Kıvanç El
2014 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı iken verdiği bir röportajda karma eğitimin zorunlu olmadığını söyleyince tepki çekmişti Yusuf Tekin.
Benzeri bir tartışma ile şu anda yeniden gündem.
Dünya eğitimde yapay zeka, dijitalleşmenin inanılmaz gelişimi konuşulurken bizim gündemimiz ise “karma eğitim” olmalı mı, olmamalı mı…
Bakan Tekin bu açıklamayı yaparken gerekçelerini ise “hedefimiz kız çocukların okullaşmasını sağlamak”, “Aileler, ‘ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum’ diyor” sözleri ile açıkladı.
Bu gerekçeler aslında her ne kadar “masum” görünse de tehlikeli bir kapıyı açıyor. Öncelikle kız çocuğunu okula göndermeyen ebeveynlerin bu “beklenti ve talepleri” meşrulaştırılıyor. Yani 0-18 yaş arası “çocuk”larına “çocuk” olarak bakmayan ebeveynlerin bu görüşü normalleştiriliyor…
Diğer bir konu ise Bakanlığın asli görevinin çocukları okula gönderebilecek mekanizmaları çalıştırmak olduğunu Bakan Tekin unutturuyor. Yani eğer bir kişi çocuğunu okula göndermiyor ise atılacak yasal adımlar bellidir. O kişinin bu “meşru” olmayan talebine göre sistemi bozmayı gerektirmez.
Kaç kişi bu gerekçeyle çocuğunu okula göndermediğine dair de net bir açıklama yapılmalı. Ayrıca “okulda kızlar var” diye çocuğunu okula göndermeyen erkek annesi ya da babası var mı bu konuda da bir açıklama gerek.
Toplumda illa ki böyle düşünen, fanatik dindar olan ya da belli bir tarikat içerisinde yer alan insanlarda bir talep olabilir. Ancak bunun normalleştirilip “aileler talep ediyor” denilmesi doğru değil. Yoksa bir süre sonra bu taleplerin sonu alınamaz… Bu sorunlu yaklaşımın sözcüsü olmak da bir Bakan’ın görevi olmamalı, olamaz…
Kaldı ki dindar kesimde böyle bir çekince; yani kız çocuğunun “erkeğin de olduğu” okula gitmesine dair bir çekincesi olduğunu sanmıyorum. Baktığımız zaman ilkokul, ortaokulda okullaşma oranları yüzde 99 seviyesinde olan bir ülkede böyle bir çekince olsa olsa belli bir radikal kesimde vardır…
Kız çocuklarının ya da erkek çocukların tüm çocukların okula gitmesi için herkes elini taşın altına sokmalı gereken çalışmayı yapmalı. Başta da Bakanlık bu çalışmaları devletin ilgili kurumları ile yapmalı. Gerekirse her konuda devreye alınan Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda da devreye alınıp ailelerin kız çocuklarını okula göndermesinin önemi anlatılmalı. Her başlıkta akla gelen Diyanet’in böyle bir konuda akla gelmemesi düşünülemez…
Bakanlığın ve Bakan Yusuf Tekin’in “talep geliyor” demek yerine daha nitelikli çözümler üretmeye odaklanması şart.