Uğurcan Boztaş
Küresel ısınma son yıllarda etkisini giderek arttırdı. Çevre felaketlerinde ciddi artışların olmasında küresel ısınma büyük rol alıyor. Aşırı sıcakların artmasıyla birlikte son yıllarda birçok canlı türünün hayatı tehlike altında. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün hazırladığı son rapora göre küresel ısınmanın 1,5 derecelik eşiği aşma riski yüksek. Avrupa Birliği (AB) Copernicus İklim Değişikliği Servisine göre geçtiğimiz haziran ayı en sıcak haziran ayı oldu. Çevre aktivisti Cemil Aksu “Ekolojik yıkım ve iklim krizi toplumsal hiçbir krize benzemiyor. Önümüzdeki dönemlerde Türkiye su krizini çok daha yoğun bir biçimde yaşayacak” dedi.
Cemil Aksu, her türlü çevre felaketinin küresel ısınmaya bağlamanın yanlış olduğuna dikkat çekti. Kentleşme ve altyapı sorunlarının da çevre felaketlerinde etkili olduğunu belirten Aksu, şu tespitleri yaptı:
“Geçmişe baktığımız zaman aşırı yağışlar yine vardı ama betonlaşmanın çok olmadığı o zamanlarda can kaybının veya sel felaketinin büyüklüğünün günümüz kadar olmadığını söyleyebiliriz. Örneğin geçen sene Kastamonu da meydana gelen sel felaketi aslında dere yatağının işgalinden kaynaklıydı. Kuşkusuz bu gibi ani felaketler de küresel ısınmanın da etkisi var. Uzmanlar yer yüzü sıcaklığının 1.5 dereceyi aşma noktasında olduğunu söylüyorlar. Yeryüzündeki canlı yaşamının sürdürülebilmesi için belli sıcaklık dereceleri var. Bu sıcaklık değerleri arttığı zaman buna bağlı olarak değişik gelişmelerin veya değişimlerin ortaya çıkması söz konusu oluyor. İklim krizine neden olan okyanuslardaki kirlenme, yeryüzündeki orman varlığında azalma, tarım arazilerinde endüstriyel malzemeler kullanma, tatlı su kaynaklarını kirletme gibi sorunlar çığ gibi katlanarak ön görülemez sorunlara yol açıyor. İklim krizine neden olan insani faaliyetleri göz önünde bulundurmak gerekiyor.”
“TÜRKİYE SU KRİZİNİ ÇOK DAHA YOĞUN BİÇİMDE YAŞAYACAK”
Aksu, Türkiye’deki su havzalarının kirlilik durumuna değinerek “Bu yıl birçok bölgede sıcaklık rekorları kırıldı. Türkiye’de iklim felaketlerinin yaşanması için ilerleyen yılları beklemeye gerek yok. İklim değişiklikleri ve aşırı sıcaklardan dolayı şimdiye kadar görülmemiş hortumlar görülmektedir. Hem küresel iklim değişikliğinden dolayı hem de son 20 yılda uygulanan sanayi, turizm, inşaat veya şehirleşme politikalarından dolayı Türkiye’deki ekosistem ciddi kirlenmeye maruz kalmış durumda. Türk meteoroloji müdürlüğü son beş yıldır Türkiye’nin belirli bölgelerinin alarm derecesinde kuraklık yaşadığını gösteriyor. Büyükşehirler su krizleriyle karşı karşıya. Ekolojik yıkım ve iklim krizi toplumsal hiçbir krize benzemiyor. Önümüzdeki dönemlerde Türkiye su krizini çok daha yoğun bir biçimde yaşayacak. Zaten Türkiye su fakiri diyebileceğimiz bir sınırda. Birçok bölgede göller kurutularak tarım arazilerine çevrildi. İlerleyen yıllarda içme suyuna ulaşmada ciddi sıkıntılar yaşayacağız ve su kuyruklarına gireceğiz” dedi.
Aksu, iklim olaylarının gıda sistemine de etki edeceğini ifade ederek “Zaten bütün gıda ürünlerimizde dışa bağımlıyız ilerleyen yıllarda Türkiye kendi gıda ürünlerini üretmede sıkıntı çekebilir” diye konuştu.
Küresel ısınma hızını arttırdı: ‘İklim krizi hiçbir krize benzemiyor’
Çevre aktivisti Cemil Aksu küresel ısınma hakkında “Ekolojik yıkım ve iklim krizi toplumsal hiçbir krize benzemiyor. Önümüzdeki dönemlerde Türkiye su krizini çok daha yoğun bir biçimde yaşayacak” dedi
Bunlar da ilginizi çekebilir