15 Eylül 1922’de Daily Mail’de yayınlanan bir röportajda, Mustafa Kemal şunları söyledi:
“Taleplerimiz Kurtuluş savaşımızda kazandığımız bu zaferden sonra değişmemiştir. Biz Küçük Asya’yı (Anadolu’yu), Meriç nehrine kadar Trakya’yı ve başkentimiz İstanbul’a sahip olacağız. Aksi halde ordumla İstanbul üzerine yürümek zorunda kalacağım ki bu sadece birkaç günlük bir harekâttır. Ben, bu toprakları, yapılacak görüşmelerle elde etmeyi tercih ederim. Ancak, takdir edersiniz ki, bunun için sonsuza kadar bekleyemem.”
Bu girişim üzerine, Fransız ve İtalyanlar askerlerini Gelibolu tarafına çekmiş İngilizler, Türk ordusuna karşı tek başlarına kalmışlardı. Tarihe Çanak (Chanak) Krizi olarak giren, Türkiye ve Birleşik Krallık arasında Gelibolu’dan sonra ikinci bir harbi başlatacak krizi başladı.
General Harrington, ilerleyen Türk birliklerine Başbakanın emrine rağmen ateş açtırmadı ve görüşmelerin başlamasını sağladı. Görüşme teklifinin yapıldığı o gün, dünyanın Türkiye
Büyük Millet Meclisi Hükümetini kabul ettiği ve Mondros mütarekesini, Sevr Antlaşmasını tarihin derinliklerine gömdüğü gündür.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, mütareke görüşmelerine savaşta yenik düşmüş işgalci Yunanların katılmasını istemedi, mütareke sadece geri kalan işgalcilerle yapılacaktı.
Yunan delegesi açıktaki İngiliz gemisinde bekledi. Onları bu maceraya sürükleyen İngilizler nasıl olsa onlara bir pay koparırdı. Geçmişte hep böyle olmuştu çünkü. Hiçbir zaferlerini tek başlarına kazanmadıkları gibi, yenilgilerinde dahi hep toprak kazanmışlardı. Ama bu defa öyle olmayacaktı. 03 Ekim 1922 günü toplanan Mudanya Mütarekesi ana maddelerde anlaşamayınca dağılmıştır.
Bunun üzerine, bir bölük Türk askeri İngiliz cephelerine doğru yürüyüşe geçirilir. Türk Birliği, İngiliz savunma hatlarının önlerine kadar yürümüştür. İngilizler, tüfekleri dipçikleri yukarı, namluları aşağı gelecek şekilde asılmış tören nizamında yürüyen birliğe, Başbakan’ın emrine rağmen ateş edememişlerdir. Verilen mesaj çok nettir. “Ülkemizin egemenliğine ve bağımsızlığına sahip çıkacağız, gerekirse savaşırız ancak ilk ateş eden biz olmayacağız”.
Tekrar toplanan Mudanya Mütarekesi, TBMM Hükümetinin isteklerine uygun olarak 11 Ekim’de imzalanmıştır. Sonucunda, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Kocaeli, İstanbul ve Trakya tek kurşun atılmadan, tek şehit vermeden egemenliğimiz altına alınmıştır. Yunanlara sadece 15 gün süre verilerek Bursa, Kocaeli ve Meriç nehrine kadar olan Trakya’yı boşaltmaları sağlanmıştır. Bu nedenle Tekirdağ’ın kurtuluşu 13 Kasım, Edirne’nin kurtuluşu 24 Kasım 1922’dir. Bu hezimet sonrası, Yunan hayranı Lloyd George Hükümeti bir gensoruyla düşürülmüştür.
19 Ekim günü, Yunanı İzmir’de denize döktükten 40 gün sonra General Refet Bele Komutanlığında jandarma-asayiş görevlerini yerine getirmek üzere 8.000 kişilik Türk Ordusu İstanbul’a girmiş ve Trakya illerine yerleştirilmiştir.
Mudanya Mütarekesi, TBMM hükümetinin en başarılı diplomatik zaferlerinden birisidir.