ESRA ÜLKAR
2023-2024 eğitim-öğretim yılı veliler için zorlu bir başlangıç oldu. Yüksek enflasyon, her ay gelen yeni zamlarla giderek azalan alım gücü, okula dönüşün faturasını da kabarttı. Başta üniversiteler olmak üzere ilk ve ortaöğretimde okuyan öğrencilerin aileleri bütçelerini denkleştirmekte zorlanıyor. Kırtasiye, kantin fiyatları ve servis ücretleri velileri en çok zorlayan kalemlerin başında geliyor. Veliler, yetkililere “Krizin faturası çocuklardan çıkarılmasın” çağrısı yapıyor.
Yeni eğitim öğretim dönemi zamlarla başladı. Veliler, çocuklarının masraflarını karşılamakta güçlük çekiyor. Kırtasiye benzeri okul malzemeleri, okul servisi, beslenme ve harçlıklar cep yakıyor. Okul ihtiyaçları bu yıl ne kadar? ‘Okulun faturası’ veliye nasıl yansıyor? 24 Saat, okul maliyetlerini araştırdı, ağır faturayı ve çözüm önerilerini yetkili isimlere sordu...
Geçen yıla oranla daha yüksek kantin fiyatlarıyla karşılaşan veliler, “Çocuklarımızı okutamayacak hale geldik” tepkisi ile okul masraflarından KDV’nin kaldırılması için kampanya başlattı. Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği (ÖVDER) tarafından başlatılan kampanyada okula başlama maliyetlerinin bir sene içerisinde yüzde 126 arttığı vurgulandı. ÖVDER’in verilerine göre; okul öncesinde okula başlama maliyeti 7 bin TL’den 17 bin TL’ye yükseldi. İlkokul 12 bin TL’den 28 bin TL’ye; ortaokul 13 bin TL’den 30 bin TL’ye çıktı.
“Krizin faturası çocuklardan çıkarılmasın” diyen dernek yetkilileri, kırtasiye ürünlerine uygulanan yüzde 10’luk ve yüzde 20’lik KDV’nin kaldırılmasını istiyor. Aynı zamanda bazı ailelerin ekonomik nedenlerden dolayı çocukları için beslenme hazırlayamadıklarını belirten ÖVDER, “Çocuklarımız Derslere Aç Girmesinler” başlıklı bir imza kampanyası da başlattı. ÖVDER İzmir Şubesi tarafından Change.org’da başlatılan imza kampanyasına 90 binden fazla kişi destek verdi.
“Beslenme hakkı her öğrenciye devlet tarafından sağlanmalı”
ÖVDER, kampanyanın açıklama metninde şu ifadelere yer verdi:
“Her dört çocuktan biri okula aç gidiyor. Birçok çocuğun beslenme çantasına ne koyacağını bilemeyen anneler, bir dilim ekmek bir meyve ile çocuklarının dengeli beslendiğini düşünmüyorlar elbet. Sağlıklı, doyurucu ve besleyici gıdaya her çocuğumuz ulaşabilmeli, fiziksel gelişimlerini sürdürmeleri sağlanmalıdır. Çocuklar sadece ailelerine değil, asıl bulunduğu topluma aittirler. Bu nedenle dengeli beslenmeleri, dengeli gelişimleri ülkenin geleceğine etki eden önemli bir fonksiyondur. Beslenme hakkı, koşulsuz her öğrenciye devlet tarafından sağlanmalıdır. Bu hak devletin ertelenemez bir görevidir. Her çocuğa ücretsiz ve sağlıklı bir öğün yemek talep ediyoruz.”
“200 TL’ye aldığımız çantalar 800 TL’ye çıktı...”
Birçok okul malzemesinin fiyatı geçen yıla göre arttı. Bu yıl defterler 20 TL’den başlıyor, 200 TL’ye kadar çıkıyor. Çantalar 500-3 bin TL, kalemler 20-400 TL arasında değişiyor. Silgiler ise 20 TL’den başlıyor, 50-100 TL’ye kadar çıkabiliyor.
Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Enver Önder, kırtasiye ürünlerinde geçen yıla göre iki katın üzerinde bir artış görüldüğünü belirterek şunları söyledi:
“Denetim yok. Aynı caddedeki esnaflardaki fiyatlar birbiriyle uymuyor. Fiyatlandırma aymazlığı var. Herkes bildiğini okuyor. Veliler geçen yıl 300 TL’ye aldığımız defter kalemi bu yıl 600 TL’ye alamıyoruz diyerek şikayet ediyor. Her şey yüzde 100’ün üzerinde zamlanmış durumda. Veliler, ‘Bizim gelirimiz iki kat artmadı ama fiyatlar iki kat artışta bile durmuyor, daha da artıyor’ diyor. ‘200 TL’ye aldığımız çantalar 800 TL’ye çıkmış’ diyerek yakınan veliler var. Geçim derdine düşmüş olan aileler çocukları için bunları sağlayamamanın mahcubiyetini yaşıyorlar. Birçok insan çocuğunu okula göndermekte duraksamaya düşüyor. Göndermese bir dert gönderse bir dert. Çünkü aileleri okul gereçlerini karşılayamayan çocuklar ‘Herkesin var benim niye yok?’ endişesini taşıyor. Okula giden bir çocuğa çanta alacaksınız, defterini, kalemini alacaksınız. Kırtasiye giderleri velilerin belini büküyor. Veliler şu an dert küpü.”
“Okullarda çocuklara bir öğün yemek verilmeli”
Bazı velilerin çocuklarına beslenmesinde zorluk çektiğini dile getiren Önder, devlet tarafından okullarda çocuklara bir öğün yemek verilmesini talep ettiklerini söyledi. Önder, bu konuda kampanya düzenlediklerini de belirterek şöyle konuştu:
“Okullarda çocuklara bir öğün yemek verilmesi iddiamızı biz aylar öncesinden başlattık. Gerekçemiz şu, çocuk evinde rahat bir şekilde doyamıyor. Çocuklarımızın çantalarına beslenme malzemesi koymak büyük sıkıntı. Her gün televizyonlarda bunun örnekleri yansıtılıyor. Üç çocuk sahibi bir aile her gün çocuğunun yanına beslenme koysa bunun günlük 600-800 TL arasında maliyeti var. Aylık olarak hesapladığınızda asgari ücretin üzerinde bir rakam oluyor. Bazı çocuklar sağlıklı bir şekilde kahvaltı yapmış olarak okula gidemiyorlar. Okulda beslenme desteği alamıyorlar. Biz bunu kamu adına istiyoruz. Şu anda ilk ve ortaöğretimde öğrenim gören 20 milyon öğrencinin velileri adına istiyoruz. Bu ciddi bir sayıdır, önemsenmeyecek bir sayı değildir. Bu ülke bunu sağlayabilir. Sınırlı sayıdaki okulda yemek veriliyor. Okul yönetimi bunu finanse ediyor. İnsanlar kendi olanaklarıyla bunu yapabiliyorsa Türkiye gibi bir ülke çocuklarına çok rahat yemek verebilir. Kantinler de okullarda gelir kaynağı olmaya başladı. Suyu dışarıda 2 TL’ye alıyorsunuz ama bazı kantinler bunu 5 TL’ye satabiliyorlar. Ne yazık ki gerçek şu, bazı kantinler yüksek fiyatlarla satış yapıyorlar.”
“Eskiden 500 tost satarken şimdi 50-60 tost satamıyoruz”
Bu yıl belirlenen, İstanbul’daki okullarda uygulanan kantin fiyatları tarifesine göre açma, simit ve poğaça 12 TL’den satılıyor. Soğuk sandviçler 38-50 TL, sıcak sandviçler 30-60 TL arasında değişiyor. Su 5 TL’den, soğuk içecekler 10-15 TL, sıcak içecekler ise 10-25 TL arasında fiyatlandırılıyor. Öğrenciler, dört çeşit tabildot yemek için 95 TL, üç çeşit yemek için 85 TL ödemek zorunda kalıyor.
Velilerin yüksek fiyatlardan şikayet etmesine karşın İstanbul Kantinciler Esnaf Odası Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Osmanoğlu, gelen zamların kantin fiyatlarına da yansıdığını ancak ürünleri mümkün olan en alt fiyattan sattıklarını savunuyor. Osmanoğlu, yaşadıkları sorunları şöyle detaylandırıyor:
“Fiyatı belirlerken geçen yılın fiyatları dikkate alınıyor. Komisyondan geçiriliyor, valiliğe ve Büyükşehir Belediyesine bildiriliyor. Örneğin, kaşar peyniri geçen yıl 100 TL’ydi, bu yıl oldu 200-250 TL. Veliler kantinler devletin yerleri sanıyor. Ama bunlar şahıslara ait ve kira veriliyor. Kiraya verilirken ihaleye çıkılıyor. Geçen yıla göre yüzde 100, yüzde 200 kira artışı oldu. Bu da doğal olarak fiyatlara yansıyor. Bir de kantinciler eleman parası ödüyorlar. Elektrik, doğal gaz, su ödüyor. Bunlara da zam geliyor. Kantinciler 140 gün çalışıyorlar, okulların açık olduğu dönemde. 140 günde biriktirdiğiyle 365 gün kendini idame ettirmek durumunda. Kantinde satılan ürünlerin fiyatları dışarıdan daha az. Çıkardığımız fiyat listesinin altında satıyor işletmeci arkadaşlar. Eskiden 500 tost satarken şimdi 50-60 tost satamıyoruz. Alım gücü de yok. Tost 30 TL. Çocuk geliyor 20 TL’si var tost almak istiyor, mecbur veriyoruz. Çocuk sonuçta doyurmak zorundayız. Keşke daha fazlasını yapabilsek. O evlatlar bizim de evlatlarımız. ‘Askıda Yemek’ uygulaması yapıyoruz, her kantinci durumu olmayan 15-20 çocuğu doyuruyor. Biz malzeme alırken çok pahalıya alıyoruz. Bizim sattığımız ürünler sürekli kontrolden geçen ürünler. Sıkı denetimler var. Merdiven altı ürün satılmıyor. Kalitesiz ürün kantinlerde yer almıyor. Bu da maliyeti yükseltiyor. İşçilik de pahalı. Elektrik, su da pahalı. Veliye de zor işletmeciye de zor.”
“Okul servisi ücretlerine yüzde 60 zam yapıldı”
UKOME tarafından belirlenen İstanbul için okul servis taşıtlarında uygulanacak ücret tarifeleri mesafeye göre değişiyor. 1 kilometreye kadar olan en kısa mesafe 792 TL’den başlıyor, 11-13 kilometre arası 1377 TL olurken, 23-25 kilometre arası ise 1901 TL’ye kadar çıkıyor. 23-25 kilometre mesafenin veliye yıllık maliyeti ise 8 bin 364 TL’yi buluyor.
İstanbul Servis Araçları Esnaf Odası Başkanı Günhan Sinar, bu yıl okul servislerine geçen yıla göre yüzde 60 oranında zam geldiğini belirterek, şunları söyledi:
“Velilerin servis tercih ettiği, en yakın mesafe ücreti 1300 TL oldu. İlkokul ve ortaokulda rehber personel bulundurulması zorunlu okullarda da yüzde 35 rehber personel ücreti ekleniyor. Uygun bir ücret olduğunu düşünüyorum. Bir servis aracında 16 kişi olsa bir okuldan alacağı para 19 bin TL eder. İki okul yapsa 38 bin TL olacak. Akaryakıt, şoför ücreti, kasko, diğer masraflar düşünce kendisinde bir asgari ücret ya kalır ya kalmaz. Devlet okullarında uygulanan ücret yüksek değil. Ama özel okullarda yüksek ücret alınabiliyor. Ağustos ayında İBB UKOME kararı aldı, bu yüksek ücretlerin alınmasının önü açıldı. Taşımacı şirketler ‘Vatandaş UKOME tarifesinden araç istiyorsa bu aracı verecek ama UKOME tarifesi dışında özel hizmet veriyorsa, araç takip cihazı olması, okulun özel etkinliklerine ücretsiz araç yollaması gibi hizmetler veriyorsa istediği kadar fiyat alabilir’ dendi. Özel okullarda taşımacılık yapan şirketler tarafından bu karar uygulanıyor. Bu da özel okullarda fiyatın yükselmesine neden oluyor.”
Kırtasiye, kantin ve servis ücretleri aileleri zorluyor: “Krizin faturası çocuklardan çıkarılmasın”
Editör: Ramazan Atabey
Yorumlar