Kültür-Sanat

Keman sanatçısı korodaki arkadaşlarıyla Mevlevihanenin ziyaretçilerine ilahi söylüyor

- Çocukluğunda TRT İzmir Radyosunda öğrendiği keman çalmaya emekliliğinde yeniden başlayan 70 yaşındaki Nazan Naz, Eskişehir Mevlevihanesi'nde kurduğu koroda eşi ve arkadaşlarıyla tasavvuf musikisi dinletileri sunuyor - Keman sanatçısı ve koro şefi Naz: - "İnsanlar daha çok ney sesini duymayı arzu edebilir, neticede kemanla ilahi okumak alışılmış bir durum değil ancak aslında önemli olan o gönülden okuyuşlar ve gönülden dokunuşlar"

Abone Ol

ESKİŞEHİR (AA) - GÜNHAN ÖZCEYLAN - Eskişehir'de arkadaşlarıyla tasavvuf musikisi icra eden keman sanatçısı, Mevlevihanenin ziyaretçilerine ilahi dinletileri sunuyor.

Keman çalmayı çocukluğunda TRT İzmir Radyosunda öğrenen 70 yaşındaki Nazan Naz, 15 yıl önce emekliye ayrıldıktan sonra sanatla yeniden ilgilenmeye başladı.

Eşiyle 2010'da Eskişehir'e taşınan Naz, sanatevi ve tiyatro eğitmenliğinin ardından Hazreti Mevlana'nın 20'nci kuşak torunu Dr. Berna Çelebi Şener'in teklifiyle sanatını Eskişehir Mevlevihanesi'nde icra etmeye başladı.

Naz, Mevlevihanede tasavvuf dinletileri sunmak için bendir çalan eşi ve 6 gönüllüden oluşan koro kurdu. Şefliğini yaptığı ve keman çalarak katıldığı koroyla repertuvarlarına binlerce eseri dahil eden Naz, bazı günlerde ilahi dinletilerinde sahne alıyor.

Keman sanatçısı ve koro şefi Nazan Naz, AA muhabirine, başlarda tasavvuf musikisinin kendisine uzak bir alan olduğunu ancak öğrenmeye başladıktan sonra ilahilerin gönlüne dokunduğunu söyledi.

Farklı enstrümanlarla ilahi çalmak için nota bilmenin yeterli olduğunu belirten Naz, "İlahilerin kendine has bir ritmi var ancak biz buradaki ilahileri Türk Sanat Müziği üslubuyla söylüyoruz. Türk Sanat Müziğini de çok severim. Itri, Hacı Arif Bey, Mehmet Rakım Elkutlu gibi sanatçıların parçalarını çok iyi çalıştığım için bu eserleri iyi biliyorum." dedi.

- "İlla ney olmak zorunda değil"

İlahileri keman eşliğinde icra ettiğini dile getiren Naz, ney olmadan da tasavvuf musikisi eserlerinin okunabileceğini anlattı.

İzleyicilerin, Mevlevihanenin ziyaretçi defterine yazdığı notlarda ney olması gerektiğine dair bir ifadenin bulunmadığını kaydeden Naz, şöyle devam etti:

"Demek ki illa ney olmak zorunda değil. İnsanlar kemanla ilahi dinletisini de sevebiliyor. İnsanlar daha çok ney sesini duymayı arzu edebilir, neticede kemanla ilahi okumak alışılmış bir durum değil ancak aslında önemli olan o gönülden okuyuşlar ve gönülden dokunuşlar. Aslında hangi enstrümanı çaldığınızın önemi yok. Önemli olan birlik ve beraberlik içinde o aşkı karşı tarafa verebilmek. Her şeyin başı aşk."

Her gün saatlerce keman ve kanun çalıştığını ifade eden Naz, yoğun efora rağmen kendisini zinde hissettiğini, herhangi bir rahatsızlığının bulunmadığını dile getirdi.

Koro oluşturma sürecine de değinen Naz, "Mevlevihaneye başladıktan sonra korodan kimse yoktu, sazlardan kimse yok, bir neyzen yok. Dolayısıyla ben sadece keman çalıyorum, eşim de dedi ki 'Bendirle ben de eşlik edeyim.' Hayatında o güne kadar bendir çalmış birisi değil. Bendirle içgüdüsel olarak inanılmaz bir ritim duygusunun olduğunu keşfettik. İkimiz başladık, birer birer buraya gelenlerin sayısı arttı." ifadesini kullandı.

İlahi dinletilerinin, Mevlevihanenin ziyaretçi sayısının da artmasını sağladığını söyleyen Naz, "Kanun çalmayı da iyi bir seviyeye getirdim ama herhangi bir yerde çalmıyorum, kendim için çalıyorum. Onu da 55 yaşında öğrenmeye başladım. Günde her bölümü 50 kez çalardım. 7 saat çalıştığımı bilirim. Sırtım kamburlaştı kanun çalmaktan." diye konuştu.