Adres Patent Genel Müdürü Cumhur Akbulut, Türkiye'deki işletmelerin yüzde 95'inin KOBİ niteliğine sahip olduğunu belirterek, "Firmalarımız marka tescil işlemlerini yaparken markalarının internet alan adı tescil işlemlerini de gerçekleştirmeli" dedi. Akbulut sınai mülkiyet ekosisteminde internet alan adları marka tescil işlemlerinin devamı niteliğini taşıdığını belirtti. İnternet Siteleri de Tescillenmeli Türkiye'de birçok firma marka tescil işlemlerini yaparken, alan adı başvurularını yapmayı ihmal ediyor. İnternet alan adı ve kurumsal e-posta adresinin olması KOBİ'lerin satış hızını ve güvenilirliğini artırıyor. Akbulut, marka sahiplerinin internet alan adı tescilini alması gerektiğini belirterek, "Türkiye'deki işletmelerin yüzde 95’i KOBİ niteliğine sahip. Firmalarımız marka tescil işlemlerini yaparken markalarının internet alan adı tescil işlemlerini de gerçekleştirmeli. Aksi halde kötü niyetli kişiler tarafından internet alan adları alınarak markanızın dijital platformlardaki erişimleri engellenebilir" diye belirtti. Pandemiyle e-ihracat ve e-ticaret alanında hizmet veren firma sayısının yüzde 50'den fazla artış göstererek 350 bine ulaştığını aktaran Akbulut, bu firmaların yaklaşık 30 bininin kendi internet sitesinin bulunduğunu vurguladı. "E-posta adresi mutlaka bulunmalı" Akbulut'a göre, iş yapılan firmaya yönelik yapılan internet araştırmasında herhangi bir veriye ulaşamaması güvensizlik yaratabilir: "Bunun önüne geçmek adına marka tesciliyle birlikte, firmanızın alan adını da tescil ettirmeniz hem bilinirlik ve tanıtım konusunda size avantaj sağlayacak hem de kötü niyetli kişilerin bu durumu fırsatçılığa çevirmesinin önüne geçecek. Hemen hemen her 3 firmadan birisinin markası adına kendi mail adresi yok. İhracatçı firmalarımız için bu durum bir kat daha fazla önem taşıyor." "Alınan tescil ürün değerini artırıyor" Özellikle KOBİ'lerimizin, satış yaptıkları pazarlarda etkin olmanın en önemli göstergeleri arasında marka tescil işlemlerinin hem mail uzantılı alan adı hem de fiziki marka başvurusunda geçiyor. Türkiye'de yapılan ihracatın katma değerini artıran en önemli unsurlar arasında sınai mülkiyet hakları da yer alıyor. Yapmış olduğumuz markalı ihracat mevcut ürünün kilogram başı ihracat değerini de artırıyor. Bu yüzden patentli ve markalı ihracatı artırmamız gerekiyor. Bu durum reel sektörde istihdamdan üretime kadar birçok alanda olumlu yönde zincirleme etki yaratır".