CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sözcü TV canlı yayınında, İpek Özbey’in sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, “CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’a atılan iftiranın sizin ofisinizden çıktığı iddiaları var. Sizin ofisinizden mi çıktı” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Dedikodu ve magazinin siyasette kullanılması kadar yanlış birşey yok. Bu, siyasette kalitenin düşmesine yol açıyor. Ben hayatım boyunca, iktidar kanadı da dahil bu tür olayların hiçbirisine itibar etmedim ve asla dillendirmedim. Bu tür olaylar söylendiği andan itibaren derhal dava açılması lazım. Süleyman Soylu gibi bir adam bunu dillendiriyorsa şunu söylemek lazım, eğer bunu yapıyorsan ve bildiklerini açıklamıyorsan sen şeref yoksunusun. Belediye Başkanı benim evladım, CHP Gençlik Kolları'ndan gelme. Zamanında dava açılsaydı bunların hiçbiri olmazdı. Bir arkadaşımız retweet yapmış. Çıkma diye bir şey yok. Eğer böyle bir şey olsa mümkün değil bir arada olma şansımız olmaz.”
“Biz mücadele ettiğimiz için seçimlerde birinci parti olduk”
Kılıçdaroğlu, “Özgür Özel’e yapılan her hamlede neden sizin adınız ön plana çıkıyor” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Sosyal medya çok kirli bir yer. Bir sürü yalan, bir sürü yanlış haberler olur. Mahkeme kararıyla bu iftira atanların gidip yargının önünde hesap vermesi lazım. Olayı yargıya taşımazsanız bugün sizin başınıza gelen yarın bir başka arkadaşınızın başına gelebilir.”
“Normalleşme halkla olur”
Kılıçdaroğlu, “Helalleşme ve normalleşme nerede ayrışıyor” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Sarayla ne normalleşeceksiniz? Normalleşme halkla olur. AK Parti'ye oy veren kardeşimize diyeceksiniz ki ‘Kardeşim bunlar yanlış yapıyorlar.’ Ona gideceksiniz, onunla oturacaksınız. O size düne kadar ön yargıyla bakıyordu. Ön yargıları kıracaksınız. Helalleşme normalleşme değildir. Bizim kusurumuz yok muydu? Vardı. Erdoğan ne diyordu? ‘Siz Sivas'ın ötesine geçemiyorsunuz.’ Doğru muydu bir dönem? Doğruydu. Biz şimdi gidiyor muyuz? Gidiyoruz. Neden? Gittik o insanlara ve biz Türkiye coğrafyasının her tarafına helalleşme politikasıyla gittik. İktidar dediğin bir kişi. Erdoğan’ın nesiyle helalleşeceksiniz ya da nesiyle normalleşeceksiniz?”
“Normalleşme meselesini Özel ile konuştunuz mu” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Pek çok şey konuştuk ama konu açılmadığı için konuşmadık. Zaman zaman söylüyorum, zaman zaman konuşuyoruz. Düşüncelerimi de ifade ediyorum. Ama kamuoyu önünde zorunlu olmadıkça çıkıp bir açıklama yapmıyorum” dedi.
“Bir sahtekarının önünde ayağa mı kalkılır”
Kılıçdaroğlu, “Sizce yeni bir çözüm süreci mi geliyor? İktidar CHP ile normalleşirken onun desteğini mi almaya çalışıyor” sorusuna şu karşılığı verdi:
“Erdoğan kendi halkına hakaret eden birisi. Bu ülkenin kadınlarına ‘sürtük’ dedi. Ettiği yeminin gereğini yaptı mı? Erdoğan tarafsız mı? Hayır. Hala AK Parti'nin genel başkanı. Bu ülkenin iki büyük kurucusuna ‘iki ayyaş’ suçlamasını yaptı. Bu topraklarda namus ve şeref kavramının ne kadar değerli olduğunu, ‘Namusum ve şerefim üzerine ant içerim’ dediğiniz andan itibaren namusunuza ve şerefinize sahip çıkmak için gereğini yaparsınız. Siz gereğini yapmıyorsanız, ben o kişinin önünde niye ayağa kalkacağım? O cumhurbaşkanı değil ki. Aynı zamanda AK Parti'nin Genel Başkanı. AK Parti'nin Genel Başkanı olmadığı dönemde cumhurbaşkanıyken geldi, kalktık, alkışamadık. Saygı gösterdik. Ama AK Parti'nin Genel Başkanı olduktan sonra kalkmadık. Niye kalkalım ki? Bir ülkenin cumhurbaşkanı olacak kişisi meydanlara çıkacak, sahte videolarla kitleleri etkileyecek. Bu sahtekarlık değil midir? Bir sahtekarının önünde ayağa mı kalkılır? CHP sıradan bir parti değildir. Namus ve şeref kavramını bilen bir partidir.”
"Yargıtay da istinaf da haddini bilecek"
Kılıçdaoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun davasına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
"Bir siyasetçiye siyasi yasak getirilmesi kadar anormal bir durum yoktur. Bir siyasetçiye siz yasağı hangi gerekçeyle getiriyorsunuz? Başarılı bir Belediye Başkanı. Görevini yapıyor. Çalışıyor, üretiyor, hizmet ediyor. Şimdi siz buna siyasi yasak getirerek önünü kesmeye çalışıyorsunuz. Kesmek isteyen adamla da biz normalleşmeye çalışıyoruz. Olmaz.
Bakın yargı kimin emrinde? Erdoğan'ın emrinde. Bir örnek vereceğim dünyada olmayan; AYM'ye üye seçilecekti Yargıtay'dan. İstanbul'daki savcıyı aldılar bir tek Yargıtay kararının altında imzası olmayan kişiyi belirli bir süre beklettiler. Erdoğan'ın talimatıyla. Sonra 100 küsür yıllık Yargıtay bu kişiyi AYM'ye üye seçti. Bu memlekette biz bunlara da tanık olduk. Kesmek istiyor? Niye önünü kesmek istiyor? Ne yaptı? Şunun altını özenle çizelim; istinaf bu kararı onaylayamaz. Bu suça ortak olamaz. Bir Belediye Başkanına birilerinin isteği üzerine yargı oturup karar verip 'sana yasak getiriyorum' diyemez. Siyaseti reddeder, ahlakı, yargıyı, yasaları reddeder, vicdanı reddeder.
Bir de buraya Adalet Bakanlığı Bakan Yardımcısını da buraya başsavcı atadılar. Daha önceki siyasi yasakların mimarı olanı atadılar. Herkes haddini bilecek. İstinaf da Yargıtay da herkes haddini bilecek. Ekrem Bey onların yutacakları kadar kolay bir lokma değildir."
"İmamoğlu için adalet yürüyüşü yaparız"
Kılıçdaroğlu, "İmamoğlu için adalet yürüyüşü yapar mısınız?" sorusuna “Yaparız neden yapmayalım? Gereği neyse o yapılır. Bütün dünyaya ilan edilir. Türkiye'de adaletin olmadığını bu karar göstermiş olacak. Bu kadar açık ve net” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, “Özgür Bey’e çok mu kızgınsınız?” sorusuna da “Hayır. Başarılı bir grup başkanvekiliydi. Daha yeni Genel Başkanlığı. Umarım bütün bunların farkına varır” yanıtını verdi.