Katliamların üzerinden 29 yıl geçti

Utku ŞENSOY

Abone Ol
Utku ŞENSOY Bundan 29 yıl önce Sivas’ta 35 aydınımız yakılarak katledilmişti. 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli'nde yaşanan katliamın yüreklerdeki yangını ne yazık ki hala sönmedi. Türkiye'nin önde gelen aydın ve sanatçılarının da aralarında bulunduğu şair ve yazarlar, Pir Sultan Abdal Şenlikleri'ne katılmak için Sivas Valisinin özel davetlisi olarak Sivas'a gitmişti. Şenliğe katılanlar arasında yazar Aziz Nesin, Metin Altıok, Hasret Gültekin, Nesimi Çimen, Asım Bezirci gibi yazar ve sanatçılar da vardı. “Sivas laiklere mezar olacak” gibi sloganlarla yürüyüşe geçen binlerce kişi Madımak Oteli'nin önünde toplanıp oteli ateşe verdi. Katliam davası 13 Mart 2012'de zaman aşımı nedeniyle düşürüldü. 2 Temmuz günü Sivas'ta Cumhuriyetimizin, laiklik ve demokrasinin hedef alındığı unutulmamalı. Madımak’tan 3 gün sonra bu kez, Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde PKK teröristleri tarafından 33 sivil yurttaşımız öldürülüp köy ateşe verildi. Bölücü terör örgütünün Başbağlar’daki Katliamı da hiçbir zaman unutulmamalı. *** ASGARİ ÜCRET 5500 TL Muhalefetin tepkileri arasında asgari ücret 5bin 500 TL oldu. Böylece asgari ücretliye ilk kez aynı yıl içinde iki büyük artış birden yapılmış oldu. Ortalama ücret haline gelen asgari ücret 5 bin 500 lira, açlık sınırı 6 bin 319 lira! Ekmeğin 4 lirayı aştığı bir ortamda açlık sınırının 6 bin lira olması doğal. Geçen yıl 2 bin 825 lira olan asgari ücretle bin 800 den fazla ekmek alınabiliyordu. Oysa bugün asgari ücretteki 2 önemli artışa rağmen 5 bin 500 lirayla sadece bin 375 tane ekmek alınabiliyor! Bu ne yaman çelişki değil mi? Türk-İş'in Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması Haziran ayı sonucuna göre; gıda enflasyonu yüzde 117, dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması tutarı yani yoksulluk sınırı da 20 bin 818 lira! Asgari ücretin açlık sınırının bin lira altında kaldığı ortamda akıllardaki sorulara yanıt bulmak daha da karmaşık bir hale geldi. Bu artış asgari ücretliyi mevcut yüksek enflasyona karşı korumaya yetecek mi? Artışa rağmen asgari ücret mutfaktaki yangı söndürebilecek mi? Asgari ücrette yük devlette mi yoksa işverenin omuzlarına mı yüklendi? İşçi başına işverene verilen 100 TL ile işveren rahatlayacak mı? Maliyet 7 bin 603 TL, destek 100 TL olunca işveren artan vergi yükünün, fatura, kira ve elektrik gibi yüksek giderlerin altından nasıl kalkacak? Yurttaşların alım gücünün düşmesi sonucu doğal olarak harcamalarını kısmak zorunda kalırken, işveren, esnafın da kazancı düşmeyecek mi? İşveren kazanamadığı parayı cebinden çalışanlarına mı verecek yoksa işçi çıkarmak zorunda mı kalacak? Ya da dayanamayıp pes edip kepenk mi indirecek? Kanımızca bu ve benzeri sorulara yanıtları sonbahara daha sağlıklı biçimde verebileceğiz. *** MÜSİLAJ BİTTİ Mİ? Geçtiğimiz yaz aylarının önemli gündem maddelerinden biri de Marmara Denizi’ni tehdit eden müsilajdı. Sulara karışan atıklarla kirliliğe bağlı olarak ortaya çıkan müsilaj, şu an her ne kadar deniz yüzeyi temiz gibi görünse de Marmara Denizi’mizi içten içe hala tehdit ediyor. Dolayısıyla, İstanbul be Çanakkale boğazlarına rağmen 11 bin 350 kilometrekare büyüklükte yüzeye sahip kapalı bir iç deniz olan Marmara için kabus sona ermedi. Güneyden ülkemizdeki Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya, Melen ve Çoruh’la, kuzeyde ise Tuna, Dinyeper ve Don nehirleri ile kirlenen Karadeniz, İstanbul Boğazı yoluyla Marmara’ya her tür pislik ve kimyasal atığını kusmakta. Marmara can çekişiyor, onu ölüm döşeğinden kurtarmak hala mümkün. Ancak gerek bireyler olarak gerekse merkezi ve yerel yönetimler olarak yapabileceklerimiz var. Sorunu ört bas etmeden yüzleşip, bu konuda farkındalık yaratıp, çevreye duyarlı olarak gelecek nesillere yaşanabilir bir Marmara bırakabiliriz. *** KAÇAK KESİME DİKKAT Kurban Bayramı’na birkaç gün kala kurban alımı ve kesimiyle ilgili telaş yaşanmaya başladı. Fiyatlar el yaktığı için gücü yetenler büyük baş, kısıtlı imkanı olanlar küçük baş kurbanlıklar için şimdiden araştırma yapmaya başladı. Büyük kentlerde kurbanlıklar için satış yerleri ve kesim alanları belirlendi. Artık cadde, sokak ve park gibi kamu alanlarında kurban kesimine izin verilmiyor. 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu’na göre 277 lira olan cezai işlem uygulaması ise caydırıcı olmadığı için, evlerin bahçelerinde yapılacak kesimlerde yine parmağını, elini, kolunu kesip acil servisin yolunu tutan acemi kasaplara ve sokaklarda danasının peşinde koşuşturanlara tanık olacağız. İçinde bulunduğumuz zor döneme, yaşanan tüm ekonomik olumsuzluklara rağmen, bayramın ailelerimize sağlıklı günler, milletimize birlik, huzur ve refah getirmesini temenni ediyoruz.