Maden ocakları cehennem gibi
Şükrü KARAMAN Gariban emekçinin canını alan iş kazaları rekor kırıyor. Cinayete dönüşen kazalarda her gün 5 işçi yaşamını yitiriyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’ni...
Şükrü KARAMAN
Gariban emekçinin canını alan iş kazaları rekor kırıyor. Cinayete dönüşen kazalarda her gün 5 işçi yaşamını yitiriyor.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin 2023 yılı ilk dört ayına ilişkin raporuna göre nisanda en az 122, dört ayda ise en az 585 işçi hayatını kaybetti.
Rapora göre iş kazalarında ölenlerin yüzde 1’i çocuklardan, yüzde 8’i kadınlardan, yüzde 21’i gençlerden, yüzde 25’i ise emeklilerden oluşuyor. Okul sıralarında olması gerekirken ailelerine maddi katkı sağlayan çocuklar, aldığı aylığı yetmediğinden çalışmak zorunda kalan emekli iş kazalarında dünyaya veda ediyor. İş cinayetlerinde ölenlerin yüzde 5.12’si sendikalı, yüzde 94.88’i sendikasız işçiler. Son 20 yılda en az 30 bin 224 emekçi hayatını kaybetti.
En çok maden ocakları ve inşaatlarda meydana gelen iş kazaları sonucu günde 5 emekçi canından oluyor. Gerekli önlemlerin alınmadığı madenler ekmek parası uğruna kazma sallayan emekçiler için adeta cehennem. En son Bartın- Amasra’daki Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ocağında oluşan patlamada 43 işçi hayata veda etmişti.
Geçtiğimiz günlerde yargı önüne çıkan sanıkların pişkince savunma yapmaları, ölen emekçi yakınlarının büyük tepkisini çekti. Ne utanma ne arlanma var bunlarda. Ocaktaki patlamanın sorumlularından çoğunun EYT yasasından emekli olduğu belirtildi. İhmalin ve kusurun kurbanı olan emekçi ailesi yıllarca acıları ile baş başa kalırken onların vicdanı nasıl rahat edecek acaba?
Amasra’da 43 ailenin ocağını söndüren iş cinayetinin yetersiz önlemlerden ve işlevini yitiren havalandırma sisteminin değiştirilmemesinden oluştuğu incelemeler sonucu saptanmıştı.
Ülkenin onulmaz kanayan yarası olan iş kazalarında Türkiye rekora koşuyor. Birincilik kürsüsünden inmediğimiz kazalarda Avrupa şampiyonluğunu hiçbir ülkeye kaptırmıyoruz. Yanı sıra dünya üçüncülüğü gibi kötü sıralamaya sahibiz.
Her gün 5 işçi sabah sağ çıktığı evine dönemiyor, ardından gözü yaşlı aileler bırakıyor. Ekmeği peşinde koşan garibanlar ihmalin, önlemleri ıskalamanın, yetersiz denetimin ve patronların aşırı kar hırsının kurbanı oluyor.
Avrupa ülkelerinde bu denli ucuz emekçi ölümleri yaşanmıyor. Ekmek parası uğruna alın teri akıtan emekçilere yazık değil mi? İş kazalarını “bu işin fıtratında var” diye değerlendirmek doğru yaklaşım değil. Zira alınabilecek üst düzey önlemlerle en aza indirilir, hatta sıfırlanabilir.
Dünyanın sayılı maden ocaklarında “yok” denecek kadar az meydana gelen kazalardan ders alınmalı. O ülkelerde bizdeki gibi kitlesel can kayıpları yaşanmıyor.