Kız Kulesi 2022 Nisan ayına kadar kapalı

Orhan GÜRDİL Bu yaz başında uzun süren bir restorasyondan sonra kapılarını tekrar Türk turizmine açmış olan İstanbul’un simgelerinden Galata Kulesi yenilenmiş yüzü ile i...

Abone Ol
Orhan GÜRDİL Bu yaz başında uzun süren bir restorasyondan sonra kapılarını tekrar Türk turizmine açmış olan İstanbul’un simgelerinden Galata Kulesi yenilenmiş yüzü ile ilgi odağı olmayı hak ediyor. Galata Kulesi’nin yanı sıra boğazın incisi olan Kız Kulesi’de yenilenmek için kapılarını bir süre ziyaretçilere kapatmıştır. Türkiye’de çekimi yapılan dünyanın dört bir ülkesinde gösterime girmiş olan yerli dizilerimizde bölüm görüntüsü olarak ekrana gelen Kız Kulesi’ni yabancılarda en az bizim kadar tanımakta. Kuleye ziyaret için ülkemize gelenler bile olmuştur. Bir yaz tatilimizi İstanbul’da geçirdiğimiz günlerde eşim rahmetli gazeteci Birsen, ben ve aile dostumuzu alarak Kule’nin bulunduğu sahile gittik. O yıllarda sahil kaderine terk edilmiş, adeta çöplük deposu gibiydi. Kuleye gitmek için sahilde bir döküntü iskele vardı. Boş bulunan kayıkçıya bizi kuleye götürmesini istedik. Kayıkçı biraz nazlanınca karı-koca gazeteci olduğumuzu söyleyip kayıkçıyı ikna ettik. Kız Kulesi’ne vardığımız zaman garson olduklarını kıyafetlerinden anladığımız iki kişi yalnız oldukça kibarlardı. Kule’nin o gün özel bir davetliyi ağırlamakta olduğunu söyleyip bizi içeri alamayacaklarını söylemelerine rağmen gazeteciliğimiz bu engeli aşıp içeri alındık. Şef olduğunu davranışlarından belli olan zat. “Madem gazetecisiniz sizi üst katta bir yere yerleştirelim” diyerek kulenin içinde ikinci katta bir masaya kurulduk. Diyeceksiniz ki aşağı katta neler oluyor? Neler olmuyordu ki. Meğer İranlı bir turist grubu Kuleyi o gün için kapatmışlar, çılgınlığın doruk noktasına gelmiş bu yerde daha fazla kalmamız mümkün değildi. Çünkü öyle bir ses düzeni kurulmuştu ki gürültüden konuşmak mümkün değildi. Tabii kuleyi terk etmek zorunda kaldık. O yıllarda kule içkili lokanta, pavyon, bar ne derseniz deyin adeta bir batakhaneye dönüştürülmüştü. Kız Kulesi’nin bilinen bir hikayesinin ötesinde kule gözetleme ve radar istasyonu, karantina hücresi, emekli denizciler lokali ve son olarak restoran olarak görev yapmış tarihi bina artık 2022 yılında yeni yüzü ile Türk turizmine ve yerli ziyaretçiyi ağırlamaya başlayacaktır. Yeri gelmişken Kız Kulesi’nin yapılış hikayesini de belki bilmeyenlerimiz vardır diye sizlere hikayesini anlatayım. Efsaneye göre Bizans İmparatorunun güzeller güzeli bir kızı vardır. İmparatora yaranmak isteyen Kahinler “güzel kızın bir yılanın sokması sonucu öleceğini söylemesi üzerine paniğe kapılan imparator. Dört tarafı su ile kaplı bir bina yapılmasını emreder. Boğazın bitiş noktasında bulunan kayalıklar üzerinde böyle bir binanın yapılmasını uygun gören imparator, kızını yılanlardan korumak için kulenin hemen bitirilmesini emreder. “Yılan suyu geçemez, kızım da hayatta kalır” diyen imparator kadere karşı gelinmeyeceğini geç olsa da kızının bir yılan tarafından sokulup öldüğüne şahit olur. Her gün saraydan kayıklarla kızına yiyecek götürülmektedir. Günün birinde üzüm sepetine saklanmış olan zehirli kara yılan sonuçta prensesi sokarak ölümüne sebep olur. Kız Kulesi adını alan yapı 12. Yüzyılda İmparator Manuel Komnenos bu binada değişiklik yaptırarak kule ile Bizans Sarayı arasına bir zincir taktırmış. Gaye boğazın girişini kontrol altına almak için bir ara boğazın giriş çıkışı kontrol amaçlı görev yapan kule fener olarakta uzun yıllar denizcilere yardımcı olmuştur. Yeni bir restorasyon sürecine giren Kız Kulesi’ni Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Ağa Han ödüllü mimar Tümertekin danışmanlığında yürüttüğü proje sonunda arşiv kayıtlarına göre kulenin gerçek görüntüsü elde edildikten sonra özgün malzemeler kullanılarak tarihi Kız Kulesi kapılarını yerli yabancı ziyaretçilere tekrar açacaktır. Tarihi yapının 2022 yılının nisan ayında düzenlenecek bir törenle yeni hayatına merhaba diyecektir. ŞEHZADE MUSTAFA’NIN ÇALINA ÇİNİLERİN BİR KISMI BULUNDU Bursa- Osmangazi’deki Şehzade Mustafa Türbesi’nden 2018 yılında çalınan 15 adet çiniden 3’ü İstanbul’da bir antikacı altın varaklı bir çerçeveye dizilmiş halde satılmayı bekliyordu. İstanbul Kaçakçılık suçlarıyla mücadele şube müdürlüğü ekipleri tarafından Beyoğlu- Çukurcuma semtindeki bir antikacıda ele geçirilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla operasyon gerçekleştiren ekipler aynı antikacıda yine Osmanlı dönemine ait 9 yüzük, 12 çeşit Şamdan, 2 Şamdan altlığı, 2 alem başı, 7 farklı form ve çini üzerinde çiçek ve bitki desenleri bulunan mimari malzemeler, kulpları sedef ve değerli taşlarla bezenmiş boynuzdan kaşıklar, 1 el yazması astronomi kitabı, 7 el yazması defter, 3 Ahmet Tuğralı büyük gümüş divitlik, Osmanlıdan kalma güneş saati gibi 88 tarihi eserde ele geçirilmiştir. HARMAN ŞENLİĞİ: AVRUPA ÖDÜLLÜ MÜZE Kenan Yavuz adlı bir iş insanı doğduğu Bayburt’un Beşpınar köyüne yaptırdığı müze- kültür evi 2019 yılında Kenan Yavuz Etnografya Müzesi adıyla resmi müze statüsüne sahip oldu. Kenan Yavuz çocukluğunda görüp tecrübe ettiği köy hayatının bütün unsurlarını bu kültür evinde canlandırdı. 15 bin metrekare alan üzerinde kurulu kültür evinde, köylülerinde katkıları ile çeşitli etkinlikler düzenleyerek Avrupa Müze Formunu kazanan kültür evi Avrupa’da yılın müzesi seçilmiştir. 2021 Stiletto ödülünü müzesine koyan Kenan Yavuz gelecek yıl ki etkinlikler için daha şimdiden çalışmalara başlamıştır.