Kültür-Sanat

"Sandıktan Çıkan Tarih" belgeseli Kıbrıs tarihinde karanlıkta kalan Çanakkale esirlerini aydınlatıyor

"Sandıktan Çıkan Tarih: Kıbrıs’ta Çanakkale Esirleri" belgeseli ile Çanakkale Savaşı'nda İngilizlere esir düşen Türk askerlerinin Kıbrıs'taki esaret yıllarına ışık tutan yönetmen Ünal Üstündağ, eseri ve hazırlık sürecini 24 Saat'e anlattı.

Abone Ol

Ahmet Çağatay Bayraktar

Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıl dönümü; KKTC’nin uluslararası camiada tanınması, Türkiye-KKTC ilişkileri gibi birçok diplomatik ve siyasi konuları tekrar gündeme getirdi. Fakat Türkiye-Kıbrıs ilişkilerinin arka planında birçok tarihi gerçek yatıyor. Bu gerçekler arasında unutulan kayıt altına alınmayanlar ise çoğunlukta. Yönetmenliğini Ünal Üstündağ’ın yaptığı ‘Sandıktan Çıkan Tarih: Kıbrıs’ta Çanakkale Esirleri’ de Çanakkale Savaşları sırasında esir alınan Türklerin tutulduğu Kıbrıs’taki kamplara ve orada yaşananlara odaklanıyor. 1916’da Gazimağusa’nın Karakol bölgesinde kurulan 1920’lere kadar binlerce Türk esirin bulunduğu kamp aynı zamanda İngilizlerin Kıbrıs Türklerini baskı ve sindirme için kullandığı da bir alan olmuştu.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın desteğiyle hazırlanan "Sandıktan Çıkan Tarih: Kıbrıs'ta Çanakkale Esirleri" belgeselini yönetmen Ünal Üstündağ 24 Saat Gazetesi’ne anlattı.

Türküler yaşananları günümüze aktardı

Marmara Üniversitesi’nde Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi alanında yüksek lisans yaptığı dönemde Cumhuriyet tarihi ve öncesine dair birçok araştırma yapma imkanı bulduğunu aktaran Ünal Üstündağ bu akademik çalışmaların haricinde Kıbrıs’taki Çanakkale esirlerini araştırmaya başlamasının annesinin söylediği bir türkü ile başladığını anlattı:

“Balkan göçmeni bir aileye mensubum. Annemin de başka hiçbir kaynakta olmayan, sık sık söylediği türküler vardır. Bunların arasında nakaratı, 'Ağlamayın anneler, eğer dönmezsek şehit gideriz' olan bir türkü vardı. Türkü beni Prof. Dr. Ulvi Keser’in Kıbrıs’taki Türk esir kampları hakkındaki makalesine götürdü. Hemen hocama ulaştım. Üzerine çok da çalışılmamış bu konuyu irdelediğimde Kıbrıs’taki Türk esir kampının büyüklüğüne oldukça şaşırdım. 6 bin 735 kişi vardı 1920’lerde kamp kapandığında. Ve esir sayısının bazı zamanlar 10 bine ulaştığını da kaynaklarda okuyoruz. Fakat bu kampla ilgili belge ve bilgiler özellikle anlatı düzeyinde o kadar az ki kimi zaman bölgedeki türkülerin bu esir kampını ele alması bile araştırmamda kaynak oldu.”

Gazimağusa'da yer alan Çanakkale Şehitliği

Esir askerlerin hatıratı var mı?

4 yıl boyunca kamplarda kalan Türklere dair belge ve bilgilerin az olmasının nedenini ise Üstündağ şu şekilde anlattı: “Bir kere üst üste savaşların yaşandığı bir dönem içinde insanlar bu kaosta ne yaşadıklarını belgelemeye ne de anlatmaya zaman bulmuşlar. Üstelik esirlik gibi bir kavram söz konusu olunca. Çünkü savaştan dönünce kahramanlık öyküleri ve verilen mücadelelerin anlatılması istenir. Ve askere giden genç ya zafer kazanıp döner ya da şehit olarak. Bu açıdan Balkan Savaşları da bir örnektir. Bu savaştaki yenilginin Osmanlı tarafından yansımasını çok az birinci el kaynaktan okuyabiliyoruz.”

Belgeler kısıtlı, kolektif hafızada kalanlar belgeselde

İngilizlerin esir aldığı askerlerin Hindistan, Man Adası, Myanmar, Malta gibi yerlerde de tutulduğunu belirten Üstündağ, Kıbrıs’taki kampın buralara göre farkını şöyle sıraladı: “Elbette esaret her şartta kötüdür. Burada tutulanların çoğunun günlükleri var. Hatta bazı kamplarda neler yapıldığını gün gün bilebiliyoruz. Hatta gazete, fotoğraf ve dergilere de konu olan kamplar da var aralarında. Kıbrıs’ta tutulan esirler ise genellikle erlerdir ve okuma yazma bilmezler. Ve yaşadıklarını anca sözel şekilde dile getirebilmişlerdi. Bu toplumsal, kolektif hafıza da her ne kadar konuşmalarla aktarılsa da kişilere bağlı olduğu için giderek zayıflar. O yüzden Kıbrıs’taki kamplara dair tek bilebildiğimiz kolektif hafızadan kalanlar ve arşivdeki belgeler.”

"Ada halkı ve Çanakkale esirleri arasında bağ kurulmuş"

Kıbrıs Türkleri ile esir kampındaki Türk askerlerinin arasındaki bağa değinen Üstündağ, Ada’nın kolektif belleğinde aradan geçen 100 yılı aşkın zamana rağmen esir askerlere dair anıların canlı olduğunu söyledi: “İngilizler Çanakkale esirlerini getirdiği ilk zamanlar nispeten serbest bırakmıştı. Örneğin birkaç camiye gitmelerine izin verilmişti. Örneğin Gazimağusa’da 250 kişilik Çanakkale Şehitliği vardır. Oradaki cenaze törenlerine Kıbrıs Türkleri de katılıyordu. Hatta bazı ‘yasaklar’ da delinebiliyordu örneğin esirlere yiyecek, giyecek veriliyordu. Hatta bazı esirlerin Anadolu’ya kaçırılmasında da Ada halkı yardımcı olmuş. Fakat bu esirlerin kim olduğu ve ne kadarının Anadolu’ya ulaşabildiğini bilmiyoruz. Belgeselde bu esirlere yardım eden kişilerin torunlarına ulaştım, anılarını aktardım.”

Belgeselin KKTC'de Haziran ayında ilk gösteriminin yapıldığını söyleyen Üstündağ, "Belgeselimizi henüz Türkiye'de gösteremedik. Türkiye'de söyleşi eşliğinde gösterim için bizlere alan açan kurumların davetine de açığız" sözlerini kullandı.