Sanatın inceliği
Sanatı ve sanatçıları çok severim. Sanatı yapanların hepsine saygı duyarım. Tabii ki, sanatını sanat için, aynı zamanda toplum için yapanlara. Sanat, inceliktir; öncelikle ruhlarımızı inceltir. İnce ruhluluk, sanata aşinalıkla başlar. Sanat bir asalettir. Çıkar uğruna başkalarının ayaklarına serilemeyecek ölçüde bir asalet. Sanatçı diye geçinenler, bu asaleti ne taşıyabilir, ne anlayabilirler. Bekir Coşkun’a o ince ruhu kazandıran, belki de kemanıydı. Bekir Coşkun, aynı zamanda bir sanatçıydı. Böylelikle kelimelerin efendisi olmayı başardı. Bu arada Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’i kutlamak istiyorum. O da sanatçı ruhu taşıyan bir belediye başkanı. Çankaya’yı değerli sanatçılarımız adına yaptığı parklar ve kültür merkezleriyle donattı. Bekir Coşkun için de bir park yaptıracağının müjdesini verdi. Çankaya’da büyük bir yüzme havuzu ve sosyal tesis inşa ediyormuş. Adını lâyık olan bir değerli koymuş: “Mustafa Kemal Atatürk.” O sevgi de bitmez. O da harp sanatının virtüzöydü. Savaştı ama yeri geldiğinde savaştıklarını da yücelttti. Onların haysiyetini ve bayraklarını koruyarak. Önüne serilen Yunan Bayrağını çiğnemeyerek. İşte asalet. Baş düşmanının, denize döktüğünün bayrağını çiğnemeyen o asalet, bayrağın bir milletin haysiyeti olduğunu söylemişti. Evet, bayrağımız haysiyetimizdir. Onu yere düşürmek isteyenlere, onunla birlikte sahip olduğumuz değerlere pervasızca meydan okuyan pervasızlara yazıklar olsun. Bir sanatçımızın sözüyle bitirelim bu yazıyı: “Kuruş, duruşu bozar.” Bu sözler, duruşunu hiç bozmayan Belkıs Akkale’ye ait. Kuruş uğruna duruşunu bozanlar, ne yazık ki sanatı da bozdular. Onlara da yazıklar olsun.