Güncel

Kılıçdaroğlu, TELE1 dayanışma gecesinde konuştu: Aslında hepimiz yarı açık bir cezaevindeyiz

Abone Ol

Orhan Alkaya ve Bilge Yurtdagülen’in sunduğu gecede Selda Bağcan, Cahit Berkay, Erdal Erzincan, Hüseyin Turan ve Mercan Erzincan’ın şarkı ve türküleriyle, şair Tuğrul Keskin’in de şiirleriyle sahne alacak.

Haber Merkezi - Dayanışma gecesine ilişkin konuşan TELE1 Genel Koordinatörü Murat Tayla, “Bu geceye katılan herkese çok teşekkür ediyorum. iz bu geceyi düzenlerken basın özgürlüğü vurgusuyla yaptık. Zor bir meslek yapıyoruz. Türkiye’de özgür yayın yapmak isteyen tüm kanallar için yapılan bir destek gecesidir bu. O anlamda da gurur verici güzel bir gece olacak" ifadelerini kullandı.

İnmamoğlu'ndan Merdan Yanardağ'a mektup

Gazeteci Emre Kongar ise, "Merdan Yanardağ maddi manevi burada, Murat bey belirtti özgür yayıncılık öyle kolay bir iş değil bu gecenin gerçekleştirilmesinde TELE1 çalışanları gayret gösterdi ve çok büyük bir başarıdır. Bu gecenin örgütlenmesi büyük bir başarı. Türkiye’de Atatürk devrimlerini özümsemiş demokratik laik ve sosyal hukuk devlerine inanan bizi izleyen halk var. Milli egemenlik orada işte, Milli egemenlik muhalefeti, özgürlükleri savunanları adalet isteyenleri dışlayarak tanımlanamaz. Milli egemenlik özgürlük ve eşitliğe yöneliktir" diye konuştu. Orhan Alkaya ve Bilge Yurtdagülen’in sunduğu gece, CHP liderinin salona gelmesiyle başladı. Geceye katılamadığını söyleyen İBB Başkan Ekrem İmamoğlu da TELE1 ve Merdan Yanardağ’a mektup gönderdi.

Kılıçdaroğlu: Aslında hepimiz yarı açık bir cezaevindeyiz

Programda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, "Basın hürdür ama bu ülkede basının özgürce yayın yaptığını kim söyleyebilir?" dedi. Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle: "Zor bir süreçten geçtiğimizi biliyorum. Dışardaymışız gibi görünsek de aslında hepimiz yarı açık bir cezaevindeyiz. Yazarların bile yazılamadığı, resimlerin, karikatürlerin rahat çizilemediği bir ortam. Ama bu ülkenin aydınları, siyasetçileri karanlığa karşı mücadele ederlerse her türlü karanlığı yener ve toplumu ve zihinleri aydınlatırlar. Aydınların böyle bir sorumluluğu var. Bu aydınlardan birisi de Merdan Yanardağ dolayısıyla Merdan Yanardağ’a buradan sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum. Hiç kimse bizi yıldıramaz inandığımız yolda ve davada azimli ve kararlı yürürsek. Birlikte olduğumuz çemberi büyütürsek Türkiye’yi aydınlığa çıkarırız.

Anayasa der ki ‘Basın hürdür, sansür edilemez’. Bu kadar açık. Basın hürdür, sansür edilemez. Ama bu ülkede basının, radyoların, televizyonların özgürce yayın yaptığını kim söyleyebilir? Var olan kurumlar bir anlamda infaz kurumları olarak görev yapıyor. Yargı, yargı olmaktan çıkmış. Bu konuda bugüne kadar tanık olmadığımız pek çok yolsuzluklara yargıçların ve savcıların nasıl dahil olduğunu görüyoruz. Hak arayanların nasıl mağdur edildiğin görüyoruz. Eşi ve iki çocuğu öldürülen bir annenin (Emine Şenyaşar) adalet arayışına hep beraber tanık oluyoruz. Var olan iktidarın yani saray iktidarının ahlaki ve siyasi meşruiyeti yoktur. Bu meşruiyetsizliğe karşı hep beraber mücadele edeceğiz.”