Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyeleri, memur maaşlarına yapılan zam oranını protesto etmek için yurt genelinde iş bırakma eylemi yaptı. Ankara'da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde toplanan üyeler, "Vergide adalet istiyoruz", "Genel grev, genel direniş" ve "Ek ödemeler emekliliğe yansıtılsın" yazılı pankart ve dövizler yazılı döviz taşıdı.

Eyleme Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcıları Gamze Taşcıer ve Suat Özçağdaş, CHP Ankara Milletvekili Ali Ersever, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ ve Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan ile emekli sendikaları da destek verdi.

"Maaşlarımız mum gibi eriyor"

Düzenlenen basın açıklamasında konuşan KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, Akdeniz ve Beşiktaş Belediyesi'ne yapılan operasyonlara tepki gösterdi. Kamu çalışanlarının, toplumun diğer kesimleri gibi, yıllardır artan enflasyon, hayat pahalılığı ve düşük ücret zamları karşısında yoksullaşmaya mahkûm edildiğini belirten Koçak, şunları söyledi:

"Her geçen gün etkisini artıran ekonomik kriz, milyonların yaşamını daha da zorlaştırıyor. Alım gücümüz düşerken, en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamakta zorlanıyoruz. TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamları gerçeğin birazını bile yansıtmazken, maaşlarımız mum gibi eriyor ve emekçiler olarak hızla sefalete sürükleniyoruz. Artık Yeter. Emekçisi, emeklisi geçinemiyoruz

2025 yılını yüzde 30’luk asgari ücret zammının yanı sıra, kamu emekçileri ve memur emeklilerine yapılan yüzde 11,54; işçiler ve işçi emeklilerine reva görülen yüzde 15,75’lik sefalet zamları ile karşıladık. 1 Ocak’tan itibaren vergi ve harçlara yüzde 44 zam yapıldı. 2025 bütçesine göre attığımız her adımda ödediğimiz KDV’de geçtiğimiz yıla göre yüzde 81, ÖTV’de ise yüzde 51 artış olacak. Hükümetin kendi alacaklarına yaptığı zam oranları ortadayken, kamu emekçilerine ve emeklilere reva görülen maaş artış oranının sadece yüzde 11,54 olması utanç verici bir durumdur

"Patronların vergi borçları birer birer siliniyor"

İş yerlerinde alın teri döken bizler, enflasyon karşısında ezilirken sermaye her geçen gün daha fazla kâr ediyor. Vergi yükünün büyük bölümü emekçilerin omuzlarına yıkılırken, patronların vergi borçları birer birer siliniyor. Kamu kaynakları, halkın ihtiyaçları yerine sermayeye ve yandaş projelere aktarılıyor. Bu adaletsiz düzenin bedelini yıllardır neden sadece biz emekçiler ödüyoruz? Kamu emekçilerinin, işçilerin, emeklilerin 'insanca yaşayacak ücret' taleplerini görmezden gelen siyasi iktidarın ücretlerimizi baskılayıp, boğazımızı sıkarak uygulamaya çalıştığı ekonomik programa karşı kamu emekçileri olarak itiraz ediyoruz."

"Tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır"

KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz ise konuşmasında vergi sistemine değindi. Türkiye'deki vergi sisteminin emeği ile geçinenlerin aleyhine işlediğini ifade eden Karagöz, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması gerektiğini belirtti. Karagöz şunları söyledi:

"Yıllarca kamu hizmetinde çalışan emekçiler, emeklilik dönemlerinde 'açlık sınırının altında' yaşamaya mahkûm edilmemelidir. Bugün, kamu emekçilerinin aldığı maaşın neredeyse yarısı ek ödemelerden oluşmaktadır. Ancak bu ödemeler, emekli maaşına dâhil edilmediği için; yani aslında 'kayıt dışı çalıştırıldığımız için' emekli olanlar büyük bir gelir kaybına uğramaktadır. Bu adaletsiz uygulamaya derhal son verilmeli, tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır.

"Sarayda oturanlar bunu anlamaz"

Akbank'tan KOBİ'lere "KOBİM Kazansın" paket çözümü Akbank'tan KOBİ'lere "KOBİM Kazansın" paket çözümü

Enflasyon karşısında eriyen maaşlarımız, kamu emekçilerinin temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamamaktadır. Resmi enflasyon rakamları ile halkın hissettiği enflasyon arasında büyük bir fark vardır. Tabii ki bakanlıkta oturanlar, sarayda oturanlar bunu hissetmez ve anlamaz. Memur maaş artışları Erdoğan-Şimşek programına göre değil gerçek enflasyon oranına göre yapılmalıdır.

Hepimizin bildiği gibi, tek adam rejimi olarak tarif ettiğimiz bu siyasal düzende, emekçilerin, asgari ücret tespit komisyonu da dahil olmak üzere, hiçbir pazarlık düzeneğinde, evrensel haklara uygun bir toplu sözleşme yasası bulunmamaktadır. Daha da ileri giderek, milyonlarca emekçiyi sefalet zamlarına sarı sendika eli ile mahkum edip, bunu seyyanen zam gibi tek adamın siyasal ulufe yöntemine terk etmek, bizim hızlıca ters yüz etmemiz gereken en önemli görevdir.

"En düşük memur maaşının 79 bin TL'ye çıkartılmasını talep ediyoruz"

Karagöz, açıklamanın devamında kamu emekçileri adına taleplerini şöyle sıraladı:

"Tüm emekçiler için insanca yaşanabilir bir ücret ve adil bir gelir dağılımı istiyoruz. Eşit işe, eşit ücret talep ediyoruz. Bu sefalet zam aldatmacasına karşı, en düşük memur maaşının acilen yoksulluk sınırının üzerine yani 79 bin TL’ye çıkartılmasını talep ediyoruz. Başta metropoller olmak üzere barınma ihtiyacımızı imkansız hale getiren kira fiyatlarına karşı, güncel verilere denk düşen kira yardımı talep ediyoruz. Asgari ücretin, insan onuruna yaraşır bir ücret düzeyine çıkartılmasını talep ediyoruz. İş yerlerinde ücretsiz kreş açılmasını talep ediyoruz. Kamuda mülakat değil, liyakat, yani kadrolu güvenceli istihdam talep ediyoruz. Seyyanen zamların, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını, insanca yaşayabileceğimiz bir emeklilik talep ediyoruz. Kamu kaynaklarının 'müşteri garantili' projeler için değil, halk için kullanılmasını talep ediyoruz. Vergide adalet, az kazanandan az, çok kazanandan çok, yani adil bir vergi sistemi ve birinci vergi diliminin yüzde 10’a düşürülmesi ve sabitlenmesini istiyoruz. Bizleri toplu sözleşme masası adı altında, siyasal iktidarın iki dudağı arasına bırakan ve tüm yetki ve kararın hükümete terk edildiği sahte sendika yasasına karşı, gerçek grevli bir toplu sözleşme düzenlemesi istiyoruz."

Editör: Deniz Berk