Haber Merkezi - Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, kırmızı et sektörüne yönelik başlatılan inceleme hakkında açıklamalarda bulundu.

Yıldız Holding "Mutlu Et Mutlu Ol Günü"nün 10. yılını kutladı Yıldız Holding "Mutlu Et Mutlu Ol Günü"nün 10. yılını kutladı

Kırmızı etin beslenmedeki önemli rolü nedeniyle Kurum tarafından düzenli takip edilen sektörlerden biri olduğunu vurgulayan Küle, "Bu konuda ilk sektör incelememizi 2011'de tamamlamıştık ve raporumuzu yayımlamıştık ancak o dönemden günümüze sektörde ve tüm dünyada birçok değişiklik oldu" dedi. 

Kırmızı ette yaşanan fiyat artışlarına ilişkin çok sayıda şikayet aldıklarını aktaran Küle, "Bu yıl uzlaşma usulüyle sonlandırılan ve resen açtığımız bir soruşturmamızda hayvan besiciliğinin yanı sıra et ve et ürünlerinin üretimi ve satışı alanında faaliyet gösteren pazardaki lider bir teşebbüse, perakendecilerin raf fiyatlarını belirlediği tespiti sonucunda idari para cezası tesis edildi" diye konuştu. 

Diğer yandan son iki yılda iki ayrı ön araştırmayla sektörde yaşanan fiyat artışlarının rekabeti kısıtlayıcı nitelikteki teşebbüsler arası anlaşmalar veya teşebbüs birliği kararları kaynaklı olup olmadığını incelediklerini vurgulayan Küle, şunları söyledi:

"Bu incelemelerde görülen en temel olgu, sektördeki fiyat artışlarının arkasında bazı yapısal sorunların olduğu tespitidir. Bu nedenle sektöre ilişkin piyasa dinamiklerini derinlemesine inceleyerek, pazarda faaliyet gösteren oyuncuların karşılaştığı yapısal sorunları ayrıntılı bir şekilde tespit etmek istedik. Bu tespitle söz konusu sorunlara çözüm önerileri getirmeyi ve pazardaki rekabet koşullarının iyileştirilmesine yönelik rekabet politikası önerileri geliştirmeyi hedefledik. Nihayetinde bu gerekçelerle kırmızı et piyasasına yönelik olarak bir sektör incelemesi başlatmış olduk."

Sektörde kullanılan yemlerin yüzde 45 oranında ithal olmasının da yaşanan fiyat artışlarını etkilediği söyleyen Küle, pandeminin etkilerinin de sektörde devam ettiğini ekledi. Rusya Ukrayna Savaşı'nın da belirleyici rolünü anlatan Küle şunları söyledi: 

 verilerine bakıldığında, özellikle 2020-2021 yıllarında kırmızı et fiyatlarındaki artış, diğer gıda ürünlerindekine kıyasla düşük seyrediyordu. O dönemde çiğ süt fiyatlarının seyri de kırmızı et fiyatlarına seyrine benzer şekildeydi. Yem maliyetlerinin artması karşısında çiğ süt fiyatlarının yeterince artış gösterememesi, büyükbaş hayvancılıkta bazı işletmelerde anaç hayvanların kesime gönderilmesiyle sonuçlandı. Bu durumun, arzın artış göstermesi nedeniyle kırmızı et fiyatları üzerinde o dönemlerde baskı oluşturduğunu gözlemleyebiliyoruz ancak anaç hayvanların kesilmesi 2022'de Türkiye'de büyükbaş hayvan varlığının düşmesine yol açarak kırmızı et piyasasında arz yönlü sorunlar doğurmuş ve kırmızı et fiyatlarında artan talep karşısında ani yükselişler yaşanmıştır."

"Üretici fiyatı belirleyen taraf değil"
Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, sektör incelemesinde söz konusu sorunlar üzerinde daha detaylı çalışacaklarını ancak bu aşamadaki bulgularına göre öncelikle mevcut durumda büyükbaş ve küçükbaş hayvan besiciliği alanında faaliyet gösteren yaklaşık 200 bin işletmenin bulunduğunun tespit edildiğini bildirdi.

Türkiye'de çiğ süt üretim işletmelerinin sayısıyla birlikte toplam hayvancılık işletmesi sayısının yaklaşık 1 milyon olduğunu ve bu işletmelerin çoğunun küçük ölçekli aile işletmesi niteliği taşıdığını belirten Küle, "Bir başka ifadeyle işletmeler yeterli ölçeğe gelemedikleri, gıda ve hayvancılık bakımından biyolojik etkenler geçerli olduğu için üretici ürünlerini pazarlarken zayıf konumda ve aracıya ya da kesimhaneye satış yaparken fiyatı belirleyen taraf değil. Ayrıca üretici örgütlerinin pazarda yeteri kadar etkin olmadığını gözlemledik" ifadelerini kullandı.

"Sektördeki fiyat artışları yapısal sorunlardan kaynaklı"
Küle, sektöre yönelik yürüttükleri incelemelere ilişkin de şunları söyledi:

"Ülkemizde kırmızı et fiyatlarında son dönemde meydana gelen fiyat artışlarının rekabet karşıtı eylemlerden ziyade, besicilik sektöründe ve sektörün gelişiminde karşılaşılan yapısal sorunlardan ve maliyet artışlarından kaynakladığını tespit ettik. Bunun yanı sıra mevcut durumda büyükbaş ve küçükbaş hayvan besiciliği alanında faaliyet gösteren işletmelerin birçoğunun küçük ölçekli aile işletmesinden ibaret olduğu ve işletme başına düşen büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısının oldukça düşük kaldığı, sektörde yaşanan sorunlar nedeniyle hem besicilik faaliyetiyle iştigal eden işletme sayısının hem de artan nüfus karşısında büyükbaş hayvan varlığının gün geçtikçe azaldığı yönünde tespitlerimiz de oldu."

Ahır besiciliği maliyeti artırıyor 

Türkiye'deki meraların vasıfsız olmasından kaynaklı çoğunlukla ahır besiciliği yapıldığına işaret eden Küle, "Bu durumların yem maliyetlerini önemli ölçüde artırdığı, sektörde kullanılan girdilerin büyük bir kısmının ithal edilmesinden kaynaklı olarak küresel seviyede yaşanan olumsuz gelişmelere ve dövizdeki hareketlere karşı sektörün oldukça kırılgan hale geldiği hususları da tespitlerimiz arasında yer aldı" dedi.

Küle, sorunlara ve çözümüne yönelik daha detaylı incelemeler yapacaklarına dikkati çekerek, şunları ekledi:

"Sektördeki tüm paydaşlarla görüşmeler gerçekleştireceğiz ancak bu aşamada çözüm için temelde üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve küçük ölçekli işletmelerin üretimde etkin bir ölçeğe ulaşmalarına katkı sağlayacak uygulamaların hayata geçirilmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede üretici örgütlerinin ve kooperatiflerin pazarda etkin bir rol oynaması önem arz etmektedir. Üreticilerin kooperatifler aracılığıyla daha avantajlı fiyatlarla girdiye ulaşabilmesinin tüketicilerin daha uygun fiyatlarla ürünlere ulaşmasına doğrudan katkı sağlayacağına inanıyoruz. 


 

Editör: Ahmet Çağatay Bayraktar