Nur Yıldız

Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM), 2025 yılı için otoyol, köprü ve tünellerin geçiş ücretlerini güncelledi. İstanbul'daki önemli köprülerin geçiş ücretlerinde artışa gidildi.

2025 itibarıyla, İstanbul’daki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde geçiş ücretleri 47 TL'ye yükseltilirken, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde tek yön geçiş ücreti 80 TL olarak belirlendi.

Ayrıca, Osmangazi ve 1915 Çanakkale Köprüleri'nde de fiyatlar güncellenerek, geçiş ücretleri sırasıyla 795 TL ve 790 TL oldu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, köprü ve otoyol ücretlerine yapılan zamlar üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önce "fahiş zam yapan fırsatçıları boykot edin" şeklindeki çağrısını hatırlatarak, "Erdoğan, şimdi yüreğin yetiyorsa, devlet garantileriyle zengin ettiğiniz yandaş müteahhitlerinizi boykot edin! Oluşturduğunuz bu kirli düzen ile ilk seçimde gideceksiniz!" ifadelerini kullandı.

Karasu, "Köprü ve otoyol ücretlerine bu gece yarısından itibaren zam yapıldı. Memura yüzde 11, emekliye yüzde 15, asgari ücrete yüzde 30, köprüye yüzde 42! Tutturulması imkansız araç garantilerinin faturasını yine vatandaşa çıkardınız” diyerek, zamlara tepki gösterdi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da 2025 yılı itibarıyla köprü ve otoyol geçiş ücretlerine yapılan yüksek oranlı zamlara ve iktidarın ekonomi politikalarına ilişkin olarak, "Yola, köprüye, tünele yaptığınız zamlar; başta gıda enflasyonu olmak üzere, karayolu taşımacılığı hizmetlerine ihtiyaç duyan tüm sektörlere artı enflasyon olarak yansıyacak. Aynen 2024 yılında olduğu gibi. Çevrenizde 1 tane bile gerçek ekonomist yok mu? Bir bilim adamına da mı sormadınız? İşçiye, memura, emekliye verdiğiniz zamdan daha yüksek vergi ve geçiş ücreti artışı yapmak demek, millete verdiğini misliyle geri almak demektir. Son 1 yılda köprülere yaptığınız zam yüzde 288 ile yüzde 453 arasında. Vergilerde son iki yılda yaptığınız artış yüzde 173 ile yüzde 289 arasında. TÜİK enflasyonu aynı dönemde yüzde 123 arttı. Ancak maaş zamları, asgari ücrete yüzde 94, en düşük emekli maaşına yüzde 93, en düşük memur maaşına ise yalnızca yüzde 84,7 oranında kaldı. Bu mudur sizin 'Milletimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz' sözünüz? El insaf diyoruz." ifadelerini kullandı.

JTI Türkiye "Türkiye'nin En İyi İşvereni" seçildi JTI Türkiye "Türkiye'nin En İyi İşvereni" seçildi

Zamların 3 dolarlık işi 10 dolara ihale etmenin stratejisi olduğunu ifade eden Erbakan, şöyle devam etti; “Verilen garantilerle 12 köprü fiyatına 1 köprü yaptırmanın stratejisidir. 'Devletin cebinden 1 kuruş bile çıkmayacak' deyip, milletin trilyonlarca lirasını yandaş müteahhitlere aktarma stratejisidir. İktidarı bir an önce kör, sağır, dilsiz rolü oynamayı bırakmaya, başını sırça köşklerinden çıkarıp Türkiye gerçekleri ile yüzleşmeye çağırıyoruz. Mazlum milyonların ahı, milletinden kopmuş bu iktidarı indirecek.” dedi.

Zamlara ekonomistler ve vergi uzmanlarından de tepkiler geldi.

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Merkez Bankası eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda, “Boğaz köprüleri (en düşük) geçiş ücreti: Ocak 2024: 15 TL Ocak 2025: 47 TL Artış oranı: % 213. Sanırım bu zamlar yapılırken TÜFE üzerindeki doğrudan etkisine bakılıyor. Ne olacak ki aylık TÜFE’ye etkisi 0,2 puan bile değil deniyor. Oysa bu tür zamların dolaylı etkileri de var; özellikle vatandaşın gözünde enflasyonla mücadelenin ciddiyetini temsil etmesi bakımından kritik” derken, dolar bazında artışın ise yüzde 160 oranında olduğunu hesapladı.

Ekonomist İnan Mutlu ise “Köprü ve otoyol zamları tam gaz devam ediyor... Aynı zamanda, KGM tarafından ödenen garanti ücretleri de çığ gibi büyüyor. Cebimizden tek kuruş çıkmayacak denilerek yapılan köprü ve otoyollara yapılan garanti ödemeleri son 8 yılda 65 katına çıktı. 2017'de 1 milyar 127 milyon ödenen garanti ücreti, 2024'te 73 milyar 830 milyon liraya yükseldi” dedi.

Vergi uzmanı Ozan Bingöl ise zamları sonrası sosyal medya hesabından “Şimdi bu köprü zamlarını nasıl boykot edelim? Misal, İstanbul’da karşıdan karşıya yüzerek mi geçelim?” diyerek eleştirdi.

İTEO Başkanı Eyup Aksu: “Zammın faturası yolcuya kesiliyor”

İstanbul Taksiciler Esnaf Odası (İTEO) Başkanı Eyup Aksu, köprü ve otoyol ücretlerine gelen zammı şöyle değerlendirdi;

“Ücret tarifesini en son temmuzda almıştık, bizim bütün giderlerimize bu tarihten sonra yüzde 65 oranında zam yapıldı; bugün ise köprü ve otoyollara yaklaşık yüzde 42 oranında bir zam söz konusu. Biz zaten tarife değişikliği istemiştik, bu hafta Ukome’de görüşülecek. Giderlerimiz karşısında zam almamız elzem hale geldi. Tabii köprü ve otoyollarda da takside yolculuk ücreti yolcuya ait. Yolculuk esnasında taksi içinde bulunan yolcudan taksimetre ücretinin yanı sıra yolculuğunda yapılan ücretli geçişlerin ücreti alınıyor. Taksimetre üzerine köprü ve otoban ücretleri ekleniyor. Asgari ücrete gelen yüzde 30 oranındaki zammı düşünürsek ekonomik anlamda yolcuyu olumsuz etkileyen bir düzenleme. Zammın faturasını yolcuya kesiliyor. Biz tarifenin üzerinde bu oranları almak durumunda kalıyoruz ve alıyoruz.”

Yüzde 65 oranında bir zam talebinde bulunduklarını ifade eden Aksu, “İndi-bindi şu anda 100 lira; giderlerimizle birlikte 150 olmasını istiyoruz” dedi. 

İstanbul Şoförler Esnafı Odası Başkanı Cem Sert ise, zammın doğrudan vatandaşın cebine yansıdığını belirterek, şöyle konuştu;

“Mevcut ekonomik sıkıntı içerisinde ulaşım gibi zaruri bir kalemde, bir yerden bir yere ulaşmak vatandaşın cebine zarar veriyor” 

THD Başkanı Ergün Kılıç: Esnaf gelen zamların ana kaynağına itiraz etmeyerek kolaya kaçıyor

Tüketici Hakları Derneği (THD) Başkanı Ergün Kılıç, taksicilerin “zammın faturası yolcuya kesiliyor” söylemini eleştirerek, Bizim en büyük sıkıntımız esnafın gelen zamların ana kaynağına itiraz etmeyerek kolaya kaçması. Zammın ana kaynağı mazot ve benzin. Bununla alakalı esnaf örgütlerinin herhangi bir eylemi yok. Tüketicilerin tam da bu noktada sosyal politikalar gereği korunmak durumunda. Ancak biz bunu göremiyoruz” dedi.

“Fahiş fiyatı denetlemek bizim değil piyasa denetim müdürlüğünün görevi” 

 Hükumetin fahiş fiyatlara karşı boykot çağrısınun tüketiciler tarafından gerçekçi bulunmadığını ifade eden Kılıç, şöyle devam etti;

“Bununla alakalı bir ölçüt olması gerekliliği atlanıyor. Neyin fahiş fiyatlı olduğunu biz nereden bileceğiz? Bununla alakalı herhangi bir ölçüt göremiyoruz ancak zorunlu ihtiyaçlarımızla alakalı fiyatları değerlendirebiliyoruz; onun haricinde değerlendirme şansımız yok. Ki dokuz tane piyasa denetim müdürlüğü var, bu onların görevi değil mi? Piyasayı gözetleyip denetleyecek ve bununla alakalı tüketicinin sağlığını, güvenliğini ekonomik çıkarları gibi bütün haklarını iade etmesi gereken bir kurum ama biz bunu göremiyoruz, bu ciddi bir problem”

“Ağrı’nın herhangi bir köyündeki vatandaş vergisiyle İstanbul’daki hiç kullanmadığı otoyolların parasını ödüyor”

Köprü ve otoyollara gelen zamma tepki göstererek devlete çağrıda bulunan Kılıç, şunları ifade etti; 

Bu köprüler garantili değil mi? Bunun garantisini kim veriyor? Ağrı’nın herhangi bir köyündeki vatandaş vergisiyle İstanbul’daki hiç kullanmadığı, belki de hiç kullanmayacağı o köprü ve otoyolların parasını ödüyor. Tüketicilerin vergi üzerindeki etkisi yüzde 65; kimi zaman ekonomistler yüzde 70 olarak hesaplıyor. Yani aldığımız tuvalet kağıdına, sabuna; kediye köpeğe aldığımız mamaya, kadınların aldığı hijyen pedine kadar yüzde 20 oranında vergi ödüyoruz. Bunun dışında işi olmayan; her gün çıkıp iş arayan bir kişi de evindeki elektriğe yüzde 10 oranında KDV ödüyor. Eşit bir zam oranı yok. Biz şu çağrıda bulunuyoruz. Devlet bu konuda ciddi önlemler almalı. Bizler yüzde 70’lik bir vergi ödüyorsak, bunun adil bir şekilde paylaştırılmasını; tüketiciler olarak gelir ve giderden eşit pay alınmasını istiyoruz.”

“İnsanı para olarak gören bu anlayışı reddediyoruz”

Tüketicinin örgütlü olmamasını esnaf için bir velinimet olarak değerlendiren Kılıç, şöyle devam etti;

“Ankara’daki halk otobüsleri 20 Ocak’ta maliyetlerin karşılanmadığı gerekçesiyle eylem yapacak. Peki mazota zam geldiğinde tek bir eylemlilikleri var mı? En kolay yolu tercih ediyorlar. Belediyenin önüne gidip iş bırakıyorlar. Trafiği tıkıyorlar, insanların işe gidiş dönüşünü her türlü engelleyerek buradan bir çıkarım sağlıyorlar. Biz b u noktada diyoruz ki ulaşım kamu eliyle yürütülmeli. Şehirlerde özel otobüslerin kaldırılıp belediyelerin kendi hizmetlerini sunmalarını istiyoruz. Engellileri, yaşlılar halk otobüslerinin merdivenlerine sürüne sürüne çıkıyorlar. Bu, halka reva değil. Bunun giderilmesi gerekir. Otobüslerde hiçbir yenileme yapmaksızın, ancak kar odaklı; her kapıdan ‘insan’ değil ‘müşteri’ bindirme eğilimindeler. İnsanı para olarak gören bir anlayış hâkim. Biz bunu reddediyoruz. Bu kamuculuk haklarına da insan haklarına da sığmaz. Biz sağlıklı, güvenli, herkes için ulaşılabilir bir şehir içi ulaşım istiyoruz”

“Şiddete başvurmadan itiraz etme kültürünü geliştirilmeli”

Bu zamlarla yaşanabilecek bir hal kalmadığını ifade eden Kılıç, “Emekli ücretsiz taşıma hakkı olamasa evinde mahkûm kalacak. Devlet vatandaşına alenen siz ekonomik yüksünüz, sizin yaşama hakkınız yok diyor. Bu kabul edilebilir değil. Bütün tüketicilerin örgütlülüklerini bizimle birleştirmesi gerekir. Şiddete başvurmadan itiraz etme kültürünü geliştirmemiz lazım” dedi. 

Muhabir: Nur Yıldız