Ekonomide gidişi belirleyen en önemli etkenlerden birisi beklentilerdir. Rasyonel beklentiler kuramı, beklentilerin ekonomideki ağırlıklı yerini “beklentiler, gerçekleşmelerin öncüsüdür” tespitiyle ortaya koyar. Genellikle beklentilere göre hareket edildiği için beklentiler büyük ölçüde gerçek olur. Karar alıcıların, özel kesim kuruluşlarının yöneticilerinin enflasyonda artış olacağını beklediklerini varsayalım. Bu durumda bu yöneticiler, mal ve hizmetleri ucuza satıp zarar etmemek ya da kardan fedakârlık etmemek için bu ürünlerin satış fiyatlarını henüz enflasyon artmaya başlamadan önce artırmaya başlayacaklardır. Bu da sonunda fiyatların artmasına yani enflasyonun yükselmesine yol açacaktır.
Merkez bankaları, enflasyonla doğru bir şekilde mücadele edebilmek için bu beklentileri önceden görerek ona göre tavır almak durumundadırlar. Bu gidişatı önceden görebilmek için için de süreklilik taşıyan anketler düzenlerler.
TCMB, bu amaçla her ay bir takım anketler düzenliyor. Enflasyon beklentilerini ölçebilmek için düzenlediği anketleri piyasa katılımcıları, reel sektör temsilcileri ve hane halkına sorarak yürütüyor. Aşağıdaki tablo, TCMB’nin eğilim anketleri içinde yer alan ve her ay uygulanan Sektörel Enflasyon Beklentilerinin 2024 Eylül sonuçlarını gösteriyor (kaynak: TCMB, sektörel enflasyon beklentileri):
Anketin kapsadığı gruplardan piyasa katılımcıları grubu finansal ve reel kesimde karar alıcı ve uzman konumda bulunanlar arasından seçilmiş kişilerden oluşuyor, reel sektör grubu imalat sanayinde çalışan işyerleri arasından seçiliyor, hane halkı grubu da hane halkları arasından seçilmiş 4 bin 484 haneyi temsil ediyor.
Buna göre piyasa katılımcıları Eylül 2025’de enflasyonun yüzde 27,49’a düşmesini beklerken reel sektör temsilcileri aynı tarihte enflasyonun bugünkü düzeyinde olacağını tahmin ediyor. Gruplar arasında en kötümser olanlar hane halkları, onlar da Eylül 2025’de enflasyonun yüzde 71,56’ya yükseleceğini düşünüyorlar. Bu üç grubun, ağırlıklara bakılmaksızın alınmış ortalaması ise Eylül 2025’de enflasyonun bugünkü düzeyinde kalacağına işaret ediyor. Orta Vadeli Programda (OVP) 2025 yılsonu için öngörülen hedef yüzde 17,50 olduğuna göre toplumun hiçbir kesimi OVP hedeflerine inanmıyor demektir.
Burada, fiyatlar üzerinde en önemli etki sahibi olan grup reel sektörü temsil edenlerdir. Çünkü fiyatları belirleyenler büyük ölçüde onlar. Onların beklentisi enflasyonun 12 ay sonra bugünkü düzeyinde kalmaya devam edeceği yönünde olduğuna göre enflasyonla mücadeleden olumlu sonuçlar çıkması pek de mümkün değil demektir.
Ne desek boş: Kassandra Laneti etkisiyle olsa gerek karar vericiler bize inanmıyor.
Yazı Mahfi Eğilmez'in kişisel internet sitesinden alınmıştır.