MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada terörle mücadeleye yönelik mesajlar vererek "TBMM'de terörü destekleyenler oldukça kanlı eylemler bitmez. Hainlerin siyasi destekçileri artık iyice azgınlaşmışlardır" ifadelerini kullandı.

Bahçeli açıklamasının devamında, "Dağda kovalanıp başı ezilen, sınır ötesinde kaçacak ve sığınacak in bulmakta zorluk çeken hainlerin siyasi destekçileri artık iyice azgınlaşmışlardır. “Bu devlet yıkılmalıdır” diyen bir soysuz, DEM kontenjanlı TİP milletvekilidir" ifadelerini kullandı.

Bahçeli, açıklamasının devamında şunları kaydetti:

"Asıl konuşulması ve sorgulanması gereken bu melun utanmazlıktır. PKK’nın milis unsuru olan DEM’in TBMM’de 57 milletvekili bulunmaktadır. Bu milletvekillerin devlet hazinesine yıllık maliyeti 116 milyon 280 bin liradır.

Ayrıca DEM’in 171 milletvekili danışmanın hazineden aldığı yıllık maaş 133 milyon 380 bin lira, 10 grup danışmanının yıllık maaş külfeti 8 milyon 400 bin lira, 30 büro personelinin aldığı yıllık maaş da 23 milyon 400 bin liradır.

Daha vahimi de DEM’in 2024 yılında hazineden aldığı yardım miktarının yaklaşık 658 milyon lira olmasıdır. Bu kapsamda terör ve bölücülük odağı DEM’in düşman olduğu devletten 2024 yılında alacağı toplam parasal büyüklük yaklaşık 940 milyon liradır. En düşük emekli maaşının 12 bin 500 lira olduğu düşünüldüğünde neredeyse 76 bin emeklimizin hakkı terör örgütüne adeta kurşun, silah ve bomba parası olarak hibe edilmektedir."

"57 DEM milletvekilinin maaşı kesilmeli"

İmamoğlu’ndan iktidara: “Sonlarının geldiğini görüyorum” İmamoğlu’ndan iktidara: “Sonlarının geldiğini görüyorum”

Gelişmeler karşısında ilk önerisinin, 57 DEM milletvekilinin maaşının ve Hazine yardımının kesilip şehit ailelerine aktarılması olduğunu kaydeden Bahçeli şunları söyledi;

"İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan, somut delillerle suçu sabit görülen sözde milletvekillerinin görüşülmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşaratların acilen mahkemeye çıkarılmasıdır. Üçüncü önerim, yeni anayasa sürecinde, Anayasa Mahkemesi statüsünün, üye yapısının, yargılama usullerinin radikal şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasıdır. Dördüncü önerim de, TBMM Genel Kurulu’nda anlam ve ahlaki bağlayıcılığını temelden kaybeden kürsü dokunulmazlığı sınırlarının yeni baştan çizilmesidir.”

Editör: Nur Yıldız