak çalışanlarımızı tahliye edebiliyoruz. Maden altına robot köpek gönderebiliyoruz. Kaza ya da olası göçük alanlarında yer altı robot köpeklerinin içine yerleştirilmiş olan materyallerle yeri tespit edip tıpkı canlı göz gibi görüntüler kayıt altına alınıyor. Bazı makine ve ekipmanlarımıza yerleştirdiğimiz dijital teknolojilerle o makinelerin gerektiğinde insanların kullanımına yönelik veri tabanını kullanarak teknoloji geliştirebiliyor. Bu veriler toplanırken insan hayatını tehlikeye atmıyoruz, çabuk aksiyon alabiliyoruz. Yine kullandığımız akıllı sistemlerle aktif çalışma alanlarında havalandırma devreye giriyor, çalışma olmayan yerlerde ise sistem çalışmıyor. Bu sayede enerji tasarrufu sağlayarak karbon ayak izinin azalmasına yardımcı oluyor” bilgisini verdi.
Arama yapılan bölgenin jeolojik yapısına ilişkin de yapay zekadan faydalanıldığına değinen Yılmaz, “Yapay zeka ile yine bir alanda arama yaptıktan sonra oranın jeolojik yapısını, kaya katmanlarının oluşması sırasında oluşan katmanlarla ilgili sondaj sırasında veri elde ediyoruz. Örneğin üçüncü metrede, beşinci metrede, altı buçuk kilometrede bir şey buldunuz. O modellemeyi yapay zekayla buna benzer nerelerde bu katmanlar varsa orada olası hedefleri inceleyebiliyorsunuz. Bu daha önce uzaydan algılama metoduyla kısmen yapılabiliyordu. Artık bu jeolojik veri tabanlarını, dijital alanda depolayıp topladığınız arama verilerini oraya yansıtıp daha kolay hedef noktaları tespit etmeniz mümkün olabiliyor. Bu bizim için çok önemli. Bu verileri eskiden depolamak zordu, şimdi kolaylaştı. Dolayısıyla yapay zeka madenciliği üretken ve güvenli hale getirdi” diye konuştu.
Yapay zeka ile karbon ayak izinde azalma
Madencilik alanında kullanılan yapay zeka teknolojileri hakkında da bilgi veren Yılmaz, “Madencilik sektöründeki vizyonuyla dikkat çeken TÜPRAG, Avrupa’nın en büyük altın madenlerin biri olan Kışladağ Altın Maden İşletmesi’nde 2021 yılında başlattığı dijital dönüşümle bulut tabanlı bir sistem olan ve dünyada açık ocak madenciliğinde kullanılan Filo Yönetim Sistemi (Fleet Managment System-FMS) sektördeki yeniliklerden biri. Operasyonel aksiyonlar sağlayarak, fizikselden dijitale, dijitalden ise fiziksele geçişi entegre edebilen ve madencilikte verimliliği artırmaya fırsat sunan bu sistem ile işletmedeki filo performansının optimize edilmesini sağlıyor. Operasyonel ekosistemi optimize ederek, sınırlı operatör müdahalesi ve çabasıyla otomatik veri akışı ve raporlama imkânı sunan FMS ile anlık, doğru ve gerçek zamanlı veri akışında bulunuluyor. Madencilikte faaliyet gösteren otonom nakliye sistemlerinin merkezinde yer alan FMS böylelikle madencilik operasyonunu görünür kılıyor. Makinelerin manevra süreleri, transfer süreleri, motor rolatide çalışma sürelerinde iyileştirmelerin sağlanmasıyla beraber işletmenin karbon ayak izi ve yakıt tüketiminde önemli oranlarda azalmalar elde ediliyor. Sistem ile yapılan iyileştirmede yakıt ve karbondioksit tasarrufu ile üretim kapasitesinde de artış gözlemleniyor” sözlerine yer verdi.
Yer altında güvenli ortam yapay zekayla sağlanıyor
Akıllı sistemler sayesinde pek çok mekanizmanın yönetiminin insan alinden robotlara geçirildiğini ifade eden Yılmaz, bu sayede insan kaynaklı hataların oranının azaldığını ve pek kaybın önüne geçildiğini ekledi. Yılmaz, “Çalışanlarımızın sağlığını ve güvenliğini korumak adına teknolojik çözümleri takip ederek uygulanabilir olanları sistemimize entegre ediyoruz. Aynı maden sahamızda kullandığımız yorgunluk tespit sistemi buna örnek bir uygulama. Özellikle lastikli dev hafriyat (dump truck) operatörlerinin uyku dikkat dağınıklığı gibi durumlarda fiziksel olarak uyaran ve aynı zamanda saha yöneticilerine durumu raporlayan Sürüş Güvenliği Sistemidir. Ayrıca açık ocak basamaklarında şev stabilitesinin kontrol edilmesi ve oluşabilecek yenilmelerin erken tespit edilmesi amacı ile radar sistemini uzun yıllardır kullanıyoruz. Efemçukuru’nda ise iş sağlığı ve güvenliği konusunda uygulanan Çarpışma Önleme Sistemi, Elektronik Ateşleme Sistemi, Elektronik Tike Tahtası ve VOD havalandırma sistemlerinin pek çoğu Türkiye’de ilk ve tektir. Bir yer altı işletmesi olarak üst düzey teknoloji entegrasyonu ile yer altı çalışmalarında çalışanlarımıza en güvenli çalışma ortamını oluşturmaya çabalıyoruz. Yeraltı işletmemizde uyguladığımız Elektronik Ateşleme Sisteminde en riskli işlerden biri olan ‘patlatma’ işleminde neredeyse sıfır hata ile patlatma yapabiliyoruz. Elektronik Tike Tahtası yardımı ile yeraltında çalışan personelin giriş çıkışlarını teknoloji yardımı ile en hassas ve hatasız şekilde takip ederek olası bir kazanın önüne geçebiliyoruz. Yeraltında uygulamaya aldığımız ‘Çarpışma Önleme Sistemi’ yine ülkemizde ilk kez bir yeraltı madeninde gerçek anlamda çarpışma algılama değil bir çarpışma önleme sistemidir ve olası bir araç-yaya-iş makinesi karşılaşmasında operatörden bağımsız olarak iş makinasını durduran bir sistemdir. Böylelikle yeraltı çalışma ortamlarında sıklıkla karşılaşılabilen araç kazalarının önüne geçiyoruz” dedi.
Sürdürülebilir çevresel yaklaşım
Yılmaz son olarak yer altı havalandırma sistemindeki akıllı sistem sayesinde enerji tüketiminde azalmaların yaşandığına da dikkati çekerek, “Aynı teknolojik altyapı üzerinde çalışan Talep Üzerine Havalandırma Sistemi (Ventilation on Demand-VOD) ile havalandırmanın nerede ihtiyaç var ise orada devreye girmesini sağlayarak yeraltı çalışma ortamlarında gerektiği yerde, gerektiği kadar havalandırma sağlayarak çalışanlarımızın kirletici hava koşullarından etkilenmemesini sağlayarak sağlıklı bir çalışma ortamı yaratıyor ve gereksiz enerji tüketmeyerek çevreci yaklaşımımızı sürdürebiliyoruz. Tüm bu sistemler operatörlerden kaynaklı riskleri azaltarak oluşabilecek ciddi iş kazalarını önlemek amacı ile entegre edildi” bilgisini verdi.