Kırsalda durum sıkıntılı
Utku ŞENSOY Büyük yıkıma uğrayan 11 ilimizin farklı köşelerinde, en büyüğü altının üzerinde peş peşe gelen on bin civarındaki artçı deprem, yöredeki acılı insanlarımızın...
Utku ŞENSOY
Büyük yıkıma uğrayan 11 ilimizin farklı köşelerinde, en büyüğü altının üzerinde peş peşe gelen on bin civarındaki artçı deprem, yöredeki acılı insanlarımızın acılarını daha da derinleştiriyor. Deprem fırtınasının yaşandığı ülkemiz ve felaket bölgesinde Hatay başta olmak üzere Niğde'de bile sarsıntı yaşanıyor.
11 ilimizin kent merkezleri ve kırsalındaki yurttaşlarımız çok zor günler geçiriyor. Öncelikli olarak hızla mağduriyetlerinin giderilmesi, soğuk gecelerden korunması için çadıra ihtiyaçları var. Hayır kurumu Kızılay’ın ne yapıp edip yurttaşlarımıza hızla çadır tedarik etmesi lazım. Elektrik, tuvalet, su, seyyar tuvalet ve duş için sıcak su büyük ihtiyaç. Yurttaşlarımızın acilen uygun hijyen koşullarına kavuşturulması gerekiyor. Düzenli gıda ve sağlık hizmeti de gerekiyor.
[caption id="attachment_265929" align="alignnone" width="700"] Kırsalda evler, ahırlar yıkıldı, yem bulunmuyor[/caption]
Baharla birlikte yüz binlerce yurttaşımızı çatır kentlerden kurtarıp geçici konaklama merkezlerine, konteyner kentlere aktarmamız lazım. Her tür yardımdan, enkaz kaldırmaya, yol, su, okul, hastane gibi hizmetlere kavuşabilmeleri için, elbirliğiyle çalışmalara geceli gündüzlü aralıksız devam edelim. Çiftini, çubuğunu, ahırdaki hayvanlarını bırakmamak için ağır şartlarda yıkılmış evini, toprağını terk etmeyen bu insanlarımız için, hep beraber seferber olalım. Onlar yurtlarını terk ederse bizim büyük kentlerde et, süt, yumurta, sebze, meyve yememiz hayal olur. Elektrik olmayan yerlerde yurttaşlarımızın can ve mal güvenliği tehdit altında. Barınma, ısınma, beslenme, ilaç ivedilikle çözüm bekleyen öncelikli sorunları. Ulusal seferberlikle bölgede kalmaya devam edenlerin yaralarının sarılması, göç edenlere de gittikleri kentlerde yardım elinin uzatılması, devletin STK’ların desteğiyle kapsamlı organizasyonu sürdürmesi gerekiyor. Deprem mağduru yaşlı, genç hepsine her konuda destek lazım, çocuklara psikolojik yardım gerekiyor. Bugüne kadar 700 bine yakın kişi psikolojik destek almış, ama felaketi yaşayan milyonlarca yurttaşımızın yanı sıra ulusça hepimizin kimyası çok bozuldu. Psikolog ve psikiyatrlarımıza büyük iş düşüyor.
SİYASİ USLUP
Bu sıkıntılı günlerde siyasetçilerin de yurttaşların moralini daha fazla bozmamak için, siyasi söylem ve demeçlerine dikkat etmeleri, seçim sürecinde insanları, ülkeyi germemeye, safları sıklaştırmak için ayrıştırmamaya özen göstermeleri gerekir. Büyük felaketin ardından söz konusu olan ülkemiz mi kendi siyasi hareketleri mi? Bu hassas dönemde iyi düşünmeleri lazım.
İLETİŞİMDE SINIFTA KALDIK
Depremin ardından enkaz çalışmaları başlarken, birkaç cümle de mangalda kül bırakmayan GSM operatörlerine… Operatörler 17 Ağustos'tan ders çıkarmadı mı? O linklerin ve fiber hatların devre dışı kalacağını öngörmemişler miydi? Özellikle deprem kuşağındaki bölgelerdeki baz istasyonlarının karasal kablo sistemlerinin hasar görüp şebekenin kullanılamaz hale geleceğini bilmiyorlar mıydı? Deprem-savaş gibi acil durumlar için bu baz istasyonlarının uydu üzerinden yedeklenmesi gerektiğini, bu konuda devletle iş birliği içinde önlem almaları gerektiğini bilmiyorlar mıydı? Orta seviyedeki uyduları araçlarımızla konum bulmak için sürekli kullanıyoruz. GPS sistemini zaten kullandığımıza göre, bu tür felaketler için uygun bir yedekleme hizmetini Türksat uydumuzdan alamazlar mıydı? Deprem ülkesi Türkiye’de bu tür felaketleri öngörebilmek için alim olmaya gerek yok. Yapılması gereken öncelikler listesinin en başında iletişim konusun geldiğini görmek için süper zeka gerekmiyor.
Depremde haberleşme en yaşamsal konudur. Enkaz altındaki çok sayıdaki yurttaşımıza ulaşmak için bile buna ihtiyaç olduğuna göre, uydu destekli acil durum planı olmayan operatörlerin lisanslarının gözden geçirilmesi gerekir.
ULAŞIMDA GEÇ KALDIK
İletişimin yanı sıra büyük sıkıntı yaşadığımız bir başka yaşamsal konu da ulaşım. Hava, kara ve deniz ulaşımının olmadığı durumlarda bölgeye ulaşmakta nasıl sıkıntılar yaşandığını bu son felakette bir kez daha acı biçimde öğrendik. Fay hattı üzerine yapılan yolların, hava alanlarının kullanılamamasının son derece yaşamsal olan ilk 72 saatte elimizi, kolumuzu nasıl bağladığına tanık olduk. Ulaşımın mümkün olmadığı ortamda deprem bölgesine intikal edip, yurttaşlara yardım eli uzatabilmek mümkün mü? Aya gitme hedeflerini koymak güzel ancak önceliğimizin deprem bölgemizdeki yurttaşlarımıza, Hatay’a, Kahramanmaraş’a, kırsaldaki insanımıza ulaşmak olmalı. Bu kez bu büyük acıdan ders çıkarabilecek miyiz?
KİRA ARTIŞLARINA DİKKAT!
Yurdumuz tarihinin en büyük afetlerinden birini yaşayıp, çok sıkıntılı ve hassas bir dönemden geçerken, bazı kanı bozuklar, bu acıyı fırsata çevirmek için ellerini ovuşturmaya başladı bile. Devlet, utanmadan, sıkılmadan, kira fiyatlarını iki üç katına çıkartan ahlak yoksunlarını yargıya teslim etmeli. Piyasa spekülatörü, fahiş fiyat artışı yapanların ağır cezalara çarptırılması gerekir.
YABANCIYA KONUT SATIŞI
Konut satışında da kiradaki fırsatçılığın başka bir boyutu yaşanıyor. Vatandaşlık almak isteyen yabancı uyruklular fahiş fiyatlarla konut satın alıp vatandaşlığı hedefleyince, fiyatlar tavan yaptı, sıradan yurttaşın ev alması hayal oldu. İstihdama yönelik yatırımların dışında yabancıya konut satışı depremzedelerin tamamı evlerine yerleşinceye kadar bir gerekirse 2 yıl askıya alınmalı. Türk vatandaşlığını almak sadece parayı bastıranın elde edemeyeceği kadar değerli kılınmalı.
BÜYÜK KURAKLIK KAPIDA
Türkiye ile birlikte Avrupa son çeyrek yüzyılın en büyük kuraklıklarından birini yaşıyor. Barajlarımız kurudu, tarımsal üretimde büyük düşüş bekleniyor. Elimizi yıkarken, yıkanırken musluğu kapatmak, suyu büyük bir nimet olarak görüp damlaları bile israf etmemek için toplumsal farkındalık yaratılması, kamu spotları yapılması lazım.
TEMİZ TOPLUM FIRSATI
Sonuç olarak, yitirdiğimiz 50 binden fazla canların anısına, yıkılan kadim kentlerimizdeki dünya mirası tarihin hürmetine, artık her alanda milat olsun bu acılarımız! Temiz toplum olabilmek için beyaz sayfa açalım. Bundan böyle hangi konuda olursa olsun, talana, çalana, fırsatçıya, tefeciye, mafyalaşmış düzene, çıkar çevrelerine göz açtırmayalım, buna yeltenenleri bağımsız Türk yargısına teslim edelim.