MaliAnaliz – Hoş geldin geçmiş…

Son dönemde Meclis'e sunulan torba yasa teklifi, savunma sanayii ve çeşitli mali düzenlemeleri kapsayan yeni vergi yükümlülükleri ile dikkat çekiyor. Teklifin öngördüğü enflasyon düzeltmeleri, ek vergi uygulamaları gibi düzenlemeler daha dengeli ve sürdürülebilir olmalı.

Abone Ol

Mehmet Ali Aktaş

Saygıdeğer okurlarım, kısa bir aradan sonra yine huzurdayım.

Öncelikle Gazeteciler Cemiyetimizin başkanlığına yeniden seçilen Sayın Nazmi BİLGİN ve saygıdeğer başkanın şahsında başta yönetim kurulu olmak üzere tüm kurullara seçilerek göreve başlayanları kutluyor, özgür / özgün ve bir defada doğru habercilik konusundaki katkılarının devamından emin olarak sürekli başarı diliyorum.

Bir süre önce yayımlanmış olan yazımda “Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir” ifadesini kullanmıştım. Yazılarımı takip eden kıymetli okurlarım anımsayacaklardır.

Şimdilerde ya da yine/yeniden vergilendirmeyi esas alan bir yasal düzenleme teklifi (torba yasa) Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş durumda…

Perşembe konusuna ramak kaldı ancak henüz sanki Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan gecedeyiz gibi…

Şimdi diyorsunuz ki, hadi bizi yormadan söyle ne demek istiyorsun… Oldukça problemli bir zaman dilimindeyiz kıymetli okurlarım, kamu ihtiyaçlarının yerine getirilmesi hususunda sanki…

Arzu edilen her daim gerçekle örtüşmeyebiliyor ne yazık ki…  Şimdilerde olduğu gibi…

Söz etmeye çalıştığım ve tartışılan torba yasa teklifi konusunda biraz sohbet edelim istedim kıymetli okurlarım…

Perşembe konusu bence henüz tamamlanmadı… Lakin ümitliyim… Bu defa da hipotez doğrulanacak gibi…

Dilerim zülfü yâre çok fazla dokunmuş olmayız…

Konuyu netleştirmeye çalışayım izninizle…

Bir yasa teklifi var gündemde ve söz konusu teklifin başlığı “Savunma Sanayii İle İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” şeklinde…

Teklif ile enflasyon düzeltmesi dahil bir dizi düzenleme yapılmakla birlikte ilave yükümlülükler getirilmektedir.

Kıymetli okurlarım ilave yükümlülük dediğimde belki çok anlaşılmayabilir… İlave vergiler getirilmektedir…

Enflasyon düzeltmesini çok defa köşemde dillendirmiştim anımsarsınız… Fiili zenginleşme olmadan vergi olmamalıdır demekle birlikte, enflasyon düzeltmesinin sonuçlarının geçici farklar oluşturduğu ve söz konusu farkların kalıcı gibi dikkate alınmaması gerektiğini… Lakin ben söyleyip ben dinledim olmuştu bir anlamda…

Gazi Meclisimize sunulan teklif ile yapılmakta olan yatırımlarla bağlantılı olarak yatırım tamamlanmadan enflasyon düzeltme farkları dikkate alınmaz hükmünün getirilmesi gündemde. Bir başka anlatımla vergi etkisi olmaz denilmekte… 

Teklifin ilgili madde içeriği “Özel fon hesabında bulunan bu tutarlar, yatırımın tamamlanarak ilgili iktisadi kıymetin aktifleştirilmesi gereken dönem ile bu dönemi takip eden dört hesap dönemi içerisinde eşit taksitler halinde dönem kazancının tespitinde dikkate alınır” şeklindedir.

Tam olarak karşılanmamış olsa da aylardır ifade etmeye çalıştığım ya da ifade ettiğim husus bu ki…

Peki dillendirmek mi gerekiyordu… Ya da bir düzenleme yapılmadan, muhtemel bir aksaklık olmaksızın gerçekleşebilir ve tüm paydaşları mutsuz etmeyecek düzenlemeler bir defada doğru olarak oluşturulamaz mıydı? Neden bir anlamda muhtemel kaos ortamı göz ardı edilir ki… 

Bunun takdirini siz kıymetli okurlarıma bırakır durumdayım…

Ne demiştik?  Geçici farklar sürekli gibi değerlendirilmemelidir.

Teklifte yer alan ikinci madde ile tasfiye ve iflas halindeki şirketlerin enflasyon düzeltmesinin dışına çıkarılması gayesi yer almaktadır.

Küçük bir not düşelim buraya, iflasın kaldırılması ya da tasfiyeden dönülmesi halinde enflasyon düzeltmesi farklarının dikkate alınarak dönem kazancının tespitinde yer alacağı öngörülmektedir…

Bu aşamayı yorumsuz olarak işletmelerin takdirine bırakmış olalım izninizle…

Yalnızca işletmelerin varlıkları dikkate alındığında bunların enflasyon düzeltmesi işlemi sonucunda oluşan farklar geçici farklar olup, söz konusu farklar fiili zenginleşmeye neden olmamaktadır, ya da bilanço dışı bırakılıncaya kadar/satışı yapılıncaya kadar bir ekonomik fayda sağlayamaz durumda olduğuna göre oluşacak muhtemel farklar vergilendirilmemelidir.

Bu düşüncem ilk başta olduğu gibi devam etmektedir kıymetli okurlarım.

İşletmelerde fiili zenginleşme olmadan vergileme söz konusu olmamalıdır.

Torba yasanın dördüncü maddesi oldukça ilgi çekici durumdadır… Söz konusu madde ile bir dizi vergi konulma arzusu olduğu görülmektedir.

Nasıl mı? Buna tablo halinde bakalım, neler var neler…

Beyanname Türü

Mevcut Damga Vergisi (TL)

Yıllık Toplam (TL)

S.S.D.F. (TL)

Açıklama

Yıllık Gelir Vergisi  Beyannameleri

467,20

467,20

233,60

(1)

Kurumlar Vergisi Beyannameleri

624,10

624,10

624,10

(1)

KDV Beyannamesi (1 No.lu KDV)

308,30

3.699,60

3.699,60

(2)

KDV Beyannamesi (2 No.lu KDV)

308,30

3.699,60

3.699,60

(2)

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi

365,50

4.386,00

4.386,00

(2)

Bilanço

360,10

360,10

 

(4)

Gelir Tablosu / Hesap Özeti

171,90

171,90

(4)

Geçici Vergi Beyannameleri

308,30

924,90

924,90

(3)

Tablonun açıklama bölümünde yer alan referans numaralarından hareketle izninizle özetlemiş olayım. Buna göre;

(1)      Yıllık Gelir ve Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin yılda bir kez verilmiş olduğu varsayımı ile,

(2)       Aylık olarak verilmesi zorunlu ve işlem olduğunda verilmesi zorunlu aylık beyannamelerin bir yıl içerisinde 12 kez verilmiş olduğu varsayımı ile,

(3)      Geçici Vergi Beyannamelerinin yılda üç defa tevdi edilmiş olduğu varsayımı ile, hesaplamalar yapılmış olup,

(4)      Bilanço, Gelir tablosu / Hesap özetlerinin kanun teklifi kapsamında sayılmamış olması nedeniyle S.S.D.F. uygulaması karşısındaki etkisi dikkate alınmamıştır. 

Durum bundan ibaret mi yalnızca derseniz… Aman ha hata yapılmasın, düzeltme beyannamesi verilmesini gerektirecek durumlar ortaya çıkmasın… zira her bir düzeltme, hatta vergi mükellefinin kusuru olmaksızın idarenin düzeltin dediği ve mükellefler tarafından düzeltilen beyannameler dahil olmak üzere hem mevcut damga vergisini hem de yasalaşması halinde teklifte söz edilen tutarlarda ek vergi ödemekle karşı karşıya kalınabilecektir.

Bitti mi…

Yok sabırlı olun kıymetli okurlarım bu defa dert büyük...

Gayrimenkul mü alacaksın tapu harcının dayanılmaz yüksekliğine ilave olarak ayrıca alıcı ve satıcı adına ayrı ayrı hesaplanacak 750,- TL yi,

Maaşınla geçinemiyorsun, bankadan ricacı oldun zar zor asgarisini ödüyorsun ama kredi kartının limiti 100.000,- TL nin üzerinde midir? 750,- TL ödemekle yükümlü olabilirsiniz, sakın ola ki farklı bankalardan 100.000,- TL nin altında birden çok kredi kartı oluştururum diye düşünmeyelim… zira o da teklifte hesaplanmış her bir kredi kartı için 750,- TL olarak öngörülmüş…

İlk defa araç sahibi mi olacaksınız, ya da hadi sıfır bir aracım olsun ilk kullanıcısı olalım mı diyeceksiniz bu durumda da 3.000,- TL yi hazırlamakta yarar var…

Yeterli dediğinizi duyar gibiyim kıymetli okurlarım… Bence de yeterli olmakla birlikte yeni yükümlüklerle bağlantılı kısa bir bilgilendirme yaparak bu aşamayı tamamlamış olalım izninizle…

Yukarıda özetlemeye çalıştığım tutarların tamamının her yıl yeniden değerleme oranında artırılması da yine kanun teklifi ile öngörülmektedir…

İzninizle şimdi yazımızın başlığına dönelim saygıdeğer okurlarım,

“Hoş geldin geçmiş…” 

Şimdilerde oldukça çok yazılır durumda “Asgari Kurumlar Vergisi” konusu… yıl 1992… asgari kurumlar vergisi yasal statü kazanıyor… Şimdi de Savunma Sanayii konusu da 39 yıl önce 1985 yılında gündemde olmuştu…

Ne diyelim… “Hoş geldin geçmiş…”

Diliyorum ki kayıt dışılıkla mücadele etmek isterken kayıt dışılık artmış olmasın…

Kısa süre önce http://kayitliekonomiyegecis.gov.tr/ isminin bizleri üzdüğünü, zira ülkemizin kayıtlı ekonomide olduğunu ve kısmi kayıt dışılıkla mücadele içerisinde bulunduğunu, buna uygun bir ismin ilgili sitede olmasını arzu ettiğimi yineleyerek sözlerime şimdilik son vermiş olayım…