Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, deprem felaketi sonrası aile ve yakınlarına ulaşılamayan çocuklara koruyucu aile olmak isteyen ailelerin e-Devlet üzerinden başvuru yapabileceğini duyurdu. Koruyucu aile olmanın şartları ve depremzede çocuklara koruyucu aile olmak isteyenler hakkında Hayat Sende Derneği ile konuştuk
DİCLE KAVAK EKMEKCİ/ANKARA - Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen deprem felaketinin ardından refakatçisiz kalan ve devlet korumasına alınan çocuklar için Aile ve Sosyal Politika Bakanlığı, koruyucu aile olmak isteyen ailelerin, e-Devlet üzerinden veya ikamet ettikleri ilin Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerine şahsen başvuru yapabileceklerini duyurdu. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Aile ve yakınlarına ulaşılamayan çocukların ilk olarak bakanlığa bağlı kuruluşlara alındığı, güvenli şekilde bakımlarının sağlandığı ve ailelerine ulaşma çalışmaları yapıldığı belirtilerek, "Deprem bölgesinde korunma ve bakım ihtiyacı tespit edilen çocukların durumları meslek elemanlarımız tarafından titizlikle değerlendirmekte, sırada bulunan ve mevcut koruyucu ailelerimizin yanlarına yerleştirme işlemleri sürdürülmektedir” denildi. Bakanlığa deprem felaketinden bu yana 285 bine yakın koruyucu aile başvurusu yapıldığı belirtildi. Devlet korumasında yetişen çocuk ve gençlerin temel yaşam becerilerini kazanmış şekilde, ayrımcılığa uğramadan hayata atılması vizyonuyla çalışan Hayat Sende Derneği, Koruma altında yetişen çocuk ve gençler ile korumadan ayrılan bireylerin ayrımcılığa uğramadan eşit ve güçlü bir şekilde hak ve fırsatlara erişebildiği bir dünya için çalışıyor. Derneğin Genel Koordinatörü ve Sosyal Hizmet Uzmanı Rümeysa Bozdemir gazetemize koruyucu aile olmanın şartları, kimlerin koruyucu aile olabileceği hakkında bilgiler verirken, deprem felaketinin yarattığı duygusal iklim ortamında ani karar vererek başvuru yapanları uyardı: “Depremden sonra koruyucu aile olmaya karar veren ve başvuran kişilerin kısa sürede depremden etkilenen bir çocukla eşleştirilmesi gibi bir durum söz konusu değil” -Koruyucu aile olmak ne demek? Önce tanımla başlayalım. Koruyucu aileliğin yasal bir tanımı var tabii ki öncelikle onu söyleyelim. Koruyucu ailelik baktığımızda çeşitli sebeplerle bakımı, korunması ve ihtiyaçları biyolojik ailesi tarafından karşılanamayan çocukların uzun veya kısa süreli olarak, ücretli veya gönüllü statüde, devlet denetiminde, aileler tarafından kendi aile ortamlarında bakılması ve yetiştirilmesidir. Burada devlet denetimi vurgusunu yapmak önemli. Çünkü toplumda pek çok insan koruyucu ailelik ve evlat edinmeyi birbirine karıştırabiliyor. Koruyucu aile yanındaki çocuklar 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu kapsamında devletin haklarında bakım ve korunma kararı verdiği çocuklardır. Koruyucu ailelikte çocuğun velayeti koruyucu ailede olmuyor, bu önemli bir farkı evlat edinmeden. Bunlar mevzuattaki önemli konular. Uygulamada koruyucu ailelik bizim için nedir derseniz bir çocuğa koşulsuz ilgi, sevgi ve bakım sunmak olarak tanımlarız. Koruyucu ailelikte hem aile çocuğa zaman ve emek veriyor hem de çocuk aileye bir değer katıyor. Daha önce birbirini tanımayan insanlar arasındaki bu bağı görmek koruyucu aileliği sadece yasal bir süreç olarak anlatmamızı da mümkün kılmıyor, içinde çok derin anlamları olan bir süreç. Koruyucu aile nedir sorusuna ne değildiri de söyleyerek bir yanıt vermek gerekir. Koruyucu ailelik çocuğu yalnızca hafta sonu evinizde ağırladığınız, bir hafta bir ay evinizde misafir ettiğiniz bir sistem değildir. Koruyucu ailelikte koruyucu aile olduğunuz sürece sürekli olarak çocuğa evinizde bakım sunarsınız. Ayrıca koruyucu ailelik yalnızca bebekler için uygulanan bir model değildir, tüm yaş grubundaki çocuklar korucu aile yanına yerleştirilebilir. -Koruyucu aile olmak için hangi şartlara sahip olmak gerekiyor? Kimler koruyucu aile olabilir? Öncelikle temel iki şart bulunuyor: T.C. vatandaşı olmak ve sürekli olarak Türkiye’de ikamet etmek gerekiyor. Yaş için de 25-65 yaş aralığındaki kişiler başvuruda bulunabiliyor. En az ilkokul mezunu, düzenli gelire sahip, evli veya bekâr, biyolojik çocuğu olan veya olmayan herkes koruyucu aile olmak için başvuruda bulunabilir. Çok sık yurt dışındayken koruyucu aile olabilir miyim ya da koruyucu ailesi olduğum çocukla yurt dışına taşınabilir miyim soruları geliyor. Koruyucu ailelikte çocuk halen devletin koruması altında olduğu için ve çocuğun takibinin devlet tarafından yapılması gerektiği için yurt dışından koruyucu aile olabilmeniz veya çocukla birlikte yurt dışına taşınmanız mümkün değil. -Koruyucu aile olma süreci nasıl ilerliyor ve bu süreç ne kadar sürüyor? Koruyucu aile olma süreci öncelikle Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerine şahsen veya e-devlet üzerinden gerçekleştirilen ön başvuru ile başlıyor. Ön başvuruyu yaptıktan sonra temel kriterleri sağlıyorsanız -yaş gibi vatandaşlık gibi- bu durumda bir ileri aşama için değerlendirme sürecine giriyorsunuz. Bu süreçte sağlık durumunuzdan yaşadığınız evin koşullarına kadar pek çok şey değerlendiriliyor. Bu değerlendirmeler sonucunda koruyucu aile olmaya uygun olarak görülürseniz eşleştirme süreci başlıyor. Eşleştirme sürecinden önce bakım vermek istediğiniz çocuğun yaşı cinsiyeti özel ihtiyaç sahibi olup olmaması gibi çeşitli konuları süreci yürüten sosyal hizmet uzmanınızla paylaşıyorsunuz. Sizin bakım vermek istediğiniz özelliklere uygun bir çocuk olduğunda önce dosya üzerinde eşleşmeniz yapılıyor. Çocuğu görmeden önce dosya üzerinde edindiğiniz bilgilerle sosyal hizmet uzmanınızla durumu değerlendiriyorsunuz. Dosya üzerinden edindiğiniz kadarıyla olumlu değerlendiriyorsanız çocukla tanıştırma gerçekleşiyor. Eğer eşleşme olumlu sonuçlanmazsa çocuğun olumsuz etkilenmemesi için çocuğa sizin koruyucu aile adayı olduğunuz tabii ki söylenmiyor. Çok küçük yaş gruplarında tabii bu tanışma aşaması daha hızlı ilerliyor ama çocuğun yaşı büyükse çevresini anlayabilecek bir yaştaysa önce çocuğun kaldığı kurumda çocukla uygun zamanlarda örneğin oyun saatlerinde birlikte zaman geçiriyorsunuz. Bir süre zaman geçirdikten sonra kararınızdan eminseniz çocuğu evinizde misafir ediyorsunuz, sosyal hizmet uzmanı bu süreçte aranızdaki ilişkiyi, ebeveyenlik becerilerinizi takip ediyor, destek sunuyor. Eğer eşleşme ile ilgili bir sorununuz yoksa koruyucu ailelik sözleşmesi imzalanarak süreç başlıyor. Koruyucu aile olmanın ne kadar süreceğini tam olarak söylemek zor ancak deneyimlerimize dayanarak 6 ay ile bir yıl arasında değişebildiğini görüyoruz ama daha kısa ya da daha uzun da sürebilir. -Süreli koruyucu ailelik nedir? Koruyucu ailelikten farkları nedir? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın web sitesine baktığınızda 4 tip koruyucu aileliğin olduğunu görüyorsunuz: Akraba veya Yakın Çevre Koruyucu Aile Modeli; Geçici Koruyucu Aile Modeli; Süreli Koruyucu Aile Modeli; Uzmanlaşmış Koruyucu Aile Modeli. Ancak Türkiye'de yalnızca süreli koruyucu aile modeli uygulanıyor. Akraba veya yakın çevre koruyucu aile modeli çocuğun velisi ya da vasisi olmayan (anne babası gibi) ancak kan bağı bulunan ya da yakın çevresinden olan kişilerin sağladığı bakım modelidir. Esasında bu model de uygulanıyor ancak sınıflandırmada sayısal olarak kaç çocuğun bu modelden yararlandırıldığı belirtilmiyor. Geçici koruyucu aile modeli en fazla 1 ay çocuğa bakım sunduğunuz bir model. Bu modelde amaç acil bir şekilde korunması gereken çocukların haklarında hangi hizmet modelinin uygulanacağına karar verilinceye kadar aile yanında bakımlarının sağlanmasıdır. Ancak Türkiye'de şu anda bu model uygulanmıyor. Uzmanlaşmış koruyucu aile modeli ise özel ilgi gerektiren ya da ciddi travmatik deneyimleri olan çocuklara gerekli ileri düzey eğitimleri almış ve yetkinliğe sahip uzmanlaşmış koruyucu ailelerin bakım sunmasıdır. Bu model de şu anda Türkiye'de yaygın olarak uygulanmıyor. Türkiye'de uygulanan model süreli koruyucu ailelik modelidir. Bu modelde kısa sürede biyolojik ailenin yanına döndürülmesi mümkün olmayan çocukların uzun süreli bakımlarının koruyucu aile yanında sağlanması hedefleniyor. Dolayısıyla “ben kısa süreli bir bakım sunmak istiyorum” diyenler için şu an uygulanan koruyucu ailelik modeli bunu karşılamıyor. Çünkü yanınıza yerleştirilen çocuk sizinle 3 ay kalabileceği gibi 13 yıl da kalabilir. [caption id="attachment_265315" align="alignright" width="344"] Hayat Sende Derneği GenelKoordinatörü ve Sosyal Hizmet
Uzmanı Rümeysa Bozdemir[/caption] BOZDEMİR: “KORUYUCU AİLELİK ÇOK DEĞERLİ BİR BAKIM MODELİ, DEPREMLE BİRLİKTE ARTAN BU TALEP SİSTEMİN İYİ İŞLEMESİNİN ÖNÜNDE ENGEL OLUŞTURABİLİR” -Deprem bölgesindeki çocuklara koruyucu aile olmak için çok fazla başvuru yapıldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Her şeyden önce şunu belirtmek gerekiyor Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın da çokça belirttiği gibi depremden etkilenen çocuklara şu an başvuran kişilerin koruyucu aile olabilmesi mümkün değil. Depremden etkilenen ve koruma altına alınan çocuklar halihazırda değerlendirmeleri geçmiş koruyucu ailelerin yanına yerleştiriliyor. Depremden sonra toplumumuzun aile bakımından yoksun kalmış çocuklara aile yanında bakım sunmak istemesini tabii ki çok değerli buluyoruz ancak burada bize endişelendiren birkaç nokta var. Öncelikle her ne kadar aileler koruyucu ailelik için başvursa da görüştüğümüzde anlıyoruz ki pek çoğu koruyucu aileliğin ne olduğunu tam olarak bilmiyor. Yapmak istediği sunmak istediği şey koruyucu ailelik değil. Koruyucu ailelik bizim için çok değerli bir bakım modeli. Çünkü biz her çocuğun yaşı, cinsiyeti, durumu ne olursa olsun aile yanında hayata hazırlanması gerektiğini savunuyoruz. Ancak depremle birlikte artan bu talep sistemin iyi işlemesinin önünde de bir engel oluşturuyor. En son baktığımızda 200 binin üzerinde başvuru vardı bir haftada yapılan. Başvuruların incelenmesi, uygun olanların değerlendirilmesi bunların hepsi ciddi zaman alan süreçler. Eğer kişiler koruyucu aileliğin ne olduğunu tam olarak bilmeden başvurdularsa bir ay sonra 3 ay sonra vazgeçebilirler. Bu durumda gerçekten bir çocuğa ilgi, sevgi ve bakım sunmak isteyen kişilerle çocukların eşleşmesi gecikmiş oluyor. Çünkü bu süreçte koruyucu aileliği ilk defa duyup duygusal bir motivasyonla başvuru yapan kişiler olduğu gibi uzun süredir araştıran, düşünen ama bir türlü adım atamayan depremle birlikte başvuru yapan kişiler de var. -Depremden önce koruyucu ailelik düşünmeyen fakat deprem sonrası yaşanan felaketin duygusal etkisiyle beraber koruyucu ailelik başvuru yapanların nelere dikkat etmesi gerekiyor? Depremden sonra koruyucu aile olmaya karar veren ve başvuran kişilerin kısa sürede depremden etkilenen bir çocukla eşleştirilmesi gibi bir durum söz konusu değil. O yüzden bu soruyu genel olarak koruyucu ailelik başvurusu yaparken nelere dikkat etmek gerekiyor ile bağlantılı olarak yanıtlamak iyi olabilir. Bizler tabii ki süreci bazen çok yasal terimlerle anlatabiliyoruz ama esasında bir çocuğun yaşamında var olmak bu kadar mekanik bir şey değil. İşin içinde çokça duygu var ama önemli olan duygularımızı en iyi şekilde yönetmek, özellikle başvurmadan önce. Deprem öncesinde de çok duygusal motivasyonlarla koruyucu aile olmak isteyen kişilerin olduğunu görüyorduk çocukları çok sevdiği için belki çok acıdığı için belki çok üzüldüğü için bir şekilde çocuklara yardımcı olmak isteyen adaylar oluyordu. Biz uzun süre koruyucu ailelik evlat edinme eğitimleri düzenledik ve burada hep şunu anlattık: Evet koruyucu ailelik çok güzel bir şey, insana çok güzel hisler yaşatıyor, çocukla kurduğunuz bağ paha biçilemez ama aynı zamanda güçlükleri de var. Tıpkı her ebeveynlik gibi. Koruyucu aile olmak demek çocuğun geçmişinden getirdiği öyküleri, özellikleri de kabul etmek demek. Zaman harcamak, emek vermek. Dolayısıyla sadece bir sevgi balonunun içinde ilerleyen bir zaman demek değil. Kişiler bir çocuğun sorumluluğunu almaya kendini hazır hissediyorsa bu sürece başlamaları gerekiyor. Bu süreçlerde sosyal destek almak da çok önemli. Özellikle yaş grubu büyük bir çocuk için konuşursak çocuk hiç tanımadığı bilmediği bir ortama yani sizin ailenize dahil oluyor. Korkabilir, uyum sorunları gösterebilir. Koruyucu ailenin bu süreçleri yürütecek bir iyilik haline sahip olması da gerekiyor. Biz koruyucu aileliği kolaylaştıran ve zorlaştıran yönleri ile anlatmaya çalışıyoruz. Amacımız kimseyi ani bir karara iterek başvurmasını sağlamak ya da başvurusundan vazgeçirmek değil. Amacımız çocukların gerçekten onlara değer veren ailelerin yanında hayata hazırlandığından emin olmak, yapılan eşleşmelerin kısa sürede sonlanmasının önüne geçmek, aslında hep hedeflediğimiz her çocuğun kendisine değer veren bir aile yanında hayatı hazırlanmasını sağlamak. Tabii ki tüm bu süreçleri gözden geçirdikten sonra depremden etkilenen veya etkilenmeyen bir çocuğa bakım sunmak isteyen, ilgi ve sevgisini paylaşmak isteyen kişilerin ve ailelerin her zaman yanındayız.
Editör: Ahmet Ertüm