Genel

Kurdan kurtulamayan akaryakıt, vergi kıskacına da girdi

Abone Ol
CEMİL CAHİT SARAÇOĞLU ANKARA- Son aylarda kurların da etkisiyle aşırı artan ve hemen her üründe önemli maliyet unsuru olan akaryakıt ürünleri, önümüzdeki dönemde daha da canımızı yakacak. Çünkü kurların etkisinden kurtulamayan akaryakıt ürünleri, şimdi de vergi kıskacına girdi. Akaryakıt ürünlerinde, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) maktu tutarının Cumhurbaşkanı tarafından 5 katına kadar artırılması yetkisi eklendi. Bu yetmezmiş gibi, yüzde 18 olan genel KDV oranın yüzde 20’ye çıkarılmasıyla da trafikte 23 milyondan fazla araç sahibinin akaryakıt fiyatları konusundaki huzuru iyiden iyiye kaçtı. Biz de akaryakıt ürünlerinin dünyadaki ve Türkiye’deki uygulama yöntemlerini anlatalım istedik. Önce şunu belirtelim. Benzin fiyatları da motorin fiyatları da her ülkede farklı uygulanır. Genel kural, yoksul ülkelerde daha düşük fiyatlarla, daha zengin ülkelerde daha yüksek fiyatlarla satılması üzerine kurgulanır. Bunun tek istisnası ABD’dir. Orada benzin ve dizel fiyatları ekonomik olarak gelişmiş bir ülke olduğu halde daha düşüktür. Çünkü ABD, düşük yakıt fiyatını çeşitli vergi ve benzin için sübvansiyonlar yoluyla sağlıyor. Dolayısıyla ülkeler değişik vergi yöntemi izledikleri için akaryakıt fiyatları da ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor. ÖTV oranının 5 kat artırılması can sıkacak Türkiye’de akaryakıt fiyatları, bütçe içerisinde yer alan KDV, ÖTV ve Kurumlar Vergisi tahsilatı açısından Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca çok yakından izlenir. Bu kapsamda 2023 yılı ortasında gerçekleşen genel seçimler öncesinde bozulması sağlanan bütçenin yeniden toparlanması konusunda da ilk bakılan kalem akaryakıt ürünlerinden alınan vergiler olur. Çünkü 23 milyondan fazla aracın yollarda oluşu, bu alanı her zaman bütçe kalemlerinin tahsili açısından önemli kılar. Bir de bu yılın başında yaşanan 11 ili ve 15-17 milyon insanımızı etkileyen talihsiz 6 Şubat depremi de akaryakıt ürünlerinden alınacak vergilerin tutarlarını artırmada gerekçe oldu. Bu kapsamda geçtiğimiz temmuz ortasında (15 temmuz) bütçe de oluşan açığın kapatılması için getirilen ek vergiler, 7456 sayılı kanun ile yürürlüğe sokuldu. Kanun ile ayrıca akaryakıt ürünlerinde de ilk defa ikili sisteme geçildi. Kanunla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a akaryakıt ürünlerinin ÖTV’sinin maktu oranlarını sıfıra kadar indirme, 5 katına kadar çıkarma yetkisi verildi. Bu yetki de, yasanın çıktığı gün cumhurbaşkanınca hemen kullanıldı. Akaryakıtta getirilen ikili yeni sistemin bir parçası olarak da artık her yıl Ocak-Haziran arasında gerçekleşen otomatik enflasyon artışının (6 aylık) akaryakıt fiyatlarına doğrudan uygulanması getirildi. Bu ne anlama geliyor? Her ayın 3’ünde enflasyon oranları, yani Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) açıklanıyor. Bu yılın haziran ayı enflasyonu 5 Temmuz tarihinde açıklandı. Ancak 7456 sayılı kanun, 15 Temmuz 2023 tarihinde yürürlüğe girdi. Dolayısıyla kanun temmuzda açıklanan enflasyondan sonra yürürlüğe girdiği için, temmuz ayındaki (ocak-haziran) otomatik güncelleme akaryakıt fiyatlarına yansımadı. İlk güncelleme ne zaman olacak? Yaşanan 10 günlük gecikmeden dolayı otomatik (ÜFE) enflasyon güncellemesi, Ocak 2024 tarihine kaldı. Ocak 2024’te 2023 yılı Temmuz-Aralık arasındaki enflasyon oranı akaryakıt pompa fiyatlarına doğrudan yansıtılacak. KDV katmerli artışa yol açtı 15 Temmuz 2023’te yürürlüğe giren 7456 sayılı kanun ile de akaryakıttaki ÖTV maktu tutarları 5 lira artırıldı. Böylece benzinde 2,52 lira olan maktu tutar 7,52 liraya çıkarıldı. Motorinde ise 2,05 lira olan maktu tutar da 7,05 liraya yükseltildi. Ayrıca Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile genel KDV oranı da yüzde 18’den yüzde 20’ye çıkarıldı. KDV’deki bu artış ise akaryakıt ürün fiyatlarını katmerli hale getirdi. 2 puanlık KDV artışı da eklenince benzin ve motorindeki maktu artışlar akaryakıt fiyatlarını bir anda 5 lira seviyesinde artırdı. Kurlar, Brent ve Genova fiyatları ne kadar etkili? Türkiye’nin yanı sıra, dünyanın birçok ülkesinde işlenmiş olduğu için “Beyaz ürün” olarak da adlandırılan dizel ve benzin fiyatlarının nasıl oluştuğuna gelince…. Rafineri satış (çıkış) fiyatına esas referans fiyatın oluşumunda Akdeniz havzasında (Genova/Lavera) oluşan rafine edilmiş benzin ve motorin ürünlerinin fiyatı esas alınıyor. Fiyatlar İtalya’nın Genova kentindeki “Genova Petrol Borsası”nda oluşuyor. Bir de Brent Ham Petrol var. Londra’da “ICE borsası”nda işlem görür. Brent petrol işlenmemiş ham petrol olduğu için akaryakıt fiyatları belirlenirken, Genova’da oluşan fiyat ile işlem görecek ülkedeki dolar kuru baz alınıyor. Bu nedenle Genova fiyatları ile dolar kuru işlemlerin yapıldığı ülke içerisinde fiyatın belirlenmesinde daha baskın oluyor. Yani Türkiye’de indirim yönlü ya da artış yönlü duyurusu yapılan akaryakıt fiyatını ifade eden rafinerilerin çıkış fiyatı, Genova’daki fiyatlar esas alınarak dile getiriliyor. Bu fiyata çeşitli kalemlerle her bir dağıtım şirketi kendi eklemelerini yapıyor ve pompa fiyatını belirleyip kendi bayilerine iletiyor. Her bir şirket rafineri çıkış fiyatına ürün içerisine koyduğu katkı maddesi nedeniyle küçük farklarla fiyatını tayin edebiliyor. Fiyatlar ne zaman belirleniyor ve uygulamaya geçiyor? Küresel petrol piyasalarında S&P Global Platts (Platts) şirketi referans veri sağlayıcı olarak kabul ediliyor, yayımladığı bülten ile piyasa fiyatlarının şekillenmesinde önemli etkisi var. Türkiye’deki rafinericiler de fiyat oluşumunda S&P’nin bülten verilerini kullanıyor. Rafinerici lisansı sahiplerinin (TÜPRAŞ ve SOCAR) akaryakıt satış fiyatının takibinde Platts European Market Scan’de CIF MED (Genova/Lavera) başlığı altında ABD Doları/ton cinsinden yayımlanan günlük fiyatlarına Merkez Bankası tarafından öğlenden sonra saat 15.30’da ilan edilen döviz satış kuru üzerinden TL/ton’a çevrilmiş tutar ile o günün akşamı saat 22.00’de Genova borsasında oluşan fiyattan yola çıkılarak yapılan maliyet ile hesaplanıyor. Çıkan maliyete göre oluşan fiyat, ertesi günün gece yarısından itibaren uygulamaya konuluyor. Akaryakıt fiyatlarını en başta TÜPRAŞ ve SOCAR rafinerileri Genova’daki son fiyatı baz alarak açıklıyor. Bunu dağıtım şirketlerine gönderiyor. Fiyatlar, neden düşüyor, neden yükseliyor? Akaryakıtta fiyatların düşmesinde ve yükselmesinde yurtdışı gelişmeler önemli rol oynarken, ayrıca içerideki kurların aşırı yükselişi de etkili oluyor. Örneğin son yıllarda yurtdışı piyasalardaki artışlarda Rusya-Ukrayna savaşı büyük etken oldu. Rusya, bilindiği üzere ciddi bir petrol üreticisi ve ihracatçısı. Öyle ki yıllık bütçesini petrol ve gazdan elde edeceği gelirlere göre kurguluyor. Ukrayna’yı işgali sonrası ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri Rusya’ya, ambargo uygulamaya başladı ve en başta da petrol ürünlerine getirdi. Bu kapsamda Rusya’dan petrol ithali yasaklandı. Bu karar ile petrol ürünleri hızla yükselmeye başladı. Ancak, Rusya’nın dışarıya petrol satışı önlenerek ülke bütçesinin zarara uğratılması hedeflenirken, dünya genelinde ise Rus petrolünün yarattığı bir arz açığına da yol açılıyor. Oluşan bu arz açığı ürün fiyatlarını artırdığı için ilk başvurulan yöntem OPEC+ ülkelerinin günlük üretimlerini artırması oluyor. Ancak OPEC+ ülkeleri günlük üretimi artırdıklarında petrol fiyatlarında oluşan gerileme nedeniyle kendi bütçelerinde açık oluşuyor. Bu nedenle, üretim artışını çok da tercih etmiyorlar. Nitekim, Suudi Arabistan ve BAE ABD’nin Rusya’ya yönelik ambargosu sonrası OPEC+ ülkelerinin günlük üretimi artırmasına sıcak bakmadı ve akaryakıt ürün fiyatları fazla gerileyemedi. Dünya petrol arz açığını kapatmada izlenen bir diğer yöntem ise Venezuela gibi petrol üretim potansiyeli yüksek ülkelerden piyasalara arz talebi oluşturulması olabiliyor. Geçtiğimiz dönem OPEC+ ülkelerinden istediği sonucu ABD alamayınca, Venezuela ile temasa geçmişti. Böylece Rusya’ya yapılacak ambargo nedeniyle oluşan boşluğu Venezuela petrolüyle kapatmayı planlamıştı. İşte ABD’nin temasları küresel piyasalarda anlamlı bulununca uluslararası piyasalardaki petrol fiyatları bir süreliğine gerileyebilmişti. Ancak, Rusya-Ukrayna savaşı öncesinde Türkiye’deki akaryakıt fiyatlarının yükselişinde, ekonomide uygulanan ‘düşük faiz kararı ile artan döviz kurlarının’ temel sebep olduğunu belirtmeliyiz. Petrolün iniş çıkışında, fiyat değişimleri nasıl oluyor? Brent Ham Petrol fiyatlarının gerilemesi ya da uluslararası piyasalarda ucuzlamasının mutlaka aynı oranda bizdeki iç fiyatlara yansıyacağı anlamına gelmediğini belirtmeliyiz. Bu duruma en büyük engel, içerideki döviz kurları oluyor. Yani Genova’daki fiyatlar yüzde 10 düştüğü zaman, içeride döviz kuru yüzde 10 artmış ise maliyet yönüyle değişen pek bir şey olmuyor. Hatta bizdeki kur artışı yüzde 15 olmuş ise bu sefer uluslararası alandaki gerilemenin tersine, bizde fiyat artışı yaşanıyor. Bu nedenle, “petrol fiyatlarındaki her ucuzlamadan biz de aynı miktarda yararlanacağız” gibi bir beklentiye kapılmak hatalı oluyor. Mazot fiyatı, neden benzinden pahalı hale geldi? Normal şartlar altında motorin fiyatları, benzin fiyatlarından daha ucuzdur. Benzinin daha pahalı olmasında, içeriğindeki hidrokarbonların alkanlar ve sikloalkanların olması, üretim proseslerindeki kaynama noktasının daha düşük olması, yoğunluğunun santimetreküpte 0,73 gram oluşu, (dolayısıyla daha uçucu) gibi özellikleri nedeniyle fiyatı dizele göre daha pahalı. Dizelde sadece alkanlar bulunuyor ve kaynama noktası daha yüksek ısıda oluşuyor, santimetreküpteki 0,84 gram olmasının da yoğunluğunu artırması gibi etkenler nedeniyle fiyatı benzine göre çok daha ucuz. Ancak son yıllarda, motorin fiyatlarının benzin fiyatının üzerine çıkmasının ana nedeni Rusya-Ukrayna savaşı oldu. Rusya’daki rafineriler dünyanın dizel ihtiyacının çok büyük kısmını karşılayacak miktarda ağırlıklı olarak dizel üretiyor ve satıyorlar. Rusya’ya yönelik uygulanan ambargo ise dizelin arzında sıkıntıya yol açtı. Ambargo ayrıca, Kuzey Yarım Küre’deki ülkelerin doğalgaza ulaşmalarında da ciddi sıkıntı oluşturdu. Özellikle savaşın başlamasının ardından ilk gelen kış aylarında AB ülkelerinde ortaya çıkan ısınma sorunu da motorine olan talebi artırdı. Tüm bu yaşananlardan dolayı dizel fiyatları, hem ham petrole göre, hem de benzine göre çok fazla artış sergileyebiliyor. Bir de dizelin dünyanın hemen her yerinde özellikle uluslararası taşımacılık yapan yüksek tonajlı araçlarda kullanılması durumu var. Bu da dizele yönelik talebi ciddi artırıyor. Dolayısıyla normal şartlarda benzinden daima ucuz olan motorin fiyatı, ısınma ve enerji edinme kaynaklı olarak da kullanılmaya başlanınca, ortaya çıkan talep yüksekliği nedeniyle artış gösteriyor. Burada kaba bir hesabı da değerli okura belirtelim. Ambargo öncesi dönemlerde benzin ile motorin arasında ton başına 150 dolar tutarında benzin lehine bir marj bulunuyordu. Bu marj, bugün motorin lehine artış gösterebiliyor. Akaryakıtta indirim nasıl oluyor? Türkiye’de akaryakıt fiyatının artması veya inmesi için ürünün fiyatlama endeksinin +/- % 3’lük bir aralıkta seyretmesi gerekiyor. Fiyatlama endeksi yüzde 3 ve üstü artarsa zam, yüzde 3 ve altı gerilerse indirim oluşuyor. Genova Petrol Borsası’nda benzin ve motorin fiyatları, tıpkı BİST A.Ş’deki şirket hisse senetlerinin alış-satışları gibi belirleniyor. Birileri kâr realizasyonu yapmak istediğinde elindeki hisse senedini sattığında söz konusu hissenin fiyatının düşmesi benzeri bir kar realizasyonda motorin ve benzinin dolar bazlı ton fiyatı da geriliyor. Burada bir ölçü olması için belirtelim. Ham petrol fiyatlarında yüzde 7-8’lik düşüş, motorin fiyatlarında yüzde 14-15’lik bir düşüşe yol açabiliyor. Yani ham petrol fiyatları ile orantılı gitmeyebiliyor. Yine artışların olduğu günlerde ham petrol yüzde 1 yükseldiğinde, motorin yüzde 6 primlenebiliyor. Akaryakıt fiyatlarını etkileyen unsurlar neler? Petrol Piyasası Kanunu gereğince 1 Ocak 2005 tarihi itibarı ile Serbest Fiyatlandırma Sistemi`ne geçildi. Bu sistem ile sektördeki akaryakıt dağıtım şirketleri, farklı fiyat politikalarına göre depo satış fiyatını belirlemekte serbest olduğu gibi, bayiler de dağıtım şirketleri tarafından kendilerine tavsiye edilen tavan pompa satış fiyatlarını uygulamakta veya bulundukları bölgenin rekabet koşullarına göre kendi pompa satış fiyatlarını uygulamakta serbesttirler. Rafineri fiyat oluşumu: Gümrüksüz rafineri fiyatı + ÖTV + EPDK payı = Rafineri satış fiyatı (KDV hariç) Gümrüksüz rafineri fiyatı: Akdeniz-İtalyan piyasasında yayınlanan CIF Akdeniz ürün fiyatlarıdır. Türkiye`de bu piyasa izlenir, son fiyat değişiminden itibaren, günlük CIF Akdeniz ürün fiyatları ve günlük dolar kuru takip edilerek, belli bir fiyat değişim farkında gümrüksüz rafineri tavan satış fiyatı oluşur. Özel tüketim vergisi (ÖTV): Devletin her ürün için ayrı ayrı belirlediği vergidir. EPDK Payı: EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu) tarafından alınan gelir payıdır. Beyaz ürünler için bu pay 2023 yılbaşına kadar ton başına 2,54 TL iken artık 15,96 liraya çıkarıldı. Siyah ürünler için ise tonda 2,69 TL olan tutar 16,96 liraya yükseltildi. Depo Satış Fiyatı: Temin fiyatı üzerine dağıtım şirketi marjı ve ürün servis ücreti eklenerek dağıtım şirketinin tüm depolar için satış fiyatları belirlenir. Bu marj, dağıtım şirketleri tarafından ürün maliyetleri, yapılan yeni istasyon yatırımları, mevcut istasyonların yenilenmesi, pazarlama ve çeşitli faaliyetler için ayrılan paydır. Pompa Satış Fiyatı: Dağıtım şirketi tarafından, depo satış fiyatı üzerine bayinin çeşitli masrafları ve bulunduğu bölgenin nakliye ücretlerinin de eklenmesiyle, tavsiye edilen pompa satış fiyatı oluşturulur ve bayilere bildirilir. Bayi, tavsiye edilen pompa fiyatını uygulamakta veya bulunduğu bölgenin rekabet koşullarına göre pompa satış fiyatını belirlemekte serbesttir.