Kur’an kursları -2

Mehmet Necati GÜNGÖR Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ ile mücadeleye değindiği konuşmasında, "Din kisvesi altında bu milleti sömürenlere prim vermeyeceğiz. Aldandık ama unutmayacağız." dedi. İyi bir gelişme. Umarız, bu tavır siyaset uğruna sulandırılmaz. “Aldandık itirafını yapan irade” bu aldanmışlığı unutmayacaklarını söylüyorsa umut var demektir. Kaynakların bildirdiğine göre, Kur’anı ezberlemek hem Peygamberimiz, hem Hz. Ali tarafından tavsiye edilmiştir. Ülkemizde bir de Kur’an Kursları meselesi var. Resmi verilere göre, Diyanet’in eğitimde artan etkisi, Kuran kursu verilerine de yansıdı. Türkiye’deki toplam kurs sayısı 2002 yılından bugüne yüzde 400 artarken son altı yılda, “Din ve değerler” eğitimi verilen çocuk sayısı yarım milyona yaklaştı 2020 yılındaki 11,5 milyar TL’lik bütçesi ile aralarında yatırımcı bankaların ve sekiz bakanlığın da olduğu çok sayıda kurumun bütçesini geride bırakan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eğitimde artan etkisi, resmi verilere de yansıdı. 2002 yılında Türkiye genelinde toplam sayısı 3 bin 699 olan kuran kursları 2020 yılı itibarıyla 18 bin 675’e ulaştı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nca, “Din ve değerler” eğitimi verilen dört - altı yaş grubundaki çocuk sayısı ise yarım milyona yaklaştı. Bu kurslar, çağdaş bir eğitimle toplum ve devlet için daha faydalı hale getirilebilir. Pandemi çağı değiştirirken , bilgisayarı ön plana çıkardı. Bundan böyle bütün işlerimiz bilgisayar ve internet üzerinden yürüyecek. Kur’an kurslarında çocuklarımıza mesleki formasyon kazandırmak büyük önem taşıyor. Aklımıza ilk gelen, bu kurslarda bilgisayar operatörlüğü ve programcılığı dersleri verilirse Hafızlık kursunu kazanan çocuklarımızı hayata hazırlamak anlamında önemli bir iş yapılmış olur. Hafızlık, ezbere dayanan bir öğreti. Otago Üniversitesinden Prof.James Flynn yaptığı araştırmalar neticesinde şöyle der: “Beyni, vücut kaslarına benzetebiliriz. Antrenman yapılmazsa kaslar gelişmez. Öğrenmek ise zekâmızı geliştirir.” Viktorya Üniversitesinden Nörolog Dr. Muhammed Ghilan’ın araştırma neticeleri şunlar: Beyin, kendisini sinir uçları (sinapslar) vasıtasıyla şekillendirebilir ve yoğun çalışan bölgeler büyüyüp gelişebilir. Kur’ân ezberi yapan bir kişi de dikkatlice âyetleri dinlerken ve nasıl telâffuz edildiğini anlamaya çalışırken aslında beynin temporal lob dediğimiz bölgesini devamlı sûrette çalıştırır. Temporal lob beynimizde, "hipokampus"un da bulunduğu ve hâfızanın pekiştirildiği yerdir. Aynı bölge mûsıkî vasfındaki seslerin de işlendiği bölgedir. Yani bu bölge Kur’ân’ı öğrenirken sonrasında ise ezberleme ve okuma ile ne kadar faal olursa; kişinin yeni bilgi öğrenme kabiliyeti de o kadar yüksek olur. Buna ilâveten "parietal lob"lar da Kur’ân öğrenme esnasında yoğun bir şekilde çalışır. Sol parietal lob okuma, yazma, konuşma fonksiyonlarının yanı sıra matematik ve mantık ile alâkalı özelliklerin işlendiği bölgedir. Bu özellikler itibariyle, Kur’an kurslarına devam eden çocuklarımızı çağdaş eğitim paralelinde yetiştirmek, onları meslek edinmiş bireyler olarak hayata hazırlamak devlet ve millet için yararlı olacaktır.