Mersin'de terör örgütü PKK/KCK operasyonunda 5 zanlı tutuklandı Mersin'de terör örgütü PKK/KCK operasyonunda 5 zanlı tutuklandı
Mehmet Halit Çetinbaş / Ankara 6 Şubat’ta meydana gelen depremler ve derinleşen ekonomik kriz nedeniyle ev kiralarındaki artış sürüyor. Kira artışına yüzde 25 sınırlama getirilse de kiralık ev fiyatlarındaki yükseliş durmuyor. Konut fiyat artışında dünya birincisi olan Ankara’da Ankara’nın Çankaya ilçesinde daha önce 3 ila 7 bin arasında değişen kira fiyatları 10 ila 15 bine; 8 ila 10 bin arasındaki kira fiyatları ise 20 ila 35 bine yükseldi. Yenimahalle, Mamak, Keçiören gibi ilçelerde ortalama kira fiyatları ise 10 ila 15 arasında değişiyor. 3 şehirle dünya birincisiyiz İngiltere merkezli Global Konut Fiyat Endeksi’nin 150 şehri kapsayan konut fiyatları araştırmasına göre, Türkiye’den Ankara, İstanbul ve İzmir, dünyada konut fiyatların en hızlı yükseldiği iller olarak belirlendi. Verilere göre; yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla konut fiyatlarının yüzde 135,3 oranında arttığı Ankara, dünyada ilk sırada yer aldı. Türkiye’nin ardından en yüksek yıllık artış yüzde 18,8 ile Kuzey Makedonya’da gerçekleşti. Onu yüzde 17,3 ile Zagreb ve yüzde 16,6 ile Budapeşte, yüzde 15,3’le Litvanya takip etti. En çok fiyat düşüşü yaşanan ülkeler ise yüzde 15,7 ile Güney Kore, yüzde 13 ile Yeni Zelanda, yüzde 10,3 ile Hong Kong oldu. Evsizlik Türkiye’de can yakıcı 2008-2009 krizi, yarattığı ekonomik buhran, krizden doğrudan etkilenen ülkelerin neredeyse tümünde kamu kaynaklarının sermayeyi kurtarmak ve zararı toplumsallaştırmak üzere harekete geçirilmesiyle aşılsa da aynı şeyi krizin mağduru sıradan insanlar için söylemek mümkün değil. Kriz sonrasında Dünya Merkez Bankası’nın faizleri düşürmesi ve ardından Covid-19 ile birlikte faizlerin daha da düşürülmesi insanları varlık almaya yöneltti. Bu durum da, ev fiyatlarında önlenemez bir artışın yaşanmasını sağladı. Gelişmiş birçok ülke, konut fiyatlarına düzenleme getirerek bu sorunu aşmaya çalışıyor. Türkiye ise özellikle pandemi sonrasında ekonomideki olumsuz durumu kontrol altına alamadığı için sorun giderek büyüyor. Dolayısıyla, ev satın alma veya kiralama küresel bir sorun olmasına rağmen Türkiye’de daha ağır bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. “Ölümü dayatıyorlar” Ankara’nın Çankaya ilçesinde kiraların sürekli artması yurttaşları kara kara düşündürtüyor. 15 bin lira maaş alan ve özel sektörde çalışan Vedat Yorgun, geçen yıl 3 bine kaldığı evden şimdi çıkarılmak istediğini belirtti. 2 aydır bütçesine uygun ev arayışının sürdüğünü aktaran Yorgun şöyle konuştu: “Evliyim, 2 çocuğum var. Ev sahipleri, maaşım kadar ev kirası istiyor. Çankaya’dan taşınmak zorundayım. Fakat yakın ilçelerde de ev bulamıyorum. Diyelim ki 10 bin liraya başka ilçede ev tuttum, ‘Nasıl geçineceğim?’ Üstüne aylık bin liradan fazla yol masrafı çıkacak. 1+1, içine bir yatak, kanepe sığmayan daireye, 9 bin istiyorlar. Bunların Allah korkusu yok. Evime mutfak malzemesi bile alamıyorum. Çocukların okulu var. Aylık ikisine de en az 3 bin gidiyor. 10 bin liraya ev tutsam, beş parasız kalacağım. Her gün her şeye zam geliyor, bir tek maaşlara zam gelmiyor. Marketten evimin ihtiyaçlarını karşılayamıyorum. Orta sınıfa ölümü dayatıyorlar. Bakalım sonumuz nereye varacak.” Borçla bir oda kiralanıyor Ankara Üniversitesi’nde okuyan Elif Torun, öğrenci olarak hayatını idame ettiremediğinden yakındı. Çankaya’da ev tutmanın hayal olduğunu söyleyen Torun, kiranın ortak ödendiği bir arkadaş grubuyla birlikte kaldığını belirterek şunları söyledi: “Üniversitede son senem, bana hiç yurt çıkmadı. İki yıldır 3 arkadaşla birlikte kalıyorum. Kendime ait bir alanım yok. Bir oda sahibi olmak için bile bir sürü borcum var, borçla ayakta kalıyorum. Yemekten, kıyafetten kısarak yaşıyorum. En kötüsü de halinize acıyacak bir yerinizin bile olmaması, herkes kendi içine kapanmış ve bir şekilde ölmemek için yaşıyor. Dışardan sağlıklı gözüküyor olabilirim ama psikolojim allak bullak. Üniversiteden sonra ne yapabilirim? diye düşünemiyorum bile. Fırsatını bulsam yurtdışına giderdim fakat öyle bir imkânım da yok.” Köye dönmeyi defalarca düşündük Asgari ücretle çalışan restoran işçisi Sadık Karakoyun ise kira bedelinin 13 bin lira olduğunu bildirdi. Eşinin de çalışmak zorunda kaldığına dikkat çeken Karakoyun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kırık dökük bir eve, maaşımın üstünde kira ödüyorum. Memleketin her yerinde kira fiyatları uçmuş durumda. Köye dönmeyi defalarca düşündük ama ona da şartlar el vermiyor. Burada doğduk, burada büyüdük, temel ihtiyaçlarımızı dahil karşılayamıyoruz. Eğer eşim çalışmıyor olsaydı eve bayat ekmek bile götüremezdim. Restoran işinde devam etmemin sebebi de burada ‘artık yemekleri’ eve götürmem yoksa inanın çöpten ekmek arardım. Ben ömrümde böyle bir yoksulluk görmedim.”

Editör: Ahmet Ertüm